Bakan Göktaş: Aileyi evrensel bir değer olarak yeniden tamamlamalıyız

Bakan Göktaş, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aile ve Sosyal Politikadan Sorumlu 2. Bakanlar Toplantısı kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen "Güçlü Aileler, Güçlü Toplumlar: TDT Ülkelerinde Aileyi Destekleyici Politikalar" temalı yan etkinliğe katıldı. Etkinlikte Bakan Göktaş'ın yanı sıra Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Kırgızistan Cumhuriyeti Çalışma, Sosyal Güvenlik ve Göç Bakan Yardımcısı Januzakova Kyiyal Baiyshevna, Türkmenistan Çalışma ve Nüfusu Sosyal Koruma Bakan Yardımcısı Halbibi Taçanjanova, TDT Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman, Özbekistan temsilcisi Zamira Akhmedova, Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı Gençlik ve Aile İşleri Komitesi Başkanı Kairat Kambarov'un yanı sıra üye ve gözlemci ülkelerden katılımcılar yer aldı.

Bakan Göktaş yaptığı konuşmada, amaçlarının Türk ülkelerinde uygulanan aile politikalarını anlatmak, iyi uygulamaları paylaşmak ve karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm üreterek ortak stratejiler geliştirmek olduğunu belirtti. Göktaş, "Çünkü küreselleşmenin, dijitalleşmenin ve toplumsal dönüşümlerin hızlandığı bir çağda geleneksel aile değerlerimiz tehditler ve risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Boşanma oranlarının artması, evlilik yaşının yükselmesi gibi demografik trendler pek çok ülkenin yaşadığı ortak sorunlardır. Yaşlanan nüfus, daralan iş gücü ve kuşaklar arası bağların kopması sadece sosyal politikaların değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın stratejilerimizin de yeniden düşünmesinin gerektiren kritik bir meseledir. Bugün aile kurumu maddi sebeplerin yanı sıra değer dünyamızda yaşanan erozyon yüzünden de zayıflıyor. Aşırı bireyselleşme, tüketim kültürü ve haz odaklı yaşam tarzı, evlilik ve ebeveynlik gibi uzun vadeli sorumlulukları değersizleştiriyor. Sosyal medya ve çeşitli ideolojik söylemler de bu süreci hızlandırıyor. Özellikle çocukların ve gençlerin sağlıklı gelişimini tehdit eden zararlı akımlar, sapkın ideolojiler gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşıyor" ifadelerini kullandı.

Tüm bu sonuçların geleceği etkileyen ve toplumsal yapıyı doğrudan etkileyen kırılımlar olduğunu belirten Göktaş, "O yüzden bu sorunlara parça parça değil, bir bütün olarak bakmalıyız ve demografik gerilmeden teknolojilerin etkilerine, değer aşılmasına kadar tüm meseleleri akılla ve cesur politikalarla ele almalıyız. Bu sebeple ortak değerlerimizi temel alan çağın gerekleri ile uyumlu politikalar üretmek artık bir tercih değil, bir zorunluluktur adeta ve burada yapacağımız her katkı sadece bugüne değil yarınlarımıza çocuklarımıza uzanacak bir iz bırakacaktır" şeklinde konuştu. Göktaş, "Biz Türkiye olarak bu bakış açısıyla aile politikalarının noktasında önleyici, kapsayıcı ve sürdürülebilir yaklaşımlar geliştiriyoruz. Bireyi, aileyi ve toplumu birlikte güçlendiren bütüncül bir sosyal politika anlayışı benimsiyoruz. Bu çerçevede aile danışmanlığı hizmetlerinden gençlere yönelik evlilik öncesi eğitim programlarına çalışan ebeveynleri destekleyen modellerine kadar yaşlılara yönelik bakım modellerine kadar geniş bir yelpazede politikaları hayata geçiriyoruz. Son 1 yıl içerisinde bu alanda büyük adımlar attık. Oluşturduğumuz nüfus politikaları kurulu ile uzun vadeli stratejiler geliştiriyoruz. Aile enstitüsü ile aile politikalarımızı bilimsel bir zemin üzerinde yeniden ele alıyoruz. Aileyi ve dinamik nüfus yapımızı korumaya yönelik kurumsal yapımızı güçlendiriyoruz" dedi.

Göktaş, "Bu süreçte attığımız en önemli adım ise 2025 yılını Aile Yılı olarak ilan etmek oldu. 2025 Aile Yılı kapsamında toplumun tüm kesimlerini içine alan çok boyutlu bir vizyon ortaya koyduk. Yıl boyu sürecek faaliyetlerle hem aile kurumunun karşı karşıya kaldığı güncel tehditleri ele almayı hem de dayanıklı ve sağlıklı aile yapılarını güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda ülkemizin dört bir yanında aileyi merkeze alan projeler hayata geçiriyoruz. Aileleri desteklemek amacıyla özel sektörle iş birlikleriyle Aile Yılı kapsamında çeşitli alanlarda indirimler sunuyoruz. Örneğin uçuşlar başta olmak üzere Türk Hava Yolları'yla uçuşlar başta olmak üzere ailece yapılan seyahatlerde aile dostu kampanyaları hayata geçiriyoruz. Gençlerimizin aile kurmalarını teşvik ediyoruz. 81 ilimizde yaygınlaştırdığımız aile ve gençlik fonu kapsamında yürüttüğümüz evlenecek gençlerin desteklenme projesiyle evlenecek çiftlere destek oluyoruz. Özel sektörümüzle imzaladığımız indirim protokolüyle genç çiftlerimizin birçok temel ihtiyacının kolaylıkla karşılamasını sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda genç çiftlere yönelik evlilik öncesi eğitim ve danışmanlık hizmeti de sunduklarımı belirten Göktaş, "Aile danışmanlığı ve eğitim programları ile aile içi iletişimi kuvvetlendiriyoruz. Dijital dünyanın getirdiği riskleri azaltmak, dijital bağımlılıkla mücadele etmek ve aileleri bilinçlendirmek için geniş çaplı programlar hayata geçiriyoruz. Bunun yanı sıra ekonomik desteklerle de ailelerin refahına katkı sunuyoruz. Bu kapsamda doğum yardım sistemimizi bu yıl güncelledik. Çocuklarımız için ise güvenli ve sağlıklı bir gelecek oluşturmak adına koruyucu ve önleyici sosyal hizmetlerimizi geliştiriyoruz. Koruyucu aile hizmetimizle ailesinden ayrı kalan çocuklara güvenli bir yuva sunuyoruz. Çocuk koruma sistemimizi güçlendiriyoruz. Her birinin sağlıklı gelişimlerine destek oluyoruz. Saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendinin himayesinde yürütülen gönül elçileri projesiyle bu hizmetimizi daha da etkin kılıyoruz. Toplumsal farkındalık ve gönüllülüğü arttırıyoruz. Sadece ülkemizde değil, yürüttüğümüz aile diplomasisiyle uluslararası arenada da aileyi güçlendiren politikaların yaygınlaşmasına öncülük etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Göktaş, 22-23 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleştirilen Uluslararası Aile Forumu'na 26 ülkeden sorumlu bakanlar ve üst düzey temsilcileri ağırladıklarını hatırlattı. Göktaş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın forum kapsamında 2026-2035 dönemini Aile ve Nüfus 10 Yılı olarak ilan etmesi Türkiye'de ve dünyada aileyi merkeze alan politikaların yaygınlaşmasına yön vereceğine inanıyoruz. Şunu açıkça söylemeliyim ki aileyi evrensel bir değer olarak yeniden tamamlamalıyız. Bu değeri bilimsel verilerle, yenilikçi politikalarla ve en önemlisi ahlaki bir duruşla savunmalıyız. Aileyi daha güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli haline getirmeliyiz. Çünkü biliyoruz ki güçlü nesiller güçlü ailede yetişir. Bizler aileyi sadece bir sosyolojik yapı değil, medeniyet mirası olarak gören bir geleneğin temsilcileriyiz. Ortak tarihi ve kültürle yoğrulan Türk devletlerinin aile odaklı politikalar etrafında kenetlenmesi hepimize umut vermektedir. Aileyi koruma ve güçlendirme yönünde atacağımız ortak adımlar yarınlarımızda şekillendirecektir" ifadelerini kullandı.