Aşırı bağlılık mı, sağlıksız bir duygusal döngü mü? Kaygılı bağlanma ile ilgili merak edilenler
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Sevgiye duyulan ihtiyaç zamanla bağımlılığa mı dönüşüyor? Partnerinizden ayrı kaldığınızda huzursuz hissediyor, kontrol etmeden duramıyor musunuz? İlişkilerde sıkça karşılaşılan kaygılı bağlanma stiline ve bu bağlanma biçiminin duygusal etkilerine birlikte göz atalım.

Stres seviyesini yönetmenin yolları neler?

Egzersiz yaparken neyi yanlış yapıyoruz?
KAYGILI BAĞLANMA STİLİ NEDİR?Kaygılı bağlanma stili, kişinin yakın ilişkilerde yoğun şekilde terk edilme korkusu, güvensizlik ve duygusal dalgalanmalar yaşamasıyla kendini gösteren bir bağlanma biçimidir. Bu kişiler, partnerlerine karşı aşırı bağımlı ve duyarlıdır. Partnerinin ilgisindeki en küçük değişiklik bile büyük endişelere neden olabilir. Bu durum, ilişkilerde kontrol etme ihtiyacı, kıskançlık ve sürekli teyit arayışıyla sonuçlanır.
Kaygılı bağlanan bireyler, sevdikleri kişilerden ayrıldıklarında yoğun huzursuzluk yaşar, zihinlerinde sürekli olumsuz senaryolar üretir. İlişkilerinde duygusal olarak dengesiz bir yapı sergilerler ve çoğu zaman reddedilme veya yeterli bulunmama korkusuyla hareket ederler.

- Sürekli Onay Arayışı: Bu bireyler, partnerlerinden sürekli sevildiklerine ve değerli olduklarına dair onay beklerler. Partnerin davranışlarındaki küçük değişiklikler bile büyük kaygı yaratabilir.
- Aşırı Kıskançlık: Partnerin çevresindeki kişiler tehdit olarak algılanır. Bu nedenle yoğun kıskançlık ve kontrol davranışları gözlenebilir.
- Terk Edilme Korkusu: Kaygılı bağlanmanın en belirgin özelliği, terk edilme endişesidir. Bu korku kişinin tüm davranışlarını etkileyebilir ve ilişkide sürekli bir panik hali yaratabilir.
DUYGUSAL BELİRTİLER- Duygusal Dalgalanmalar: Küçük anlaşmazlıklar ya da iletişim eksiklikleri, yoğun duygusal tepkilere yol açar. Kişi kolayca üzülür veya öfkelenir.
- Güvensizlik: Partnerin sevgisi ve ilgisi hissedilse bile, içten içe yeterli gelmez. Bu durum özsaygının da zedelenmesine neden olabilir.
- Aşırı Hassasiyet: Eleştirilere karşı çok hassas olunabilir. Basit bir söz ya da davranış, kişide derin bir kırgınlığa neden olabilir.

- Takıntılı Davranışlar: Partnerin sosyal medya hesaplarını sık sık kontrol etme, her hareketini takip etme gibi davranışlar sık görülür.
- Aşırı Bağlılık: Sağlıklı sınırların korunması zorlaşır. Kaygılı bağlanan birey, partneriyle her anını paylaşmak ister.
- İlişkiyi Sürdürememe: Zararlı ya da toksik bir ilişki olsa dahi, terk edilme korkusu nedeniyle kişi ilişkiden ayrılamaz.
KAYGILI BAĞLANMANIN KÖKENLERİ 1. ÇOCUKLUK DÖNEMİ DENEYİMLERİBağlanma stilleri, büyük ölçüde çocukluk dönemindeki deneyimlerle şekillenir. Çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçları tutarlı bir şekilde karşılanmadığında, güvensizlik duygusu gelişir. Örneğin, ağladığında kucağa alınmayan ya da duygusal destek görmeyen bir çocuk, yetişkinlikte kaygılı bağlanma eğilimi gösterebilir.
Aşırı koruyucu ya da baskıcı ebeveynler, çocukta "Dünya güvensiz bir yer" inancının oluşmasına neden olabilir. Tutarsız ebeveyn davranışları da çocuğun duygusal belirsizlik yaşamasına yol açar. Bu da ileride kurduğu ilişkilerde kaygı yaratabilir.

Boşanma, aile içi şiddet, kayıp, hastalık gibi travmalar duygusal güveni zedeleyebilir. Bu tür olaylar yaşanırken yeterli destek verilmezse, birey "Ben güvende değilim" düşüncesini içselleştirir. Bu da kaygılı bağlanma davranışlarının temelini oluşturur.
KAYGILI BAĞLANMA ÇEŞİTLERİ- Kaygılı Kararsız Bağlanma: Bu kişiler, partnerlerine karşı bir yandan bağımlı, diğer yandan uzak ve kararsız davranırlar. Terk edilme veya aldatılma korkuları yoğun şekilde hissedilir.
- Kaygılı Kaçıngan Bağlanma: Duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimindedirler. Partnerlerine karşı mesafeli, soğuk ve ilgisiz davranabilirler. Kendi özgürlüklerine fazlasıyla düşkündürler.
- Kaygılı Ambivalan Bağlanma: Aşırı derecede kıskanç, bağımlı ve onay arayan davranışlar sergilenir. Sürekli olarak partnerden ilgi ve güvence beklenir.

Kişinin kendi duygularını ve düşünce kalıplarını fark etmesi, ilk adımdır. "Neden bu kadar endişeliyim?", "Bu duygu bana neyi hatırlatıyor?" gibi sorularla iç dünyayı keşfetmek mümkündür. Günlük tutmak bu süreci destekler.
2. SAĞLIKLI İLETİŞİM BECERİLERİİhtiyaçları net bir şekilde ifade etmek, yanlış anlamaların önüne geçer. Etkin dinleme, empati ve "ben dili" kullanımı, ilişkileri daha sağlıklı hale getirir.
3. KENDİNE ŞEFKAT GÖSTERMEKişinin kendi iç sesiyle yargılayıcı değil, destekleyici bir şekilde konuşması önemlidir. "Zor zamanlar geçirdim ama bu benim değersiz olduğum anlamına gelmez" gibi ifadeler özsaygıyı güçlendirir.

Kaygılı bağlanma bir psikolojik durumdur ve uzman değerlendirmesi gerektirir. Psikolog ya da psikiyatristler, bireyle yaptıkları görüşmelerde çocukluk deneyimlerini, ebeveyn ilişkilerini ve ilişkilerdeki davranış örüntülerini analiz ederler. Ayrıca çeşitli psikolojik testler uygulanabilir.
Uygulanan Testlerden Bazıları:
- Bağlanma Stilleri Ölçeği
- Yakın İlişkiler Envanteri
- Bağlanma Kaygısı ve Kaçınma Ölçeği
Kaygılı bağlanma tamamen ortadan kalkmayabilir, ancak farkındalık ve sağlıklı ilişki becerilerinin geliştirilmesiyle büyük ölçüde yönetilebilir. Bu süreçte profesyonel destek almak, kişinin hem kendisiyle hem de ilişkileriyle daha barışık bir yaşam sürmesini sağlar.
Görsel Kaynak: istockphoto


