Avukatlardan Sinop Nükleer Santralı’na karşı hamle: Hazırlanan ÇED geçersiz
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Sinop’ta yapılması planlanan Nükleer Güç Santrali (NGS) projesine karşı hukuki mücade sürüyor. Avukatlar, Danıştay'ın ara kararına karşı görüşlerini sunarken projenin temelini oluşturan ATMEA1 tipi reaktörün artık var olmayan bir tasarım olduğu, dolayısıyla söz konusu reaktöre göre hazırlanmış Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun geçersiz hale geldiğine işaret etti.
Avukatlar Mehmet Horuş, Sanem Küçükarzuman, Koray Cengiz, Danıştay 6. Dairesi’nin Sinop’ta yapılması planlanan Nükleer Güç Santrali (NGS) projesiyle ilgili ara kararını açıklamasına karşılık Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın verdiği cevabın ardından karşı görüşünü sundu. Bakanlık’tan Danıştay’a verilen cevabın işlemi savunmak amacıyla yapıldığına dikkat çekilen karşı görüşte, açıklamaların bilimsel ve teknik açıdan da kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Görüşte, ATMEA1 isimli reaktörün geliştirici şirketi ATMEA SAS'ın 2019’da faaliyetinin durdurulduğu ve bu sebeple reaktörün pazarlanmasının durduğu ve dünyada hiçbir ülkede kurulmadığı ifade edildi. ATMEA 1 adlı reaktörünün fiilen üretimden kalktığının açıklandığı görüşte, “ATMEA 1 projesinin üretilebilmesinin ancak ATMEA 1 şirketine bir proje verilerek destek sağlanması ve uzun yıllar sürecek tasarım ve lisanslama çalışmaları ile mümkün olabilir, ki bugünkü durumda bu mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.
Avukatlar, Bakanlığın cevabında Rusya ve Güney Kore yapımı VVER 1200 ve APR1400 tipi reaktörler için görüşmeler yapıldığının kaydedildiği fakat santral için hazırlanan ÇED raporunda ATMEA 1 tipi tasarım halindeki bir reaktörün imalatçıları tarafından temin edilen verilerin kullanıldığına dikkat çekti.

Avukatlar ayrıca, ATMEA 1 tipi için hazırlanan ÇED raporuna dayanılarak aynı sahaya bir Rus yapımı VVER 1200 (Akkuyu NES de kurulan tip) veya Güney Kore yapımı APRAPR1400 tip veya Çin yapımı Hualong One tipi reaktör inşasının fiziksel olarak da mümkün olmayacağına dikkat çekti. Davacılar, “Dünyada benzin motorlu otomobillerin tamamı ayni teknolojiyi kullanmaktadır ama binlerce değişik otomobil vardır. Motor güçleri değişiktir, yakıt tüketimleri değişiktir, karbon dioksit emisyonları değişiktir, koltuk sayısı, taşıma kapasitesi, ağırlığı, boyu eni değişiktir. Hiçbir otomobil üretici firması da başka bir firmanın yaptığı ayni otomobili yapmaz. Dolayısı ile teknoloji adı ayni olsa da ayrı firmalar tarafından tasarlanan nükleer enerji santrallarının da çevre açısından ayni etkileri göstereceği söylenemez” sözlerini sarf etti.

Davacıların karşı görüşünde, “IAEA ARIS Database (2025)”, “KHNP Teknik Dokümanlar”, “OECD/NEA 2024 Nükleer Ekonomi Raporu” kapsamında nükleer reaktörlerin genel karşılaştırmasının, reaktörlerin inşaat ve lojistik alanı, yakıt atık ve depolama karşılaştırmasının yapıldığı tablolara da yer verildi. Bu kapsamda, santralın seçilecek imalatçının tipine göre çok büyük farklılıklar gösterdiği, bu tiplerden birine göre yapılan ÇED raporunun teknolojisinin aynı diye öteki tipler de uygun olacağını söylemenin “bilimsellikle bağdaşan bir söylem olmadığı” vurgulandı.
Davacılar, “Nükleer reaktör tipleri hepsi basınçlı su teknolojisini kullanmakla birlikte çok büyük nesnel farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklarda çevreyi farklı şekilde etkilemektedir. Sonuç olarak; ATMEA1 basınçlı su reaktörünün herhangi bir başka şirket tarafından kullanılamayacağı veya Sinop proje alanında anlaşmadan bağımsız olarak başkaları tarafından inşa edilemeyeceği yukarıda anlatılanlar ışığında açıkça görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Sinop’ta halk nükleer santrale karşı ayakta: İhtiyaç değil siyasi tercih
Sinop Nükleer Santrali için ikinci bilirkişi incelemesi: Nükleer endüstriye ÇED satışı


