BM den korkutan rapor: Yapay zeka kadın çalışanları hedef alıyor
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
20 Mayıs 2025 tarihinde yayımlanan bir rapor, yüksek gelirli ülkelerde yapay zeka otomasyonu riski en yüksek olan işlerin, erkeklerde yüzde 3,5 iken kadınlarda yaklaşık yüzde 9,6 olduğunu gösteriyor. Daha genel bir bakışla, küresel işlerin yüzde 25'i üretken yapay zekaya potansiyel olarak maruz kalırken, bu oran yüksek gelirli ülkelerde yüzde 34'e çıkıyor.
Fortune haberine göre rapor, büro ve idari işlerin yapay zekaya en fazla maruz kalan alanlar olduğunu belirtiyor; bu durum, yapay zekanın kadın çalışanlar için neden büyük bir risk taşıdığının bir açıklaması olabilir. ABD Nüfus Bürosu verilerine göre, 2000-2019 yılları arasında ABD'deki sekreter ve idari asistan pozisyonlarının yüzde 93 ila yüzde 97'si kadınlar tarafından doldurulurken, aynı dönemde kadınlar işgücünün yüzde 40 ila yüzde 44'ünü oluşturuyordu. Çalışma Bakanlığı'na göre ise sekreterlik ve yöneticilik, ABD'de kadınlar arasında en yaygın beşinci meslek grubunu teşkil ediyor.
Çalışmada, duygusal emek gerektiren ve genelde kadınlar tarafından üstlenilen sağlık yardımcılığı gibi bakıcı pozisyonlarından bahsedilmemesi dikkat çekiyor; bu tür işlerin yapay zekaya karşı daha dirençli olduğu düşünülüyor.
Yapay zeka, yazılım mühendisleri ve bilgisayar programcıları gibi meslekleri ortadan kaldırma potansiyeline sahipken, teknoloji idari rollerin ötesinde beyaz yakalı sektörlerdeki giriş seviyesi pozisyonları da tehdit edebilir. Bloomberg'ün Nisan ayında yayımladığı bir rapor, yapay zekanın pazar araştırma analistlerinin görevlerinin yarısından fazlasını ve satış temsilcilerinin görevlerinin üçte ikisini üstlenebileceğini ortaya koydu. Buna karşılık, teknoloji bu pozisyonlardaki yöneticilerin ilgili görevlerinin yalnızca yüzde 9'unu ve yüzde 21'ini yerine getirebilir.
ILO-NASK raporu, yapay zekanın büro işlerini veya giriş seviyesindeki işleri tamamen ortadan kaldıracağını iddia etmiyor. Aksine, bu işler hâlâ belirli ölçüde insan müdahalesi gerektiriyor ve yapay zekanın kısmen tamamlayabileceği görevlerin belirlenmesi, bu sektörlerdeki işgücünün teknolojik değişimlere hazırlanmasına yardımcı olabilir.
NASK kıdemli uzmanı Marek Troszyński raporda, “Bu endeks, üretken yapay zekanın en büyük etkiye sahip olabileceği alanların saptanmasına yardımcı oluyor, böylece ülkeler çalışanları daha iyi hazırlayıp koruyabilir” dedi.
Harvard Business School'da işletme profesörü olan Rembrand Koning, kadınların yapay zekaya daha fazla maruz kalabilecekleri iş rollerini geleceğe hazırlamalarının temel yollarından birinin, yapay zekayı bir tehdit olarak değil, bir araç olarak görme yaklaşımını benimsemek olduğuna inanıyor.
Koning, “Bu durum, yapay zeka hakkında düşündüğümüzde otomasyon ve güçlendirme arasındaki ayrıma işaret ediyor. Bu bir tehdit olarak görülebilir; yani kadınların daha çok sahip olabileceği bu büro işlerinin çoğunu otomatikleştirecek. Diğer yandan, yapay zekanın bu işlerin çoğunu otomatikleştirmesiyle, çalışanların daha yüksek ücretli olabilecek veya daha fazla rekabetin olduğu görevleri üstlenmelerine olanak tanıyacağını da düşünebiliriz" dedi.
Koning, çalışanların yapay zekayı kendi lehlerine kullanmaları için bir yol görse de, aynı zamanda bir cinsiyet engeline de dikkat çekiyor: Araştırmasına göre, kadınlar yapay zeka araçlarını erkeklerden ortalama yüzde 25 daha az kullanıyor.
Koning, bu eşitsizliğin net bir nedeni olmadığını belirtirken, kendi ortak yazarlığını yaptığı bir çalışma makalesinde özetlenen bir açıklamanın, kadınların yapay zekanın etiği konusunda daha fazla endişe duyması olduğunu ifade etti. Bazı kadınlar, teknolojiyi kullandıkları için hile yaptıklarının düşünüleceğinden ya da yapay zeka araçlarına güvenmenin erkek meslektaşlarının onların zekasını sorgulamasına neden olacağından korkuyor.
Koning, “Erkekler, yapay zeka kullandığı takdirde tüm avantajlardan yararlanacaklarından çok daha emin görünüyor hatta aşırı emin diyebilirim” diye ekledi.
Koning, yapay zekaya erişim konusunda kimin kendini rahat hissedeceğini değiştirme sorumluluğunun kadın çalışanlara değil, işyerindeki liderlere ait olduğunu söyledi. Birçok işyerinde, genelde erkek olan çalışanlar, yapay zeka araçlarını gizlice deniyor. Koning, bir ofisin bir yapay zeka şirketi için lisansı veya ortaklığı olmasa bile, yönetimin teknolojinin nasıl kullanılacağına dair net beklentiler ve kaynaklar belirlemesi gerektiğini önerdi.
Koning, “Kapsayıcı olmasından ötürü tüm çalışanları içerdiğinden emin olmak istiyorsak, herkesi dahil etmek bir liderin en asli görevi” diyerek sözlerini tamamladı.


