Bakan Tekin: İmam Hatip modelini dünya ile paylaşabiliriz
Dha sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Gaziantep’e gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ÖNDER 22’nci İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Programda Bakan Tekin’in yanı sıra, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, milletvekilleri, rektörler, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Şahinbey Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen kurultayda konuşan Bakan Tekin, “Pazartesi günü itibariyle eğitim öğretim yılı başlarken bu yıl iki ana temayla başlatacağız. Bunlardan bir tanesi Cumhurbaşkanımız bu yılı ‘Aile Yılı’ ilan etmişti. Biz de dolayısıyla okullarımızda bu yılı ‘Aile Yılı’ olarak ilan ettik ve okullarımızda aile ile ilgili etkinliklerinin yapılmasını arzu ediyoruz. İkincisi ‘Her çocuğumuz bir fidan ilk dersimiz yeşil vatan’ mottosuyla eğitim öğretim yılımızda ormanlarımız ve çocuklarımızın orman konusunda bilinçlenmesini hedefleyen bir etkinlikle başlayacağız. Birkaç yıldır her eğitim öğretim yılının açılışında okullarımızda bir tema belirliyoruz. Bu yıl da ormanı belirledik” dedi.

Gazze'de yaşananlara tepki gösteren Bakan Tekin, "Dün yayınlanan bir uluslararası rapora göre Ekim 2023'ten itibaren bugüne kadar Gazze'de en az 19 bin 424 çocuk hayatını kaybetti. Ve yine bu rapora göre bu yaklaşık 20 bin çocuğun içerisinde yaklaşık bin tanesi 1 yaşın altında bebek. Ve yine bu rapora göre Ekim 2023'ten itibaren bugüne kadar her 52 dakikada bir çocuk hayatını kaybetti. Dünyada demokrasiyi, hürriyetleri savunmak için en önemlisi yaşama ve inanma hürriyetini savunmak için çocuklarımızın bu konuda bilinçlenmesini istediğimiz için muhalefet tarafından yerden yere vurulduk. Bunu hatırlatmak zorunda hissediyorum kendimi. Çünkü bizi o gün eleştiren Gazze’deki çocuklarla bizim çocuklarımızın ne alakası var, Gazze’de yaşananlarla Çanakkale'nin ne ilgisi var, diye bizi eleştirenler bugün Cumhurbaşkanımızı Filistin konusunda duyarsızlıkla eleştiriyor. Bu kadar ahlaksızca bir ikilem, biz Cumhurbaşkanımızla beraber çocukluğumuzdan, gençliğimizden itibaren Filistin davasını savunarak Filistin'deki insanların haklarını savunarak büyüdük” diye konuştu.
‘İMAM HATİPLERİN VARLIĞI TÜRKİYE'DE DEMOKRATİK YAŞAMIN BİR GÖSTERGESİ’
Bakan Yusuf Tekin, Türkiye'de imam hatip mücadelesinin ve varlığının aslında demokratik siyasal yaşamın bir göstergesi olduğunu söyledi. Tekin, şöyle konuştu:
"Diğer hususların yanında ve bu hususunda altını ısrarla çizmek istiyorum. İmam hatiplerin mücadelesi Türkiye'de demokrasinin sıkıştığı anlarda imam hatiplerin üzerindeki baskının arttığı Türkiye'de demokrasinin ve insan haklarının güvence altına alındığı dönemlerde imam hatiplerin önünün açıldığını hep beraber görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda yaptıklarını çok farklı ortamlarda defalarca ifade ettik. Cumhurbaşkanımız evet bir imam hatip mezunu olarak imam hatipler konusunda hassas ama çok daha büyük bir hassasiyeti Türkiye’deki çocukların dünyadaki en iyi eğitime kavuşması için varıyla yoğuyla çalışan bir siyasi lider. Bunu bu şekilde söylediğimizde muhalefet çok bizi bu konuda söylediklerimi ciddiye almıyor. Ama ben onlara sürekli başta rakamlarla karşılık veriyorum. Ben diyorum ki Recep Tayyip Erdoğan başbakan olmadan önce Türkiye eğitim göstergeleri açısından uluslararası raporlarda neredeydi? Hiçbir raporda dünya ortalamasının üzerinde değildik. Hiçbir raporda dünyada örnek gösterilen, iyi örnek gösterilen bir ülke değildik. Ancak bugün Allah'a çok şükür Cumhurbaşkanımız sayesinde bizi işi altyapı eğitimde maddi göstergeler, insan kaynağı göstergeleri, teknolojik göstergeler, akademik performans açısından dünyada artık Türkiye örnek gösterilen bir ülke halini aldı."

‘İMAM HATİPLERİN DAHA BAŞARILI KUŞAK YETİŞTİRMESİ İÇİN ÇABALAYACAĞIZ’
Bakan Tekin, Türkiye’deki okulların, eğitim kalitesini arttırmak için gece gündüz çalıştıklarını ve aynı şekilde imam hatip okullarının da bugünkü geldiği noktayla asla yetinmediklerini ve yetinmeyerek daha nitelikli, daha donanımlı, daha başarılı bir kuşak yetiştirilmesi için çabalayacaklarını söyledi.
Tekin, şöyle devam etti:
"Dün eğitimde kat sayıyla, başörtüsüyle imam hatiplerden rahatsız olanlar, bugün bu söylediğimiz, bu bahsettiğimiz göstergelerden mutlu olduklarını ifade etmiyorlar, tam tersine rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. Dün kat sayıdan rahatsız olanlar, bugün imam hatiplerin önünün açılmasından rahatsız oluyorlar. İmam hatiplerdeki evlatlarımızın emeğinden, başarılarından, özgüvenlerinden rahatsız oluyorlar. Dün tek tipçilikten medet umanlar bugün yerli ve milli bir bakış açısıyla ürettiğimiz Türkiye Yüzyılı Maarif modeliyle hedeflediğimiz değerli, yetkin ve çift kanatlı olarak yetiştirdiğimiz nesillerden rahatsızlar. Dün bilimi imana ve dine karşı konumlayanlar bugün kodlamadan yapay zekaya, fen laboratuvarından, musiki akademisine kadar uzattığımız bütüncül eğitim mekanizmalarından rahatsız oluyorlar. Dün bu ülkeyi kendi sınırlarına hapsetmek isteyenler bugün müfredatımıza yerleştirdiğimiz mavi vatan, gök vatan, dijital vatan şuurundan rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. Dün teknolojiyi yalnızca tüketen bir ülke arzulayanlar bugün yerli ve milli teknoloji atımlarımızdan, üretim müfredatımızdan rahatsız. Dün vesayetle milleti terbiye edeceğini zannedenler bugün sandığın hükmünden, demokrasinin sesinden, milletin sesinden ifade ediyorlar. Dün aileyi ve velinin tercih hakkını yok sayanlar, bugün ailelerimizin talebiyle açtığımız yeni okullardan, yeni okul türlerinden, yeni okul modellerinden, kız çocuklarımızın artan okullaşma oranından rahatsızlar. Dün öğretmeni edilgen kılanlar bugün öğretmeni özne yapan, sınıfı atölye ve laboratuvara dönüştüren yeni öğrenme iklimimizden rahatsızlar. Dün tarihi parça parça okutanlar, tarihin bir kısmını ‘ti’ye alan bir kısmıyla dalga geçenler bugün Osmanlı’dan Cumhuriyete, milli mücadeleye kadar uzanan bugüne kadar gelen bütüncül tarih perspektifimizden rahatsızlar. Dün taşraya imkan gitmesin, taşradaki insanlar merkeze gelmesin diyenler bugün her ilde bir üniversite kurulmasından, bilim merkezlerimizden, atölyelerden, kütüphanelerimizden rahatsızlar. Dün gençliği seyirci görmek isteyenler bugün fikir, patent, girişim üreten TEKNOFEST kuşağının varlığından rahatsızlar. Dün imam hatipleri dar bir kalıba sıkıştırmak isteyenler bugün imam hatiplerimizin uluslararası teknolojiye uzanan program çeşitliliğinden rahatsızlar. Dün dezavantajlılığı görünmez kılanlar bugün özel eğitime ihtiyacı duyan çocuklarımıza sunduğumuz eğitim erişimi ve kapsayıcılık adımlarımızdan rahatsızlar. Dün klişe sloganlarla konuşanlar bugün çocuklarımızın emekle kazandığı başarıyı siyasi malzeme yaparak gölgelemeye çalışıyorlar. Aslında rahatsız oldukları şey, başarının ve hakikatin bizatihi kendisi. Bu rahatsızlıkların ise tek bir sebebi var. Türkiye kendi yolunda yürüyor. Milletin aklıyla, vicdanıyla, duasıyla çizilmiş bir yolda yürüyor. Dün kapattıkları kapıları biz bugün açtık diye rahatsızlar. Bugün ufku genişletiyoruz diye rahatsızlar. Yarın fırsatlarımızı, fırsatları daha fazla arttıracağımızdan rahatsızlar. Milletin inancına, iradesine, duasına dokunan hiçbir güce izin vermeyeceğimizi bildikleri için rahatsızlar. Sevgili misafirler, kim ne dersin desin, biz Türkiye’deki okullarımızın, eğitimimizin kalitesini arttırmak için gece gündüz çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde imam hatip okullarımızın bugünkü geldiği noktayla asla yetinmedik, yetinmeyeceğiz. İmam hatip okullarımızın daha nitelikli, daha donanımlı, daha başarılı bir kuşak yetiştirmesi için çaba sarf edeceğiz.’’
‘İMAM HATİP MODELİNİ DÜNYA İLE PAYLAŞABİLİRİZ’
Bakan Tekin, imam hatip modelinin dünyada benzerinin olmadığını ifade ederek, hem dini hem pozitif eğitim vermek isteyen ülkeler ile bu modelin paylaşılabileceğini ve bunu uluslararası bir marka haline getirmek için çalıştıklarını söyledi. Bakan Tekin, “İki önemli konuya değinmek istiyorum. Birisi, imam hatip okullarımızda bilhassa meslek dersleri alanında bu dersleri anlatan öğretmenlerimiz yaklaşık 13-14 çeşit ders veriyor. Dolayısıyla şöyle bir öncülden hareket ettik. YÖK Başkanımız ile de konuyu istişare ettik. Bu anlamda bir tedbir almak üzere çalışma başlattık. Maksadımız, niteliği daha da arttıracak tedbirleri almak. Bir diğer konu ise, katıldığımız uluslararası toplantı ve ziyaretlerde imam hatip okulları ile ilgili genel algı, bu okulların din adamları yetiştirdiği ve dini lise olduğu algısı vardı. Bunun tam tersi olduğunu dile getirdik. Şunu gördük ki dünyada imam hatip tarzında bir model yok. Ben diyorum ki bunu neden biz marka haline getirmiyoruz. Dünyada imam hatip tarzı eğitimleri, yani hem pozitif hem dini eğitim vermek isteyen ülkeler ile bu modeli paylaşabiliriz diye düşünüyorum. İmam hatip okullarının uluslararası bir marka haline dönüştürmek için bir yolculuğa çıktık. Bu konuda da desteklerinizi bekliyoruz’’ diye konuştu.

‘TÜRKİYE EĞİTİMDE BAŞARILI ÜLKELER ARASINDA’
Programda konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ise Türkiye’nin artık dünyada eğitimde başarılı ülkeler arasında olduğunu hatta birçok Avrupa ülkesinin önünde olduğunu ifade etti. Çocukların kimlikli ve inançlı yetiştirilmesi konusunda çok çalışılması gerektiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’de 8 öğrenciden 1’i imam hatip ortaokulu ve lisesine gidiyorsa Türkiye’nin normalleşmesinin bir göstergesidir. Ciddi bir batılılaşma hezeyanları ile geçen 200 yılı aşan bir süreçteki değerlerimiz bizi biz yapan değerler ve yozlaşmanın getirdiği kimliksizleşmenin önüne geçiyoruz. Bu elbette bir normalleşmedir. 1951 yılında kurulan imam hatip okulları o zaman yasak olan bir eğitimin yeniden yapılabilmesinin formülüydü. Bugün imam hatip liseleri bütün eğitim türlerine öğrenci yetiştiren okul türü. İmam hatip okullarının en büyük avantajı, arkasında böyle bir mücadeleyle bilenmiş bir kamuoyunun olmasıdır. Bütün çocuklarımıza değer veriyoruz. İmam hatiplilerin bir hikayesi var. Bu okulların daha başarılı olması için mücadele veriyoruz. Türkiye’de her çocuğumuzun imanlı, kimlikli kendi kültürü ile yetişmiş olmasını arzuluyoruz. İmam hatipliler bu hamurun mayalandığı yerlerdir. Türkiye’de 8 öğrenciden 1’i imam hatibe gidiyorsa her alandaki 8 başarılı öğrenciden 1’i imam hatipli ise iyi gitmiyoruz. Bu rakamın artması gerekiyor. Bu sene gerçekleşen sınav başarılarında imam hatipli öğrencilerimizin başarıları bizi mutlu etti ancak halen 8’de 1’lerdeyiz. Bunun daha da yükselmesi gerekiyor. AK Parti iktidarları döneminde eğitimin nerelere geldiğini kabul etmek zorundayız. Tüm başarı kademelerinde çok yukarılardayız. Türkiye artık dünyada eğitimde başarılı ülkeler arasındadır. Birçok Avrupa ülkesinin önündeyiz. Eğitimde başarısız olduğumuzu artık konuşmayalım. Çocuklarımızı kimlikli ve inançlı yetiştirelim bu konuda daha çok çalışmamız gerekiyor. Sosyal hizmeti sivil toplum eliyle vermek gerçek başarının anahtarıdır. Devlet eliyle olunca bu duygusal aktarım olmuyor. Gönülden gönüle olmalı. Biz öğretmenlerimizin omuzlarındaki yükün ağır olduğunu biliyoruz. Onlara moral yükleyerek başaracağız. Bütün okulların sınav başarısıyla öğrenci almasının başarıyı yükselteceğini düşünmek beyhude bir düşüncedir. Türkiye’de sınavla öğrenci alan okulların azalması gerekmektedir. Bunu kabul etmeliyiz. Bu azalırken imam hatip okulları içindeki proje okullarının da azalması gerekir. Biz imam hatipli olan olmayan diye ayrım yapmıyorsak eğer sınavla olmayan projeyle olmayan imam hatibe de sahip çıkarız demektir. İmam hatip olmayan okullara da sahip çıkarız. ‘Türkiye Yüzyılı’nda Maarif Modeli büyük bir fırsat. Türkiye Yüzyılı bizim için kızıl elma. Cumhurbaşkanımızın en büyük mirası Türkiye Yüzyılını oluşturmaktı. Maarif eğitim modelinin uygulanması konusunda yardımcı olmamız gerekmektedir. Bir taraftan muhalefet saldıracak diğer yandan bir insanımız bizim bakanlığımızın politikalarıyla uyumsuzluk gösterecek bu uygun değil."


