Biri 23 diğeri 24 yaşında felç geçirdi! Gençlerde vaka sayıları neden bu kadar arttı? Doğum kontrol hapları ve enerji içecekleri riski artırıyor mu?
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Son yıllarda özellikle genç yaşlarda yaşanan felç vakalarındaki artış uzmanları endişelendiriyor. Önceden sadece yaşlıları tehdit eden bu hastalığın artık gençlerde de görülmeye başlamasının altında birçok neden yatıyor.
Peki, hangi durumlar gençlerde felci tetikliyor?
Genç yaşta felç geçirme riski nasıl azaltılabilir?
Enerji içecekleri ya da doğum kontrol hapları felce neden olabilir mi?
Felç geçiren birine nasıl müdahale edilmeli?
Endeavor Health Neurosciences Institute’ta nöroendovasküler hizmetlerden sorumlu başkan olan Dr. Mohammad Anadani, son yıllarda felç vakalarında yaşanan artışa dikkat çekerek “Hiç bu kadar genç hastamız olmamıştı. "20’li yaşlarındaki hastalar bize geldiğinde felci düşünmeyiz çünkü çok gençler." dedi ve kısa süre önce felç geçiren iki genç hastası hakkında bilgi verdi.
Nöroendovasküler hizmetler, beyin ve omurilikteki damar hastalıklarının teşhis ve tedavisine odaklanan bir tıbbi uzmanlık alanıdır. Bu hizmetler, beyin anevrizmaları, inme ve diğer vasküler bozuklukların tedavi edilmesini içerir.
Dr. Mohammad Anadani’nin felç geçiren hastalarından biri 24 yaşındaki Ann Fulk diğeri ise 23 yaşındaki Aubrey Hasley.
Dr. Anadani, bu iki gencin bu yaşta felç geçirmelerinin herkes için büyük bir sürpriz olduğunu çünkü her ikisinin de genel sağlık durumlarının iyi olduğunu söyledi.
Her iki felcin de embolik olduğuna inanan Dr. Anadani, pıhtıların doğrudan beynin kan damarlarında oluşmamış, vücudun başka bir bölgesinde meydana gelerek kan dolaşımı yoluyla beyne ulaşmış olduğunu düşünüyor.
Bu durum, pıhtının genellikle kalp, büyük arterler veya başka bir bölgede oluşup, kan akışıyla beyin damarlarını tıkaması anlamına geliyor. Böylece, beyne yeterli oksijen ulaşamadığı için felç meydana gelmiş.
Emboli, kan dolaşımında hareket eden bir kan pıhtısı, hava kabarcığı, yağ damlacığı veya başka bir yabancı madde nedeniyle bir damarın tıkanmasıdır. Bu tıkanıklık, akciğer, beyin, kalp gibi hayati organlara kan akışını keserek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
HER İKİ HASTA DA DOĞUM KONTROL HAPI KULLANIYORDU
Dr. Anadani, her iki hastanın da inme riskini artırdığı bilinen doğum kontrol hapları (oral kontraseptif) kullandığını, 23 yaşındaki Hasley'in ayrıca foramen ovale patenti (albin sağ ve sol kulakçıkları arasındaki foramen ovale adı verilen açıklığın doğumdan sonra tam olarak kapanmaması) veya kalbinde bir delik olduğunu, bunun da bir pıhtının akciğerleri geçip beyne gitmesine izin vererek inme geçirmesine neden olmuş olabileceğini belirtti.
Doğum kontrol hapı kullanımının felç riskini nasıl etkilediğini, bu riski azaltmak için bu ilaçları kullanılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini Kadın Doğum Uzmanı Kağan Kocatepe ile konuştuk.
60 YILDIR KULLANILIYOR AMA…
Kağan Kocatepe, doğum kontrol haplarının gebelikten korunmak, adet düzensizliğini ve aşırı kanamayı azaltmak için iyi bir seçenek olduğunu ancak her ne kadar 60 yıldır kullanılıyor olsa da bu hapların bir yan etkisi olarak kanın pıhtılaşmasını artırdığının bir gerçek olduğunu ifade etti.
Bu yüzden bu ilaçların, özellikle 35 yaş üzeri, sigara kullanan, kilolu ve diyabeti olan kadınlara tavsiye edilmediğini belirten Kocatepe, aynı zamanda genç grupta da belli risk faktörlerinin varlığında damar tıkanıklığına neden olabileceğini, bu yüzden kullanırken iyi bir tıbbı özgeçmiş araştırılmasının ve jinekolojik değerlenme yapılmasında fayda olduğunu dile getirdi.
KADIN DOĞUMCULAR DA ARTIK BU HAPLARA SOĞUK BAKMAYA BAŞLADI
Son yıllarda giderek artan sayıda kadın doğum hekiminin doğum kontrol haplarına biraz soğuk bakmaya başladığının altını çizen Kocatepe, bunun en önemli nedeninin son yıllarda yaşanan genç ölüm olayları, ölüm yaşanmasa da damar tıkanıklığına bağlı çeşitli sorunlar nedeniyle hekimler eskisi kadar rahat bir şekilde doğum kontrol haplarını önermediğini vurguladı.
Yine de doğum kontrol haplarının dikkatli bir değerlendirme ile adet düzensizliği ve aşırı kanamada etkili bir yöntemi olduğunu belirten Kocatepe, cinsel yolla bulaşan hastalıkları da önlemediği için gebelikten korunmada birinci seçenek olmaması gerektiğini belirtti.
Genç yetişkinler arasında inmelerdeki genel artışa bakılınca, bunun nedenlerinin tam olarak anlaşılamadığını ifade eden Dr. Anadani, bu durumun muhtemelen hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol ve obezite gibi risk faktörlerindeki artışla ilişkili olduğunu belirtti ve ekledi: “Artan stres, uzun çalışma saatleri ve fiziksel hareketsizlik gibi yaşam tarzı faktörleri de felç riskine katkıda bulunan faktörler olarak öne sürülmüştür.”
Bunlara ek olarak başka faktörler de inmeye neden olabilir. 24 yaşındaki Fulk, felç geçirdiği sırada çok çalıştığını ve çok fazla kafein tükettiğini belirtti.
İçtiği içecek kutu başına 200 mg kafein içeriyordu. Uzmanlar sağlıklı yetişkinler için günde 400 mg'dan fazla kafein alınmamasını öneriyor.
Dr. Anadani, “Enerji içeceklerini doğrudan felçle ilişkilendiren net bir kanıt bulunmamakla birlikte, çeşitli çalışmalarda bunların kullanımıyla ilişkili olarak hipertansiyon ve atriyal fibrilasyon gibi kardiyak aritmi riskinin arttığı bildirilmiştir” dedi.
ENERJİ İÇECEKLERİNE DİKKAT
Bu koşulların inme için bilinen risk faktörleri olduğunu söyleyen Dr. Anadani, bu nedenle enerji içeceklerinin özellikle savunmasız bireylerde yüksek felç riskine katkıda bulunabileceğinin akla yatkın olduğunu söyledi.
TikTok yıldızı Kardiyolog ve Dr. Evan Levine daha önce The Post'a yaptığı açıklamada enerji içeceklerini kalp sağlığı açısından en kötü dört içecekten biri olarak gördüğünü söylemişti.
Levine ayrıca dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile narkolepsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçların popülaritesine ve elde edilmesinin kolaylaşmasına da dikkat çekti.
RİSKİ %57 ARTIRIYOR
Levine, “20 ila 40 yaş arasındaki genç sağlıklı insanlar bu ilaçları kullanmayan genç sağlıklı insanlara göre %57 daha yüksek kalp sorunu riskine sahiptir.” dedi. Dr. Anadani, bu teorinin sağlam bir olasılık olduğunu düşündüğünü söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Enerji içecekleri ve bahsi geçen ilaçların kullanımı, genç yetişkinler arasında felçlerin artışında rol oynayabilirken, obezite, fiziksel hareketsizlik ve kronik stres gibi daha iyi bilinen risk faktörlerinden daha az katkıda bulunuyor olabilirler.”
Felç, Birleşik Krallık'ta en çok ölüme yol açan dördüncü hastalıktır ve engelli olmanın önde gelen nedenlerindendir. Felç, her beş dakikada bir olmak üzere yılda 100.000'den fazla İngiliz'i etkiliyor ve 38.000 kişinin hayatına mal oluyor. Resmi verilere göre, potansiyel olarak ölümcül olan bu durumdan mustarip olan 50 ila 59 yaş arasındaki kişilerin sayısı son 20 yılda yüzde 55 artmıştır.
HER YIL ÜLKEMİZDE 45 BİN KİŞİ İVME KAYNAKLI HAYATINI KAYBEDİYOR
Felç vakalarının gençlerde de sıklıkla görülmeye başlamasının nedenleri hakkında konuştuğumuz Nöroloji uzmanı Dr. Öğr. Ü. Halide Rengin Bilgen Akdeniz, ileri yaş inmelerde giderek artan oranda bir sıklık görüldüğünü ancak 50 yaş altı genç inme vakalarına bakıldığında verilerin stabil seyrettiğinin gözlemlendiğini söyledi.
Türkiye’de inme geçiren hastaların sayısı birkaç milyon olup, giderek bu sayı artıyor. Yıllık 45 bin kişi inme kaynaklı yaşamını kaybediyor.
Dr. Öğr. Ü. Halide Rengin Bilgen Akdeniz de meslektaşları gibi her yaşta inme geçirme riskini arttıran sebepler içinde; hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, obezite, sigara kullanımı, kalp hastalıkları, ailede inme geçirme/kalp damar hastalıkları öyküsünün olması, hareketsiz yaşam, düzensiz uyku, stres gibi özellikleri en önemli risk faktörleri olarak sıraladı. Bu risk faktörlerinin olmadığı ve daha genç yaşlarda görülen inmelerdeki etkenleri ise şu şekilde listeledi:
“Genetik özellikler; kullanılan ilaçlar (örneğin oral kontraseptifler), gebelik ve postpartum dönem gibi, kanda pıhtılaşmaya eğilimin arttığı durumlar, travmaya bağlı ya da bağ doku hastalıklarında görülen damar duvarı yırtılmaları, bazen sadece sinir sistemini etkileyen otoimmün hastalıklar, çocukluk-genç erişkin dönemde görebildiğimiz bazı kalp hastalıkları ve buna bağlı gelişen durumlar genç yaşta inmenin nedeni olarak görebilir. Genç yaş inmelerde genetik faktörleri, inme sebebi olarak biraz daha ön planda görüyoruz.”
MÜDAHALE NE KADAR HIZLI OLURSA O KADAR İYİ SONUÇ ALINIR
Bir kişi felç geçirdiğini nasıl anlar? Böyle bir durumda ne yapılmalı?
Akdeniz, inmede hangi yaş olursa olsun, konuşmada bozukluk, yüzde kayma, kol ve bacakta güç kaybı gibi yeni gelişen bir nörolojik semptom olduğunda hiç vakit kaybetmeden 112’ye haber verilmesi ve böylece hastaya müdahalenin yapılabileceği bir merkeze bir an önce ulaştırılmasının hayati önem taşıdığını, beyin hücrelerinin kan akımı azlığına, oksijensizliğe dayanıklılığının çok az olduğunu, bu nedenle genç/ileri yaş demeden bu tür semptomların varlığında, hızlı tedavinin tek önemli şey olduğunu sözlerine ekledi.
Grafik: Harun Elibol
Sosyal medyada, felç geçirdiğini düşündüğümüz birinin parmaklarına ya da kulak memesine iğne batırmanın işe yaradığına dair dolanan ilk yardım bilgisi ne kadar doğru?
Dr. Halide Rengin Bilgen Akdeniz, felç geçiren hastada parmaklarına veya kulak memelerine iğne batırmanın ya da kafasından su hiç faydası olmadığını, bunu tamamen şehir efsanesi olduğunu söyledi ve bu uygulamaların hastaya vakit kaybettirmekten başka bir işe yaramadığını önemle vurguladı.
Peki genç/ileri yaş fark etmeksizin felç riskini azaltmanın bir yolu var mı?
Eğer ailede inme, kalp krizi, bacak damar tıkanıklık problemleri gibi sağlık sorunları olan varsa, beyin kanaması öyküleri olanlar varsa, hiç inme geçirmemiş bu kişilerin kontrollerinin mutlaka bir nöroloji uzmanı tarafından yapılması gerektiğini söyleyen Akdeniz, bunun dışında riski azaltmak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında şunları söyledi:
-Öncelikle felci önleyecek risk faktörlerini ortadan kaldırabilmek, mümkün olduğunca hayatı bu yönde düzene sokabilmek gerekir.
-Bunun için sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, sigara ve stresten mümkün olduğunca uzak kalma, uyku düzeninin sağlanması, hipertansiyon, diyabet gibi mevcut hastalıkları düzenli ilaç ve doktor takibi ile kontrol altında tutabilmek gerekir.


