Bu siyasi gerginliğe ekonomi dayanamaz Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
AKP iktidarı ekonomideki bozulmanın, siyasi gerginlik sürdüğü müddetçe derinleşeceğini gördüğü halde, girdiği yolda devam ediyor. Siyasi çatışmayı “seçim sandığı ortadan kalkıyor” korkusu yaratan ölçüde, tırmandırıyor. Bu gidişe ekonominin dayanamayacağı, çok açıkça gözüküyor.
Yeni belediye başkan tutuklamaları için hafta sonunun seçilmesiyle, piyasaların daha az etkilenmesi amaçlanmıştı. Haftanın ilk gününde, artan siyasi gerginlik belki rakamlara o kadar yansımadı ama içten içe gerginliğin iyice büyüdüğü herkes tarafından görülüyor.
3 başkanın gözaltına alınmasıyla cumartesi günü Tahtakalede altın ve kurlar artmaya başladı. Dün piyasa açılınca borsada ve kurlarda ciddi artışlar görmeye başladık. Dolar kuru 19 Mart’tan sonra, yeniden 40 TL’yi geçip geri döndü.
Dün öğlen saatlerinde BİST’teki düşüş yüzde 1.5 civarındaydı. Piyasacılar borsada kamu bankalarının, dövizde Merkez’in müdahale ettiğini söylediler. Merkez Bankası’nın rezervden satarak kurları durdurmaya çalıştığı, özellikle dolar kurunun 40 TL’nin üzerine çıkmaması için çabaladığı görüldü.
Özetle; dün piyasaların açılışında gördüğümüz bozulmayı, daha düşük göstermek için, kamu müdahalesi devredeydi. Dün piyasadaki rakamlar, piyasaların asıl tepkisini göstermekten uzaktı. Bu aynı zamanda piyasadaki hareketin devam edeceğini gösteren bir durum.
FAİZ İNDİRİMİ KRİTİKLEŞTİ
Belli ki; siyasi gerginliğin ekonomiye, piyasaya etkisi devam edecek. Gelen siyasi haberler, çatışmanın daha da artacağına, karşılıklı sertleşmenin devam edeceğine işaret ediyor.
İktidarın siyasi gerginliği ve muhalefet üzerindeki baskısını artırarak devam ettirme tercihi, 24 Temmuz’da yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısını çok kritik bir konuma getirdi. Çünkü herkes kendini, bu toplantıda, en az 3 puanlık faiz indirimine endeksledi.
Siyasi iktidar, ekonomiyle ilgili tüm kesimlerden gelen baskıları yumuşatmak için, “mutlaka temmuzda en az 3 puanlık faiz indiriminin başlayıp, seri halde devam etmesini” istiyor. TÜİK’in haziran enflasyon rakamından sonra, bunun yolunun açıldığını düşünüp, rahatsızlıkları azaltmak için bu indirimi kullanmayı planlıyordu.
Sadece iktidar değil özel sektör ve bankacılar da bu beklentiye sokuldu. Yabancı bankalar müşterilerine “Türkiye’de faiz indirimi başlıyor, yıl sonuna kadar 10 puanlık indirim olacağı” konusunda raporlar yazdı. Böylece hızla düşecek faizlerden kâr elde etmek için, yabancıların önümüzdeki dönemde yüklü miktarda geleceği hesabı yapıldı.
İşte temmuz faiz kararı, bu yoğun beklentiler nedeniyle iyice kritik hale geldi. 24 Temmuz’da 3 puanlık indirimi yapılmadığı takdirde çarşı karışacak. 2 puanlık indirim bile büyük rahatsızlık yaratabilir. Bu gelişmelere rağmen Merkez’in 3 puanlık indirim yapması halinde ise 19 Mart’taki gibi yeniden hızlı bir rezerv erimesi görebiliriz.
Siyasi gerginlik bu dozda devam ettiği sürece, Merkez Bankası’nın 2 puanlık indirimi yapması bile tehlikeye girebilir. Merkez Bankası’nın döviz talebinin yüksek olduğu, rezervin eritildiği bir süreçte, faiz indirimine gitmesi çok zor. Özetle; siyasi gerginlik sürdüğü müddetçe piyasaların da ekonomik dengelerin de dayanamayacağı noktaya doğru ilerliyoruz.
İktidarın “sanki kişisel bir mesele” izlenimi veren ve ekonomiyi hiç düşünmeyen sert siyasi tavrı devam ederse, göz göre göre duvara doğru yol alıyoruz.


