Beyin ölümü gerçekleşti diye organları alınırken gözlerini açtı: Çevresine Bakıyordu Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Hoover’ın kız kardeşi Donna Rhorer, yaşananları geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisi’nde düzenlenen bir alt komisyon oturumunda detaylarıyla anlattı.
“Ameliyathaneye götürülmeye başlandığında birden gözlerini açtı. Etrafındakilere bakıyordu,” diyen Rhorer, kardeşinin bilincine kavuşma anını kamuoyuna taşıdı.
Olayın yaşandığı 2021 Ekim ayında, beyin ölümü gerçekleştiği düşünülerek ameliyata alınan Hoover, yaklaşık 45 dakika süren operasyonun ortasında yaşam belirtisi gösterince işlem durduruldu.
“Sakin Değildi, Sürekli Hareket Ediyordu”Ameliyat sırasında görevli olan cerrahi doku koruma uzmanı Natasha Miller, hastanın o anki durumunu şu sözlerle aktardı:
“Çok fazla hareket ediyordu. Sakin değildi.”
Olayın ardından Miller görevinden istifa etti.
Hoover şu anda kız kardeşiyle birlikte yaşamını sürdürüyor ve yaşadığı travmatik sürecin etkileriyle, özellikle travma sonrası stres bozukluğu ile mücadele ediyor.
Organ Bağışı Sistemi SorgulanıyorUzmanlar ve organ bağışı savunucuları bu olayın, ABD’deki bağış prosedürlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. En çok eleştirilen uygulamalardan biri ise "dolaşım durması sonrası bağış" yöntemi. Bu prosedür, beyin ölümü gerçekleşmemiş ancak yaşam desteği çekilen hastalardan organ alınmasına olanak tanıyor.
Geçtiğimiz hafta konuya ilişkin bir reform planı açıklayan ABD Sağlık Bakanı Robert Kennedy Jr., şu ifadeleri kullandı:
“Bazı hastanelerin, hastalar hâlâ yaşam belirtisi gösterirken organ alım sürecine başladığı tespit edildi. Bu kesinlikle kabul edilemez.”
Kennedy, sistemin baştan sona gözden geçirilerek her bireyin yaşam hakkını kutsal kabul edecek şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı.
"Bu Ötanaziye Benziyor"Hoover’ın hastane süreci ise birçok sağlık çalışanı için de soru işaretleriyle dolu. Ameliyat öncesi süreçte görev alan cerrahi koordinatör Nyckoletta Martin, olayın şaşkınlık yarattığını şöyle anlattı:
“Sabah anjiyo laboratuvarına alındı, felçliydi ve sedasyon altındaydı. Ameliyathaneye gönderildiğinde personel duruma çok şaşırdı. Hatta bazıları ‘Bu ötanaziye benziyor’ dedi.”
Martin, Hoover’ın tıbbi dosyasını inceleyen kardiyoloğun da şaşkınlığını gizleyemediğini belirtti:
“Kardiyolog, neden olumsuz bir prognoz verildiğini anlamadığını, durumun beyin ölümüne benzemediğini ifade etti.”
“O Hayatta Kaldı, Ama Diğerleri?”Kız kardeş Donna Rhorer, yaşananların sistemdeki zaafları açıkça ortaya koyduğunu dile getirdi:
“TJ, hayatı için savaşabildi ve hâlâ yaşıyor. Ama ne yazık ki birçok kişi bu şansı hiç bulamadı.”
Kurumdan Savunma GeldiSöz konusu bağış işlemini yöneten Network for Hope adlı kuruluşun CEO’su Barry Massa, artan eleştiriler üzerine bir açıklama yaparak şunları söyledi:
“En yüksek etik ve tıbbi standartlara bağlıyız. Bu kutsal görevi yerine getirirken sürekli gelişmeye çalışıyoruz.”
Massa, kamuoyunun güvenini yeniden kazanacaklarını belirtti ve amaçlarına sadık kalmaya devam edeceklerini vurguladı.


