Artık önünden sessizce bakıp geçiyorlar... Yok oluyor Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Bir zamanlar çekiç sesleri sokaklarda yankılanır, bakırın parıltısı dükkanlardan dışarı taşardı. Bakırcılık, sadece bir zanaat değil; emeğin, sabrın ve ustalığın simgesiydi. Ancak bugün aynı dükkânların önünden geçenler, içeri adım atmadan yalnızca sessizce bakıp geçiyor.
NESİLDEN NESİLE AKTARILIYORBakırcılık, Anadolu’nun köklü mesleklerinden biri. Nesilden nesile aktarılan bu zanaat, yalnızca mutfak eşyaları üretmekle sınırlı kalmadı; aynı zamanda bir yaşam biçimini, bir felsefeyi de temsil etti. Usta-çırak ilişkisiyle büyüyen bu yol, sabrı, dikkati ve emeğin kutsallığını öğretti.
ZAMANIN GÖLGESİNDE KALDIBugün modern fabrikaların seri üretimi, bakırcılığın sesini gölgede bıraktı. Tencere ve tabaklar artık makinelerden çıkıyor. Geleneksel el işçiliği, birkaç usta ellerde varlığını sürdürmeye çalışsa da her geçen gün biraz daha geriye çekiliyor. Bakırcılar çarşısında bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dükkan kaldı.
Gençler için bakırcılık artık cazip bir meslek değil. Çoğu, hem maddi zorluklar hem de yoğun emek gerektirmesi nedeniyle bu alana yönelmiyor. Ancak bazı ustalar hala umutlu, “Bir kişi bile devam ettirse, bu sanat ölmez” diyorlar.
TURİZM VE HATIRA DEĞERİHer şeye rağmen bakırcılığın hâlâ nefes aldığı bir alan var: turizm. Yabancı turistler için el işçiliğiyle yapılmış bakır cezveler, tabaklar ve süs eşyaları büyük ilgi görüyor. Bakırcılar, bu ilgiyi mesleğin geleceği için bir umut kapısı olarak görüyor.


