Aşk uğruna inşa ettirilmiş en görkemli yapı... Babil in Asma Bahçeleri nin arkasındaki büyüleyici aşk hikayesi
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçeleri, yalnızca ihtişamıyla değil ardındaki romantik öyküyle de hafızalarda yer ediyor. Günümüze ulaşmayan bu efsanevi bahçeler, bir hükümdarın aşkını ölümsüzleştirme arzusunun görkemli bir yansıması olarak kabul ediliyor. Hem gerçekliği hem de hikâyesiyle hâlâ gizemini koruyor!

Babil’in Asma Bahçeleri’nin ardında, dönemin en güçlü hükümdarlarından biri olan II. Nebukadnezar’ın adı geçiyor. M.Ö. 6. yüzyılda hüküm süren bu kral, yalnızca fetihleriyle değil, sanata ve mimariye verdiği önemle de tanınıyor. Ancak onu diğer hükümdarlardan ayıran en önemli detay, eşi Amytis’e olan derin sevgisiyle tarihe geçmesi.
AMYTIS’İN HASRETİMed asıllı bir prenses olan Amytis, Babil’e geldiğinde yeni toprakların düzlüğüne ve çorak havasına yabancı kaldı. Doğduğu coğrafyanın yeşil dağlarını, çiçeklerle bezeli vadilerini özlemle anıyordu. Onun bu özlemi, Nebukadnezar’ın kalbine dokundu. Efsaneye göre kral, eşinin memleket hasretini giderebilmek için toprağın ortasında göğe yükselen teraslar inşa ettirdi.
BİR MİMARİ HARİKA
Asma Bahçeler, kat kat yükselen teraslardan oluşuyordu. Sulama sistemleriyle donatılan bu yapıda egzotik bitkiler, yüksek ağaçlar ve rengârenk çiçekler yer alıyordu. Mühendislik açısından döneminin çok ötesinde bir proje olan bahçeler, hem doğanın güzelliğini hem de insan elinin yaratıcılığını bir arada sergiledi.
GERÇEK Mİ, EFSANE Mİ?Babil’in Asma Bahçeleri’nin gerçekten var olup olmadığı hâlâ tartışma konusu. Bazı tarihçiler bu bahçelerin yalnızca anlatılardan ibaret olduğunu söylerken, bazıları arkeolojik bulgularla varlığını kanıtlamaya çalışıyor. Ancak kesin olan bir şey var: bu hikâye, aşkın mimariyi ve tarihi şekillendirebilecek kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Bugün Asma Bahçeler’den hiçbir iz kalmamış olsa da, ardında bıraktığı efsane hâlâ dilden dile aktarılıyor. Nebukadnezar’ın Amytis’e armağan ettiği bu bahçeler, aşkın yalnızca kalplerde değil, taşlarda ve çiçeklerde de ölümsüzleşebileceğini kanıtlıyor.
Kaynak: Brittanica, The Collector


