Kur’ân hikâye kitabı değil Hüseyin Likoğlu

İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de; Bir ibret aranmaz mı âyetlerde? Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına Ya açar bakarız Nazm-ı Celil’in yaprağına İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin Ne teze mezara okunmak ne de fal bakmak için İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin Ne duvarlara asılmak ne de el sürülmemek için… İstiklâl Şairi Merhum Mehmet Akif Ersoy’un Süleymaniye Kürsüsü’nde adlı şiirinde dile getirdiği bu mısralar, günümüz İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu en çarpıcı şekilde

İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;

Bir ibret aranmaz mı âyetlerde?

Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına

Ya açar bakarız Nazm-ı Celil’in yaprağına

İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin

Ne teze mezara okunmak ne de fal bakmak için

İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin

Ne duvarlara asılmak ne de el sürülmemek için…

İstiklâl Şairi Merhum Mehmet Akif Ersoy’un Süleymaniye Kürsüsü’nde adlı şiirinde dile getirdiği bu mısralar, günümüz İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu en çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.

Siyonist terör örgütü İsrail, 715 gündür Gazze’de bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden en vahşi şekilde katliam yapıyor. Üstelik bunu dünyanın gözünün içine baka baka canlı yayınlarda gerçekleştiriyor. Ve bu soykırım tamamen sapkın dinci bir motivasyonla gerçekleştiriliyor.

MÜSLÜMANLARIN YAHUDİ SAPKINLIĞINA KARŞI NE KADAR HAZIRLIKSIZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Bu vahşet karşısında İslâm dünyası, ne yazık ki Batı dünyası kadar bile tepki veremedi. İngilizlerin Filistin’i işgal etmesinin ardından başlayan Siyonist saldırganlık her geçen yıl artarak devam etti. İsrail’in BM tarafından devlet olarak tanınmasının ardından işgal ve saldırılar şiddetlenerek sürdü…

Amerika başta olmak üzere Batı emperyalizminin şartsız ve kesintisiz desteğini arkasına alan Siyonist terör örgütü İsrail, 7 Ekim’den beri emsali görülmemiş katliamlara imza atarken, Müslümanların bu vahşeti çaresizce izlemesi, onların, Yahudi sapkınlığına karşı ne kadar hazırlıksız olduğunu ortaya koyuyor.

Halbuki Müslümanlar, inandıkları dinin kitabı Kur’ân-ı Kerim’de Yahudilerle ilgili uyarıları dikkate alsalardı, bu gaflete düşmezlerdi. Allah, Kur’ân-ı Kerim’inde Yahudiler konusunda Müslümanları defalarca uyarıyor. Niye lanetli olduklarını, nasıl fitne çıkardıklarını, nasıl nankör olduklarını, nasıl zalim olduklarını, niçin güvenilmez olduklarını tek tek Kur’ân anlatıyor...

ZULÜMDEN KURTULMANIN TEK YOLU KUR’ÂN’I REHBER EDİNMEMİZDİR

Kur’ân bize Yahudilerle ilgili ne söylüyor diye okumalar yaparken, karşılaştığım bir âyet beni hem dehşete düşürdü hem de umutlandırdı.

Cenab-ı Hak, Maide Suresi’nde şöyle buyuruyor:

“İnsanlar içinde mü’minlere en şiddetli düşmanlık besleyenlerin Yahudiler ve Allah’a şirk koşanların olduğunu görürsün. Yine insanlar içinde mü’minlere sevgi, şefkat ve alaka bakımından en çok yakınlık duyanların ise ‘Biz Hristiyan’ız’ diyenler olduğunu görürsün. Çünkü onların içinde ilim ve ibâdetle meşgul dürüst din âlimleri ve kendilerini Allah’a adamış rahipler vardır. Onlar, gerçekler karşısında büyüklenmezler.”

Evet, Müslümanlara karşı Yahudilerin nasıl bir şiddet içinde olduğunu 715 gündür görüyoruz. Eğer bu âyetin emrettiğini yapsaydık, Müslümanlar hazırlıklı olsaydı, belki de bu Siyonistler bu soykırıma cüret edemeyecekti. Yine âyette ifade edildiği gibi Hristiyanların şefkatini görüyoruz. Hristiyan milletlerden soykırıma karşı yükselen tepki umutlarımızı artırıyor.

Kur’ân hikâye kitabı değil, bunu hakkıyla bilmemiz gerekir. Bu vahşet ve zulümden kurtulmanın tek yolu, Müslümanların Kur’ân’ı rehber edinmesiyle mümkündür.

İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!

Yoksa, bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde?

Lâfzı muhkem yalınız anlaşılan, Kur’ân’ın;

Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nânın:

Ya açar Nazm-ı Celîl’in, bakarız yaprağına;

Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.

İnmemiştir hele Kur’ân, bunu hakkıyle bilin,

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!