BAU Konservatuvarı’ndan müziğe yeni bir nefes: Ses Eğitimi Bölümü açılıyor

Beyoğlu’nda Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı’nda düzenlenen etkinlikle yeni açılan ‘Ses Eğitimi Bölümü’ tanıtımı yapıldı. Etkinliğe, BAU Global Başkanı Enver Yücel, BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, BAU Mütevelli Heyeti Üyesi Saygın Şenel, akademisyenler ve sanatçılar katıldı. BAU Konservatuvar Müdürü Dr. İsmet Aydın’ın ev sahipliğini yaptığı etkinlikte yeni açılan bölümle ilgili bilgi verildi.

BAU Konservatuvarı’nda bugüne kadar eğitim verilen ‘Müzik’, ‘Müzik Teknolojisi’ ve ‘Sahne Sanatları’ bölümlerinden sonra bu yıl öğrenci kabul edecek olan ‘Ses Eğitim’ programında ‘Opera ve Koro Şarkıcılığı’, ‘Popüler Müzik Şarkıcılığı’ ‘Klasik Türk Müziği Ses Eğitimi’ ve ‘Türk Halk Müziği Ses Eğitimi’ dersleri verilecek.

‘GURURUNU YAŞIYORUZ’

Etkinlikte konuşan BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, yeni açılacak bölümün konservatuvara büyük katkı sunacağına inandığını söyledi. Hatipoğlu “Çok fazla kişiden ses eğitimi bölümümüzün olup olmadığı sorusunu alıyorduk. Dolayısıyla bu yıl böyle bir bölümü açmış olmanın büyük gururunu yaşıyoruz. Öğrencilerimizle çok yakın ilişki kuran, her birinin sanatsal faaliyetlerini destekleyen ve bunlarla birlikte iletişime önem veren bir yerdeyiz. Aslında üniversitemizin geneli de böyle. Dolayısıyla yeni bölümümüzün başarılı olacağına ve öğrencilerimizin ilgili bölümümüzde okumak için hazır olduklarına inanıyorum” dedi.

AYDIN: MÜZİKAL MİRASI; ÇAĞDAŞ SANATLA BULUŞTURUYORUZ

BAU Konservatuvar Müdürü Dr. İsmet Aydın ise ‘Ses Eğitim’ bölümüyle ilgili şunları söyledi:

““Bugün burada sadece bir bölüm lansmanı yapmanın çok ötesinde, aslında, bir fikri, bir sesi ve bir kültürel yönelimi hep birlikte görünür kılıyoruz. Anadolu'nun ve komşu coğrafyaların zengin müzikal mirasını, çağdaş sanat anlayışıyla buluşturan Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı, bu mirası yalnızca korumayı değil; dönüştürerek geleceğe taşımayı hedefleyen yeni nesil bir sanat okulu olarak kuruldu. Gelenek ile geleceği, estetik ile teknolojiyi, bilim ile sezgiyi, müzikaliteyi bir araya getirmeye çalışıyoruz. Yapay zekâ destekli öğrenme ortamları, dijital sanat uygulamaları ve uluslararası eğitim ağımızla, öğrencilerimizin yalnızca sanat üreticisi değil; aynı zamanda düşünen, araştıran, tasarlayan bireyler olarak yetişmesini hedefliyoruz.”

ULUSLARARASI DÜZEYDE SANATÇI YETİŞTİRMEK İÇİN BURADAYIZ

Ses eğitimi bölümünün insan sesini yalnızca teknik bir araç olarak değil, kültürel bir hafıza, bir anlatı ve bir ifade alanı olarak gören özgün bir anlayışla inşa edildiğini belirten Aydın, “Klasik Türk müziğinden Türk halk müziğine, opera-koro sanatından popüler müzik şarkıcılığına uzanan çok katmanlı bir yelpazede, öğrencilerimizin kendi sesleriyle kendi hikâyelerini inşa etmelerini hayal ediyoruz. Bu program; gelenekten beslenen ancak süregelene modern eklentiler sunan, bireysel olan ancak evrensel düşünen, derinlikli bir ses eğitimi sunmak üzere tasarlandı. Alanında uzman akademisyen ve sanatçılardan oluşan güçlü kadromuzla, sahneye ve hayata hazır, uluslararası düzeyde sanatçılar yetiştirmek için buradayız.” dedi.

‘ÇOK İYİ SESLERE SAHİP SANATÇILAR YETİŞTİ’

BAU Konservatuvar Müzik Bölüm Başkanı Dr. Nail Yavuzoğlu, BAU Konservatuvarı bünyesinde açılacak Ses Eğitimi Bölümü’nün önemine dikkat çekti. Türkiye’de özel üniversitelerde bu alanda bir bölümün bulunmadığını söyleyen Yavuzoğlu, “Özel okullarda ses eğitimi bölümü ülkemizde yok, belki ilk bölüm olacak. BAU konservatuvarında çok bilinen bir şey var o da caz alanında senelerdir caz müziğine yaptığı hizmet. Çok güzel enstrüman çalan, sesi çok güzel insanlar yetişti burada. Klasik Türk müziği, halk müziği, opera şarkıcılığı gibi alanlar da var. Bir de popüler müzik alanı var. Eğitim açısından popüler müzik alanı çok bakir bir alan. Popüler müzikle uğraşan insanlar daha çok kendi kendini yetiştiren, çeşitli alanlardan geçen ya da konservatuvarda bir enstrüman çalıp, Türk müziği okuyup kendi çabasıyla popüler müziğe yönelen insanlar. Birçoğu da benim öğrencimdir. Kendi alanlarında çalışmalar yapan çok iyi seslere sahip besteci aynı zamanda aranjör olan hayatımızdan çok öğrencimiz geçti” ifadelerini kullandı.

‘MÜZİK ÖĞRENCİSİ KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERDEN BESLENMELİ’

BAU Konservatuvarı’nın kurucu hocalarından Dr. Ömer Vatanartıran, müzik eğitiminin yalnızca teknik bilgiyle sınırlı olmadığını, öğrencilerin bulundukları çevreyle ve kültürle de beslenmeleri gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Onlar bu gibi okullarda çok kıymetli usta çırak ilişkilerinde aslında bir tavsiyeye de hacet kalmadan belki buranın hikayesinden yola çıkarak kendi çizgilerinden gidecekler. Bu bina İstanbul’un en kozmopolit mahallelerinden biri olan Galata‘da. İstanbul bir kültür mozaiği bunu unutmamamız gerekir. Her zaman kendini yenileyebilmiş bir şehir. Dolayısıyla bir müzik öğrencisinin de o çok kültürlülükten beslenmesi, sesinin sınırlarıyla o kültürel zenginliği dans ettirmesi, kendisinin dahi fark etmediği güzellikleri keşfetmesi çok önemli. Yöresel okumadan tutun çağdaş bir tarza kadar o sörfü yapması hem teknik olarak hem de ruhen bir akademik merak da gerektiriyor.”

‘MÜZİK SADECE TUTKU DEĞİL AKADEMİK MERAK DA GEREKTİRİR’

Müziğin sadece bir tutku değil, aynı zamanda akademik merak da gerektirdiğini söyleyen Vatanartıran, “Sadece söyleme tutkusu değil akademik ve anlamı merakı da önemli. Üniversitelerin çatısı altında, kütüphanelerde, sabahlara kadar kitap tozunu yutmak, okumak, film izlemek, o kültürden beslenmek ve sağındaki solundaki farklı kültürleri temsil eden dostlarıyla bilgi alışverişi içine girmek öğrenmek ve öğretmek. Bunun tadını sonuna kadar çıkarırlarsa işte bu ülkenin az önce dediğimiz o iyi müzik altyapısını da hakkını vereceklerdir” dedi.