Başsavcılığın soruşturma izni talebi sonrası Mansur Yavaş tan açıklama
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Mansur Yavaş konuya ilişkin açıklamasında, "Çağırırlarsa, gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur" dedi.
"MİLLETİMİN EMANETİNİ NAMUS BİLDİM"Yavaş, "Görev sürem boyunca her adımımı hukukun evrensel ilkeleri, demokratik değerler ve kamu vicdanı doğrultusunda attım. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim. Bugün bir kez daha açıkça söylüyorum: Hiçbir iddia, hiçbir girişim; şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez. Çünkü ben doğruyu yaptım. Çünkü ben milletimin emanetini namus bildim." ifadesini kullandı.
Yavaş şunları kaydetti:
Bu süreçte defalarca devletin kendi kurumları, Mülkiye Müfettişleri ve MASAK yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapıldı.
"GÖNÜLLÜ OLARAK İFADE VERMEYE GİDERİZ"Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi. Sonuç açık ve nettir: Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma yürütmesi için İçişleri Bakanlığı'ndan izin almasına gerek yoktur.
Çağırırlarsa, gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız.Çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasını bile gerek görmüyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz tek bir işlemimiz yoktur. Ancak bir hususu da kamuoyuyla paylaşmak isterim:
Mesele öyle çok tartışıldı ki, devletin kendi müfettişleri geldi, baktı. Osman Gökçek'in sayfalarca sunduğu belgeleri devletin en yüksek denetim makamı olan Mülkiye Müfettişi tek tek inceledi, didik didik etti.
Sonuç ortadadır: Mülkiye Müfettişleri ifadeye çağırmaya bile gerek görmemiştir. Hafta başında hazırlanan iddianamede ismimizin yer almaması, anlaşılan o ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir.
Geçtiğimiz günlerde eski dönem yolsuzluklarına ilişkin detaylı açıklamayı zaten basın toplantımda yapmıştım. Tek tek hepsini yeniden anlatmayacağım ama yapılan çifte standartlar hukuk devletinin üzerine gölge düşürmektedir.
Biz hem bu konularla ilgili hem de soruşturmayı sızdıran ve sürece siyaseten müdahil olan kişiler hakkında işlem yapılmasını bekliyorduk.
Ancak ne yazık ki, tam tersine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bizim hakkımızda denetim görevimi yeterince yapmadığım gerekçesiyle soruşturma izni talebinde bulunduğunu öğrendik. Bu durum, adaletin terazisini şaşırtmak isteyenlerin çabasıdır.
Bizim kapımız devlete de adalete de sonuna kadar açıktır. Ama kimse unutmasın: Bu ülke, adaleti eğip bükerek yönetilemez. Unutmayın; gün gelir, bu kantar herkesi tartar. Demokrasi sadece sandıkta değil, adalete güvenle yaşar. Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın. Çünkü hukuk, bir gün herkese lazım olacaktır.
"HESAP VERMEKTEN KORKMAYIZ"Bizim kapımızı çalmak kolaydır, çünkü biz hesap vermekten korkmayız. Zor olan, kirli kapıların önüne gitmektir. Siz o kapıları atladınız"
Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik konser soruşturmasında 27 Eylül'e kadar bir adım atılmamıştı. 27 Eylül tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden 14 kişi gözaltına alınmıştı.
NE OLMUŞTU?Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturması kapsamında İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından düzenlenen tevdii raporu, MASAK incelemesi, Sayıştay incelemesi ve bilirkişi raporlarına göre, ABB'de 32 konser hizmet alımında idarenin, 154 milyon 453 bin 221,60 lira zarara uğratıldığı öne sürülmüştü.
Soruşturma kapsamında 23 Eylül'de aralarında eski belediye bürokratlarının ve şirket yetkililerinin de bulunduğu 14 kişi, "görevi kötüye kullanma" ve "ihaleye fesat karıştırma" suçlamalarından gözaltına alınmıştı.
Emniyetteki işlemlerin ardından Ankara Adliyesi'ne getirilen kişiler, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade verdikten sonra sulh ceza hakimliğine sevk edilmişti.
Gözaltındakilerden 5'i çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından, "zimmet" ve "kamu kurum veya kuruluşların ihalesine fesat karıştırmak" gerekçesiyle tutuklanırken, 9 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Soruşturma tamamlanarak 5'i tutuklu 14 kişi hakkında "nitelikli zimmet" suçlamalarından 7 yıl 6 aydan 31 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Hazırlanan 59 sayfalık iddianame, Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise dün akşam saatlerinde soruşturma kapsamında, ABB Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkındaki iddiaların "görevi kötüye kullanma" ve "denetim görevini ihmal" olduğu savunularak İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni talep etmişti.


