Bingöl ün Şerafettin Dağları nda Osmanlı Rus savaşının izlerini gün yüzüne çıkardı
Mynet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Kuş, Karlıova ilçesinin Sudurağı köyünde çocukluk yıllarında köylerinin karşısında bulunan, yaklaşık 2 bin 700 rakımlı Şerafettin Dağları'nda hayvancılık yaptığı sırada Osmanlı-Rus Savaşından kalan mermi, şarapnel parçası, at nalı gibi çeşitli malzemeler buldu.
O dönem topladığı malzemeleri, mahiyetini bilmediği için hurdacıya veren Kuş'un, yıllar sonra Çanakkale gezisi sırasında müzede gördüğü savaş malzemeleri ile tarih konusundaki farkındalığı arttı.
Sudurağı köyünden 1993 yılında Kocaeli'ye göç ederek müteahhitlik yapan Kuş, 10 yıl önce yaz aylarında geldiği köyünde, yeniden Şerafettin Dağları'nda savaş dönemine ait toprağa karışan malzemeleri toplamaya başladı.
Arazi tipi aracıyla kilometrelerce yolculuğun ardından Rusların mevzi olarak kullandığı bölgeye ulaşan Kuş, adımını attığı her noktada savaşın izlerine ulaştı.
BÖLGE 2024 YILINDA SİT ALANI İLAN EDİLDİKuş ve yakınları 2024 yılında söz konusu bölgenin sit alanı ilan edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuru yaptı.
Bingöl Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, vatandaşların başvurusu üzerine Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ekiplerince inceleme yapılan bölge sit alanı ilan edildi.
Kuş, yıllar içerisinde topladığı tüfek ve top mermisi, el bombası, şarapnel parçaları ile çeşitli yaşamsal malzemeleri, köylerinde Osmanlı-Rus Savaşı'nda şehit olanların anısına yıllar önce devlet tarafından Bingöl-Karlıova kara yolunda yapılan Azizan Şehitlik Anıtı'nın önünde oluşturduğu bölümde sergilemeye başladı.
Savaş malzemelerinin bulunduğu alanda mola veren vatandaşlar, hem Kuş'un bakımını gönüllü olarak yaptığı Azizan Şehitlik Anıtı'nı ziyaret ediyor hem de buradaki mühimmatla ilgili bilgi alıyor.
Kimi zaman torunu ve yakınlarını da savaşın yaşandığı bölgeye götüren Kuş, tarihin izini sürmeye devam ediyor.
"VATANIN KIYMETİNİ İNSANLAR BİLSİN"Abdullah Kuş, AA muhabirine, geçmişte topladığı savaştan kalan mühimmatın kıymetini bilmediklerini, bunları seyyar satıcılara verdiğini söyledi.
Bölgenin önemli tarihi olaylara şahitlik ettiğini ifade eden Kuş, Çanakkale'deki müzeleri gördükten sonra bu mühimmatın değerini anladığını belirtti.
Her yıl yaz aylarında köyüne gelerek Şerafettin Dağları'nda gezdiğini ve savaştan kalan malzemeleri topladığını anlatan Kuş, şöyle konuştu:
"Şerafettin Dağları, buranın yüksek rakımlı yerlerinden. Osmanlı-Rus Savaşı'nda ana muharebe burada yaşandı. Bu cepheden Kiğı'ya kadar ve buradan Solhan ve Bitlis'e gidene kadar muharebeler vardı. Büyüklerimiz anlatıyorlar, Ruslar burada bir sene kalmış ve göğüs göğüse bir muharebe yaşanmış. Yaklaşık 10 yıla yakındır her yaz mevsiminde buraya gelip ne kadar malzeme toplayabildiysem mini müzeyi oluşturmaya çalıştım. Bu savaştan dolayı ve burada çok şehit verildiği için devletimiz bir anıt yaptı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Karadeniz bölgelerini bağlayan yol üzerinde Şehitler Anıtı var. Bu malzemeyi toplayıp o Şehitler Anıtı'na bir müze yapmaya çalıştım. Amacım bu memleketin, bu vatanın kıymetini insanlar bilsin. Bu vatanın hangi şartlarda bize bırakıldığı, hangi bedellerin ödendiği bilinsin. Mini müze yapıp insanların bu malzemeleri görmesini istedim."
Bölgede birçok şehit mezarının da bulunduğunu dile getiren Kuş, bulduğu asker düğmesi, miğfer, sandık anahtarı, mermi, kasatura, tüfek, dipçik gibi malzemelerin "mini müze"de yer aldığını belirtti.
"TARİHİ DEDEMLE ÖĞRENİYORUM"Abdullah Kuş'un 13 yaşındaki torunu Muhammed Mervan Kuş da dedesi sayesinde tarihi bilgiler edindiğini belirterek, "Tarihi dedemle öğreniyorum. Osmanlı ve Rus askerleri burada cephelerde savaşmış. Onların kalıntılarını bulup müzemizde sergiliyoruz. Çok güzel bir duygu bu." dedi.
Yöredeki vatandaşlardan Ömer Genç ise Abdullah Kuş sayesinde bölgenin tarihini araştırmaya başladığını belirtti.
Genç, "Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurduk. Bakanlık sağ olsun başvurumuza olumlu cevap verdi. Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne yönlendirdiler bizi. Yapılan keşifle 2024 yılında burası sit alanı ilan edildi. Bu durum tarihi araştırmalara biraz daha yol açar inşallah." diye konuştu.
Yozgatlı Osman Özdemir de Erzurum'dan Mardin'e doğru giderken Azizan Şehitlik Anıtı'nda mola verdiklerini anlatarak, burada gördüklerinin kendisini duygulandırdığını belirtti.
"ÇEŞİTLİ SAVAŞ MALZEMELERİNİN VARLIĞINI TESPİT ETTİK"Kentin tarihi ve kültürel geçmişine dair 2003 yılından bu yana saha araştırmaları yürüten Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım da Rus birliklerinin 1916-1917 yıllarında Karlıova'dan Azizan bölgesi, Şerafettin Dağları ve Şeref Geçidi'ne kadar savaşarak ilerlemeye çalıştığını kaydetti.
Bu süreçte, Azizan bölgesinde Rusların güçlü bir direnişle karşılaştığını anlatan Butasım, bölgede çok büyük çatışmalar yaşandığını söyledi.
Rus birliklerinin Azizan Şehitlik Anıtı'nın bulunduğu Elmalı köyü ile kuzeydoğudaki Şerafettin Dağları çevresinde yoğunlaştığını dile getiren Butasım, şunları söyledi:
"Şerafettin Dağları'nın kuzeydoğu kısımlarında halen görülebilir durumda olan tabyalar, o dönemdeki savunma hatlarının izlerini taşıyor. Yaptığımız araştırmalar sonucu özellikle Solhan'dan Karlıova'ya doğru uzanan güzergahta, Rusların kullandığı yollarda birçok yerde kazılmış siperler, savunma hatları gün yüzüne çıkıyor. Bu bölgelerde, gezen herkesin görebileceği yoğun savaş kalıntıları mevcut. Top mermileri, mermi parçaları, pek çok savaş malzemesi hala yüzeyde duruyor. 2019 yılından itibaren bölgede yaptığımız incelemelerde, yoğun biçimde mermi çekirdekleri, boş kovanlar, top gülleleri, silahlara ait çeşitli savaş malzemelerinin varlığını tespit ettik. Zaten günümüzde Azizan Şehitliği'nin bulunduğu alanda Abdullah Kuş tarafından camekan içerisinde toplanan birçok parça sergileniyor. Eğer nitelikli bir arkeolojik yüzey araştırması yapılırsa, çok daha fazla savaş malzemesine ve tarihsel bilgiye ulaşmak mümkün olur." (AA)Bu içerik Enes Çırtlık tarafından yayına alınmıştır


