BERCAN TUTAR Post siyonist dönemdeki yeni Ortadoğu
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Donald Trump'ın ikinci kez göreve başlamasıyla İslam dünyası başta olmak üzere Avrupa ve Asya- Pasifik'te güç haritaları yeniden çiziliyor. Aslında Trump kendisinden önce başlayan jeopolitik dinamiklere ülkesini adapte ediyor.
Küresel çapta Rusya ve Çin ile yeni uzlaşı peşinde koşan ABD Başkanı, Ortadoğu'da da ortaya çıkan yeni güç dengesini sistematik hale getirmeye çalışıyor. Bunun için de küresel statükonun iki eski aktörünü frenlemesi gerekiyor. Çünkü Avrupa ve İsrail yeni küresel ve bölgesel dizaynlardan hiç de memnun değil. Avrupa, Rusya ile bir uzlaşıya karşı çıkarken İsrail de İran ile muhtemel bir nükleer anlaşmayı baltalamak için elinden geleni yapıyor.
Ancak bütün dikkatini evin içini toparlamaya vermek isteyen Trump ne İsrail'e ne de Avrupa'ya kulak asıyor. Bildiğini okuyan Trump son olarak Çin ile tarifeler konusunda anlaştı. İran ile de nükleer görüşmelerin bugün Umman'da yapılacak altıncı turu öncesi oldukça olumlu konuşuyor. Hatta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'ye bakılırsa genel bir uzlaşının sağlandığı bile söylenebilir.
***
İsrail'deki hazımsızlık ile Körfez ülkeleri dışişleri bakanlarının İran ile Norveç'te yapacağı görüşmenin de işaret ettiği gibi nükleer anlaşmada hayli mesafe alındığı anlaşılıyor. Hafta sonu Camp David'de kurmaylarını toplayan ABD Başkanı hem Los Angeles'taki göçmen protestolarına yönelik önlemleri kararlaştırdı hem de toplantının hemen ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu arayarak İran'a karşı olası bir provokasyondan uzak durmasını salık verdi.Batı ve Doğulu hükümetlerden artan diplomatik baskı yanında Gazze'ye dört kıtadan ve onlarca ülkeden binlerce aktivistin akın etmesiyle ortaya çıkan yeni küresel ve sivil inisiyatif İsrail'deki soykırımcı rejimin hareket alanını kısıtlıyor. Netanyahu'nun Suriye'deki oyun planını altüst eden Trump şimdi de siyonistlerin Gazze ve İran planlarını sekteye uğratıyor.
Peki başaracak mı? Başka şansı yok. Yoksa öncelikle 'Önce Amerika' siyaseti ağır darbe alır. Bunu gören Trump, Ortadoğu'nun yeni bir güç dengesiyle yeniden fabrika ayarlarına dönmesini istiyor.
***
Çünkü Kissinger ve Nixon'ın 1973'ten sonra devreye soktuğu Ortadoğu güvenlik mimarisinin iki önemli ayağı vardı. İlki Rusya'nın (SSCB) bölgedeki nüfuzunu minimuma indirmek. İkincisi de Filistin'de iki devletli çözüme dayalı ABD-İsrail ve Arap uzlaşısını güçlendirmekti. Ne var ki İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'yı ilhak edip iki devletli çözümü rafa kaldıran senaryosu ABD'nin Ortadoğu stratejisini çökertti.Özellikle Hamas'ın 7 Ekim 2023 taarruzundan sonra İsrail'in kendini yeni hegemon diye bölgeye dayatıp Büyük İsrail projesine endeksli bölgesel bir savaşı tetikleme ve buna ABD'yi de karıştırma hamleleri ters tepti.
Ortadoğu'nun şu anki tablosu 7 Ekim öncesinden çok farklı. İsrail tek hegemon değil. Bölge ülkeleri ve ABD, ana düşman İran ile uzlaşıya varıyor. Dünya kamuoyu İsrail'i lanetliyor. İki devletli çözüm projesi yeniden raflardan indi. Filistin'i tanıyan ülke sayısı artıyor. İsrail tarihinde hiç olmadığı kadar tecrit olmuş durumda. Yeni Suriye ve yeni Körfez ülkelerinin önceliği artık İsrail ile ilişkileri normalleştirmek değil. Bölge ülkeleri Türkiye liderliğinde oluşan ve ABD'nin de destek verdiği Ortadoğu'daki yeni güç dengesinin bir aktörü olmaya çalışıyor. Dimyat'a pirince giden İsrail evdeki bulgurdan da olacak. Özetle, post-siyonist döneme giren yeni bir Ortadoğu oluşuyor.


