Benim için ağlama oğlum Ortadoğu Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
İsrail ordusunun Nasır Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 5 gazeteciden biri olan ve 33 yaşında şehit edilen Meryem Ebu Dekka, hayatını Filistinlilerin yaşadığı zulmü dünyaya duyurmaya adadı. Şehit olduktan sonra yakın çevresi Meryem’in mesleki özverisini ve hayat hikayesini anlattı. Anne ve babası ile ilgilenmek ve Gazze’deki soykırımı dünyaya duyurmak için kıyı şeridinden çıkmayı reddeden gazetecinin oğluna bıraktığı vasiyet ise yürekleri dağladı.
KARDEŞİNİN ÖLDÜĞÜ GÖSTERİYİ KAYDETTİ
Han Yunus'ta doğan Dekka, gazetecilik okudu ve Gazze'deki Mescid-i Aksa Üniversitesi'nden mezun oldu. 2015 yılında gazeteci olarak çalışmaya başladı. Bir gazeteci ilk önemli işi, 2018’de Filistinlilerin Gazze Şeridi sınırında 30 Mart 2018’de başlattığı ve 34 bin kişinin katıldığı barışçıl Büyük Dönüş Yürüyüşü oldu. Son yılların en kanlı katliamlarından birine sahne olan Gazze sınırındaki gösterilerde, İsrail askerleri, kadın, çocuk ayırt etmeksizin sivillere karşı gerçek mermi kullandı. Gösterilerde İsrail saldırısı sonucu en az 220 kişi öldü 11 binden fazla kişi yaralandı. Bölgede görev alan Meryem, katliamı kayda aldı. Ancak olaylar son bulduğunda kardeşinin de yürüyüşte bulunduğunu ve şehit edildiğini öğrendi. Aynı gün yakın arkadaşı olan ve kıyı şeridinde doktor olarak görev yapan Razan Ebu Naccar da İsrail keskin nişancıları tarafından vurularak öldürüldü.
BABASINA BÖBREĞİNİ VERDİ
Meryem’in oğlu savaşın başında kıyı şeridinden tahliye edilmişti. Yakın çevresinin verdiği bilgiye göre Meryem’e sene başında kıyı şeridinden çıkıp oğlunun yanına, Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmesi için tüm izinler alındı. Ancak 33 yaşındaki gazeteci, anne ve babasının sağlık koşullarının kötü olması ve Gazze’de yaşananları dünyaya aktarma isteğiyle bu teklifi reddetti. İsrail ablukası nedeniyle yeterli tedavi göremeyen ve böbreklerinin ikisini de kaybeden babasına bir böbreğini veren Meryem, kanser hastası annesiyle de ölene kadar ilgilendi. Abluka nedeniyle yeterli tedavi görmeyen annesi 4 ay önce hayatını kaybetmişti.
OYUNCU YA DA DANSÇI OLURDUM
Yakın çevresi Meryem’in sanatçı ruhlu ve naif bir karakteri olduğunu belirtti. İsrail güçlerinin kendisine terörist yaftası vurmasından çok rahatsız olduğunu kaydeden arkadaşları, “Bir gün bize, 'Bana terörist diyorlar. Eğer vatanım işgal edilmemiş olsa ya oyuncu ya dansçı olurdum' dedi” diye konuştu. Arkadaşları, şehit olmadan 2 saat önce son kez kendini kaydeden ve sosyal medyada paylaşan Meryem’in birkaç saat uykuyla ayakta olduğunu ve yoğun bir tempoyla çalıştığını kaydetti. Son paylaşımında arkada çalan ilahide, ''Cennet, mutluluk ve Rabbimden rıza bekliyor” sözleri görenlerin yüreğini dağladı.
NAMAZINI İHMAL ETME OĞLUM
Öldükten sonra ailesi, Meryem’in oğluna bıraktığı vasiyeti sosyal medyada paylaştı. “Annesinin kalbi, ruhu, Gays oğlum” diye seslenen Ebu Dekka, “Benim için sakın ağlama, çalışkan ol, başarılı ol. Senin büyük bir iş adamı olmanı isterim” ifadelerini kullandı. Filistinli gazeteci, “Büyüyüp evlendiğinde bir kız çocuğun olursa ona benim adımı verirsin. Sen benim sevgilimsin, kalbim ve dayanağımsın, ruhum ve oğlumsun. Seninle benim başım dik durur” ifadelerini kullandı. Meryem sözlerini, “Canım oğlum. Aman namazını kaçırma. Aman namazını unutma. Aman namazını bırakma” cümlesiyle tamamladı.
ÖLÜRSEM SAKIN AĞLAMAYIN
Meryem’in yakın arkadaşı Samaheer Farhan, şehit olan gazetecinin kendilerine de, “Eğer ölürsem sakın ağlamayın” vasiyetinde bulunduğunu belirtti. Buna rağmen saatlerce naaşına sarılıp ağladığını ifade eden Farhan, meslektaşlarının Meryem’in azmine hayran olduğunu ve çok sayıda insanın ondan ilham aldığını belirtti.


