Barrack tan uyutma taktiği mi? Plan İran a blok İsrail e tampon
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın; Suriye denklemine ilişkin, “SDG, YPG ve PKK’dır. Onlara bağımsız devlet kurma borcumuz yok. Özgür bir Kürdistan olmayacak, özgür bir SDG devleti olmayacak” sözleri, ABD'nin yeni stratejilerini merak konusu haline getirdi. Lübnan kökenli Maruni kimliği, Trump ile olan yakın ilişkisi, bölgesel sermaye ve istihbarat bağlantıları Barrack'ı; Orta Doğu’nun yeni siyasi ve ekonomik mimarisinin önemli bir mimarı haline getirdi. Barrack, CIA raporlarında ise “güvenilir ama aşırı pragmatik” olarak nitelendiriliyor. Washington kulislerinde dolaşan ve açık kaynaklardan yansıyan bilgilere göre Barrack, Trump’ın yeniden seçilmesi için Körfez fonlarını devreye sokan aktörlerin başında geliyor. Barrack'ın ayrıca, Kudüs merkezli bazı vakıflarla yakın çalıştığı ve “İbrahim İttifakı” sürecini sivil zeminde teşvik ettiği de açık kaynaklara yansıyan diğer iddialar arasında.

Suriye’deki enerji projelerinde doğrudan yer almayan İsrail şirketlerinin, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve ABD aracılığıyla bu sürece dolaylı biçimde dahil edildiği, süreçte Barrack'ın rol aldığı; bu sayede İran’ın etki alanının daraltıldığı ve ABD-İsrail-Körfez hattında yeni bir enerji koridorunun inşa edildiği de iddialar arasında.
İSRAİL'E TAMPON BÖLGEBarrack’ın bölgede yürüttüğü yeni diplomatik mimari ise; terör örgütü SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunu, Hristiyan ve Sünni unsurların federal bir yapıda temsil edilmesini ve enerji altyapısının yeniden tesisini içeren geniş kapsamlı bir planı barındırıyor. Ancak söz konusu yeniden yapılanmanın derininde, İsrail’in kuzey sınırında bir tampon bölge oluşturması, İran’ın Şam üzerinden Lübnan’a uzanan kara koridorunun kesilmesi ve Suriye’yi ABD yanlısı konfederal bir yapıya dönüştürmek gibi daha stratejik hedeflerin yattığı şeklinde değerlendiriliyor.
Barrack'ın Suriye denklemine ilişkin son sözlerini "haberglobal.com.tr"ye değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ise; Lübnan kökenli ismin Orta Doğu'yu bilmediğini belirterek şunları söyledi: "Barrack bir emlakçı ve tüccar. Aile kökenleri Lübnan'a dayanıyor ve son 20 yıldır zengin Arap müşterilerden para kazanıyor. Ancak bölgenin tarihini çok iyi bilmediği ortada. Barrack, ABD’nin bölgeye yönelik dış politikasını temsil ediyor mu, belli değil. Şunu çok net söyleyebilirim ki, Trump yönetiminin Orta Doğu’da ne Kürt devleti umurunda, ne başka bir şey. Trump yönetimi Ortadoğu angajmanlarından kurtulmak istiyor. En büyük gayesi Körfez’den para tokatlama ama kamuoyuna yansıyan rakamlar abartılı."

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Deniz Tansi ise 'Barrack'ın son sözlerini "Türkiye kamuoyunu yatıştırmak için yapılan açıklamalar" olarak değerlendirirken, şu endişeleri gündeme taşıdı: "Suriye'deki terör örgütü SDG maalesef ete, kemiğe bürünmüş halde. ABD, vekil gücü olan terör yapılanmasına yatırım yapmaya devam ediyor. Suriye meselesinde İsrail’in mevzi kazandığı da net bir şekilde görülüyor. Umarım yanılıyorumdur ama Suriye’de kalıcı bir iç savaşın ayak sesleri duyuluyor."
"ABD'NİN VEKİL ORDUSU""Türkiye için asıl sorun Suriye'deki terör yapılanması. ABD'nin Suriye'den çekileceğini düşünmüyorum. Barrack'ın sözlerinin aksine Suriye'de federatif yapı dayatmaları gelecek. Dikkatli olmak zorundayız. ABD vekil güçler aracılığıyla varlığını sürdürecek. İngiltere ise istihbarat ve jeo-stratejik akıl olarak zaten sahada. İngilizler, Suriye, Irak ve İran’ı kapsayan bölgede uydu devletler oluşturmak istiyor."
Kaynak: Web Özel


