Antalya ya saldırıyorlar! Nükleer silah kadar tehlikeli
Haber Global sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Türkiye'nin tarımsal güvenliği son aylarda Antalya Havalimanı'ndan ülkeye sokulmak istenen riskli tohumlarla gündemde. Bu alandaki son hadise, geçtiğimiz gün yine Antalya Havalimanı'nda yaşandı. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'ne bağlı denetim ekipleri, İspanya’dan gelen 24.2 kilogram mısır tohumunda GDO tespit ederken, analizler sonucunda genetik müdahale içeren tohumların yasak kapsamına girdiği anlaşıldı. Tohumlar İspanya'ya iade edilirken, bu gelişme, son üç ayda tespit edilen ikinci GDO’lu mısır vakası olarak dikkatlerden kaçmadı. Uzmanlara göre Antalya'nın hedefte olmasının en büyük nedeni, turizm kadar tarım üretiminde de ilk sırada olmasından kaynaklanıyor. Öyle ki; Türkiye'nin en önemli tarım ihracat merkezi kabul edilen Antalya'da yalnızca 2024 yılında "sebze-meyve ihracatının" hacmi 1.3 milyar doları buluyor. Türkiye’deki toplam yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 31’i Antalya'dan yurt dışına gönderilirken, yıllık ortalama 5,2 milyon ton sebze ve meyve üretim miktarının da yaklaşık 3,6 milyon tonluk kısmı seralarda gerçekleştiriliyor.

Gıda ve tohum savaşlarının odağındaki Antalya'ya bir yandan GDO'lu tohumlar, bir yandan da hastalıklı domates tohumları sokulmak istenirken; uzmanlar ise Hindistan ve Uzakdoğu menşeili hastalıklı domates tohumlarının Aksu, Serik ve Kumluca'daki ekim alanlarında büyük tahribat yaşatacağına dikkat çekiyor. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Nevzat Atık virüslü veya GDO'lu tohumlar üzerinden gıda strateji ve güvenliğinin önemine değinirken, "Türkiye'ye hastalıklı tohumları sokup, tarımsal üretime darbe vurmak isteyen güçler olduğunu biliyoruz. Antalya'dan sokulmak istenen hastalıklı ürünler tespit edilmeyip, ekilmiş olsa, tarlalarda ciddi tahribat olurdu" diye konuştu.
İstanbul Topkapı Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğreti üyesi Prof Dr Aziz Ekşi de virüslü tohumların ekilmesi durumunda ülkedeki üretimin olumsuz etkileneceğini dile getirirken, Topraklarımızı virütik bulaşmadan korumamız, stratejik önceliklerden olmalı" dedi.
Gıda Bülteni Yayın Koordinatörü Araştırmacı Yazar Gürkan Akgüneş ise "Yerli tohum üretiminin yüzde 25 artmasına karşın, tohum ihracatının 200 milyon doları aştığına dikkat çekerek, şu bilgileri aktardı: "Antalya’daki lisanslı tohumculuk firmalarının sayısı 97'yi bulurken, bunların 23'ü doğrudan ihracat yapıyor. Bu yoğun trafik nedeniyle Antalya Havalimanı, hem tarımsal ihracat hem de ithalat için doğal bir geçiş noktası olarak kabul ediliyor. Ancak tarımsal üretimdeki devasa hacim bir yanda da yabancı tohum firmalarının iştahını kabartıyor."
"Ülkeye sokulmaya çalışılan hastalıklı ve GDO’lu tohumlar, yalnızca ticari değil, jeoekonomik riskler de taşıyor. Öyle ki, 2024 yılında Türkiye’ye ithal edilmek istenen yasaklı ve riskli tohum miktarı 2,1 ton olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk 6 ayında ise sadece Antalya Havalimanı'nda yapılan 17 ayrı denetimde 5 farklı ülke kaynaklı riskli sevkiyat durduruldu."
85 MİLYONU İLGİLENDİRİYOR"Biyogüvenlik Kanunu’nun 15. maddesine göre GDO ve ürünlerinin izinsiz ithali, ticareti ve üretimi 5 yıla kadar hapis ve yüksek para cezalarıyla cezalandırılıyor. GDO’lu ürünlerin, bebek mamaları, devam sütleri ve küçük çocuk besinlerinde kullanılması kesinlikle yasak. Unutulmasın ki, GDO’lu veya hastalıklı tohumların yalnızca tarlaya değil, sofraya kadar uzanan zincirdeki her halkaya etkisi olur. Bu sadece çiftçinin değil, 85 milyonun meselesidir."

Türkiye’de genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünleriyle ilgili düzenlemeler, 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren Biyogüvenlik Kanunu ve aynı tarihte kabul edilen “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik” ile belirlendi. Türkiye'de gıda amaçlı ürünlerin yanı sıra bebek mamaları, ek gıdalar ve insan tüketimine yönelik ürünlerde de GDO’lu ürün kullanımına izin verilmiyor. İzinli kabul edilen ürünler ise yalnızca yem ve endüstriyel kullanım amaçlı sınırlı alanlara yönelik.
Kaynak: Web Özel


