Bitlisliler 400 yıldır bu manzara için çalışıyor: Herkesten önce uyanıp, küreklerle toplanıyorlar Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bitlis’in merkeze bağlı Çeltikli köyünde, 400 yıllık bir gelenek her bahar sabahı yeniden canlanıyor. Köy halkı, dedelerinden miras kalan yöntemlerle tarlalarını çamura bulayıp, imece usulüyle çeltik ekimi yapıyor. Teknolojiye yer olmayan bu üretim modeli, dayanışmanın ve toprağa bağlılığın en doğal örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.

Baharın gelişiyle birlikte köylüler sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalara iniyor. Küreklerle oluşturdukları teraslama havuzlarında, pirincin ilk adımı olan çeltik ekimi titizlikle gerçekleştiriliyor. Çeltikli köyünün verimli toprağı ve uygun iklimi sayesinde bölgede doğal ve katkısız pirinç üretimi yapılabiliyor.
Köylüler, hiçbir hibrit tohum kullanmadan, dedelerinden kalan yerel çeltik tohumlarıyla üretim yapıyor. Bu da pirincin hem lezzetini hem de besin değerini artırıyor. Özellikle diyabet hastalarının bile gönül rahatlığıyla tüketebildiği bu özel pirinç, hem köy halkının ihtiyacını karşılıyor hem de çevre illerde pazarlanıyor.
Çeltik üreticilerinden Faysal Kın, üretimin temelinde dayanışma olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Dededen, babadan kalma bu iş 300-400 yıldır sürüyor. Mayıs ayında başlıyoruz, eylülde hasadı alıyoruz. Tüm köylü birlikte çalışıyoruz. Eskiden el değirmenlerinde öğüttüğümüz pirinci artık fabrikaya götürüyoruz. Geçen yıl kilosunu 100 liradan sattık, bu yılki fiyatı henüz belli değil.”
“NE KADAR İNSAN, O KADAR BEREKET”Köylülerden Cüneyt Tacer ise sabah 05.00’te başlayan emeğin, yalnızca toprakla değil, birlikte çalışmayla anlam kazandığını söyledi:
“Bu tohumlar, bize dedelerimizden kaldı. Yıllardır başka tohum kullanmadık. Bizim için birlik, en büyük kuvvet. Ne kadar insan olursa, o kadar bereket, kolaylık ve hız oluyor. Bu işi severek yapıyoruz.”


