Avrupa dan İsrail e tepki, Orta Doğu güvenmiyor!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Fransa'nın Filistin'i resmen tanıyacağını açıklamasının ardından Avrupa ülkelerinden İsrail'e sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Hollanda ve Slovenya Hükümetleri, İsrailli iki bakanı “istenmeyen kişi” ilan ederken, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ise Dışişleri Bakanını İsrail'e göndermeyi planladığını açıkladı. Merz, İsrail'e karşı daha sert tedbirler alınabileceğini de ifade ederken, İrlanda ise İsrail işgali altında bulunan Filistin topraklarından ithalatı yasaklayan yasayı çıkardı. Avrupa'da sokaklarda on binlerce insan ve çok sayıda parlamentoda onlarca politikacı İsrail'i her gün protesto etmeye devam ediyorlar. Haber Global Web Özel'e konuşan Mısırlı ünlü Orta Doğu tarihçisi Profesör Halid Fahmi'ye göre bölge halkları daha önce İsrail zulmüne ses çıkarmayan ve ticari bağlarını her defasında güçlendirip destek olan AB üyesi ülkelere güvenmiyorlar. Avrupa'nın geçmişteki manda yönetimi kimliği de tüm bölge halklarının belleklerinde kazılı durumda. “Avrupa geçmişteki sessizliğini telafi etme girişimlerinde bulunuyor. Bu durum, Orta Doğu halklarına samimi gelmiyor” diyen Fahmi'nin çarpıcı açıklamaları şu şekilde:

“Avrupa'nın İsrail karşısındaki tepkisi tarihi bir geç kalmışlık durumudur. Orta Doğu halklarının hafızasında Avrupa ülkeleri politik alanını ve ticari çıkarlarını genişletmek için İsrail'i karşı ortak adım atıyorlar düşüncesi halen hakim durumda. Bir Mısırlı, Filistinli ya da Ürdünlü için Avrupa'nın tepkilerinin samimi bulunması oldukça zor.”
TELAFİ GİRİŞİMLERİ“Avrupa'da hükümetler nezdinde oluşan tepki kıtanın geçmişteki sessizliğini ve desteğini telafi etmeye yönelik girişimler. Bu tür diplomatik jestler de, bölge halkları tarafından gerçek bir kırılma değil, Batı'nın imaj düzeltme çabası olarak algılanıyor. Bölge uzmanlarına göre de Avrupa'nın İsrail ile olan uzun süreli yapısal çıkar ortaklığı, birkaç bakanın yasaklanmasıyla sona erecek bir süreç değil. Avrupa devletleri Gazze’de on binlerce sivil öldürülürken, aylar boyunca sessiz kaldı ve bu suskunluk tüm bölge insanlarında tarihsel bir hafıza yarattı.”

"Orta Doğu halkları için Avrupa sokaklarındaki Filistin yanlısı gösteriler ve parlamentolardaki bazı muhalif çıkışlar son derece değerli ve gerçekçi ancak devlet politikaları çok daha derin stratejik çıkarlara dayanıyor. Avrupa halkı vicdanen Gazze’ye ses çıkarıyor ancak AB diplomatik yapısı, İsrail’i bölgedeki ortağı olarak değerlendirme alışkanlığından vazgeçemez. Özellikle Almanya ve Fransa'nın, Orta Doğu’ya yönelik ortak diplomatik inisiyatifler yürütmesi, 19. ve 20. yüzyıldaki bölgesel hakimiyet mücadelelerinin güncellenmiş versiyonu olarak değerlendiriyor. Orta Doğulular için Avrupa bölgeye her zaman ordularla ya da ticari hakimiyet kurmak için gelen ülkeler topluluğu durumunda.”
SON SÖZ HALKTA“Bu nokta bölgenin en gerçek zeminidir. Gazze halkı ve genel olarak Arap dünyası örneğin Sykes-Picot’u da bilir, Balfour Deklarasyonu’nu da, Fransız manda dönemlerini de… Bugünkü tepkiler de tüm bölgede işte bu gözle okunmakta. Dolayısıyla bu girişimlerin Gazze'de büyük bir güven ve istikrar inşasına yol açacağını düşünmüyorum. Eğer bir gün Avrupa ile İsrail'in karşılıklı ticaret ve askeri işbirlikleri büyük bir kesintiye uğrarsa işte bu tüm halkların bakış açısını değiştirir. Böylesine zor bir olasılık gerçekleşene kadar şüphe her zaman var olacaktır. Şu unutulmamalı: devletler arası ilişkiler her zaman bir süreç ve denge içerisinde yürür ancak Orta Doğu'da son sözü söyleyen her zaman halklar oldu.”
Kaynak: Web Özel


