Bu terörün komisyonu ne zaman kurulacak? Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Hadi gözünüz aydın, bu yıl yine bol bol Antep fıstığı yiyeceğiz... Çünkü, Bulgaristan’a ihraç edilen Antep fıstıklarında yüksek seviyede kanserojen aflatoksin tespit edildi, hepsi sınırdan geri gönderildi, bunların hepsini -tıpkı geçen yıl olduğu gibi, Dubai çikolatası ayaklarıyla- bize yedirecekler.
★
Bu yıl gayet uygun fiyatlarla bol bol havuç da yiyeceğiz... Çünkü, Romanya’ya ihraç edilen havuçlarda yüksek seviyede kanserojen pestisit tespit edildi, Avrupa’ya girişi kesin olarak yasaklandı, hepsi sınırdan geri gönderildi, bunların hepsini afiyetle bize yedirecekler.

★
Terörsüz Türkiye komisyonu filan toplanıyor ama, gıda terörü tam gaz devam ediyor.
★
Bu yılın ilk yedi ayında, ocakla temmuz arasında, kuru incir, Antep fıstığı, taze biber, kuru kayısı, susam, kekik, asma yaprağı, mandalina, limon başta olmak üzere, 130 farklı tarım ürünümüz 16 farklı ülkeden geri gönderildi.
★
Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde, kabul edilebilir limitlerin çoook üzerinde aflatoksin yakalanıyor. Nedir aflatoksin? Masum bir şeymiş gibi kısaca “küf” deniyor, “küflü bölümünü ayıklarsın yersin” deniyor ama, öyle değil, bildiğin kanserojen, özellikle karaciğer kanserine yol açıyor. Geri gönderilenler arasında aflatoksin limitini 38 kat aşan kuru incirler var.
★
Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde yasal sınırların katbekat üzerinde okratoksin tespit ediliyor, geri gönderiliyor. Nedir okratoksin? Böbrek tümörlerine sebep oluyor. Hollanda’nın kapıdan sokmadığı kayısılarda mesela, limitlerin 35 katı okratoksin tespit edildi.
★
Domateslerimizde biberlerimizde pestisit buluyorlar, iade ediyorlar. Nedir pestisit? “Zararlı böcekleri öldüren tarım ilacı” deniyor. Ama öylesine kontrolsüz kullanılıyor ki organ yetmezliğine sebep oluyor, akciğer kanserine, meme kanserine sebep oluyor.
★
Klorpirifos diye bir madde var, zararlı böceklerin yok edilmesi için en yaygın şekilde kullanılan pestisitlerden biri bu, ihraç edilen ürünlerin en çok geri gönderilme sebeplerinden biri bu... Şimdi sıkın durun lütfen... Bu klorpirifos denilen madde, güya 2016 yılından beri Türkiye’de yasak!
Evet, güya sekiz yıldır Türkiye’de yasak ama, Avrupa’dan geri çevrilen her sebze meyvede bu var. Türkiye’de adeta bahçe sular gibi kullanılıyor.
★
Tarım bakanlığımız güya habire denetim yapıyor, köftede domuz eti yakalıyor, lahmacunda eşek eti yakalıyor, afişe ediyor, çok güzel... Domuz eti yemeyelim ama, pestisit yiyelim mi kardeşim? Domuz eti haram, kanserojen tarım ilacı caiz mi?
★
Üstelik... İhraç edilen ve kanserojen maddeler yüzünden Avrupa’dan geri gönderilenleri konuşuyoruz, işin sadece bu tarafını haber yapıyoruz ama, peki ihraç edilmeden burada satılanlar ne?
İhraç edilmeden iç piyasada -pazarda markette- satılanlar zaten aynı tarladan aynı bahçeden aynı seradan çıkmıyor mu?
★
Kepazelik öyle hale geldi ki, Türkiye’den ihracat yapılırken, yüzde 10’unun mutlaka geri gönderileceği şeklinde hesap yapılıyor, ona göre fiyat veriliyor. Mesela ihracatçı piyasadan toplayıp 50 konteyner meyve gönderecekse, bunun en az beş konteynerinde tarım ilacı çıkar geri gönderilir diyor, fiyatı ona göre veriyor. Yani daha en başından, daha göndermeden önce bile neyin ne olduğu biliniyor.
★
(Sorun sadece sebze meyveden ibaret de değil... Fransa mesela, Türkiye’den pizza kutuları ithal etti. İncelediler. Türkiye’de üretilen pizza kutularında kanserojen kimyasallar çıktı, derhal toplattılar, imha ettiler... Acaba biz hangi kutularda pizza yiyoruz? Hangi ambalaj kutularında burger yiyoruz, patates yiyoruz? Gıdanın kontrol edildiğini varsaysak bile, içine gıda maddesi koyduğumuz kutuları kontrol eden var mı?)
★
Monsanto denilen bir Amerikan şirketi var. Bu şirket, Alman ilaç devi Bayer tarafından satın alındı. Hem genetiği değiştirilmiş tohum satıyor, hem o tohumu böceklerden korumak için tarım ilacı satıyor, hem de o tarım ilacı yüzünden hastalanan insanlara ilaç satıyor, hepsi aynı şirket!
Amerikalı bir çiftçi, yabani otlar için kullandığı tarım ilacı yüzünden lenf kanseri oldu, bu Monsanto şirketine dava açtı, haklı bulundu, 80 milyon dolar tazminat kazandı. Hemen peşinden, Amerikalı bir bahçıvan, aynı tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduğunu söyledi, aynı şirkete dava açtı, 78 milyon dolar tazminat kazandı. Hemen peşinden, Amerikalı emekli bir karı koca, bahçelerinde kullandıkları tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduklarını söylediler, aynı şirkete dava açtılar, 55 milyon dolar tazminat kazandılar. Bu ilaç yüzünden şu anda aynı şirkete açılmış 125 bin dava var!
Peki, bu tarım ilacı Türkiye’de satılıyor mu?
Evet, şakır şakır satılıyor.
★
Glifosat... Meme kanserinin en önemli sebeplerinden biri bu... Profesör Canan Karatay bangır bangır haykırıyor, “tarım ilaçlarının kanser yaptığı yüzde bin 500 kanıtlandı” diyor, “glifosatla yıkanmış sebze ve meyvelerden kesinlikle uzak durun” diyor... Türkiye’de bilinçsiz şekilde şakır şakır kullanılıyor. Aslına bakarsanız sadece yabani otlarla mücadelede kullanılması gerekiyor ama, bizde direkt meyve ağaçlarında kullanılıyor!
★
(Türkiye maalesef dingonun ahırına döndüğü için, sınırlarımız kevgir olduğu için, sadece kaçak mülteci gelmiyor, Suriye’den, Irak’tan, İran’dan sahte tarım ilacı da giriyor. Orijinal ilaç şişelerini toplayıp, yıkayıp, ne idüğü belirsiz kimyasallarla dolduruyorlar, ucuz olduğu için kapış kapış gidiyor.
Sayın köylümüz sadece fiyatına bakıyor, ucuzsa, gerisiyle ilgilenmiyor.
Bu sahte tarım ilaçlarını kamyonete yükleyip, köy köy dolaşarak satanlar bile var. Bunlarla ilaçlanan sebzeleri meyveleri yiyoruz.)
★
Avrupa’nın kullanmaktan vazgeçtiği, artık elini bile sürmediği tarım ilaçları, bize kakalanıyor. Türkiye’de şu anda kullanılan her dört tarım ilacının üçü, Avrupa Birliği’nde kullanılmıyor, yasak... Türkiye, uyuşturucu bağımlısı gibi, hem ithal tohuma, hem ithal tarım ilacına bağımlı hale getirildi. Bazı ürünlerde, tarım ilacının maliyeti mazot maliyetini bile geçti.
★
Sadece toprağı ve insanı zehirlemekle kalmıyor, meyve ağaçlarına atılan kontrolsüz tarım ilaçları yüzünden, Türkiye’de her yıl milyonlarca arı telef oluyor. Türkiye’de nerdeyse arı kalmadı... Kuşlar ölüyor... ABD’de araştırma yapıldı, her yıl 70 milyondan fazla kuşun tarım ilaçları yüzünden öldüğü tespit edildi, bizde istatistiği filan yok, umursayan zaten yok.
★
Tiametoksam... Arılara zarar veriyor, uçucu böceklere zarar veriyor, bu yüzden Avrupa Birliği’nde yasaklandı, Türkiye’de marulda, mısırda, karpuzda, patlıcanda, biberde domateste, hatta patateste kullanılıyor.
★
Türkiye’de marulda, rokada, maydanozda, dereotunda bile pestisit var. Lahanada, karnabaharda, ıspanakta pestisit kullanılıyor.
★
Türkiye’deki sahipsizlik öyle hale geldi ki, Avrupa’ya gönderilen narlarımızda “pestisit kokteyli” bile tespit edildi. Nedir pestisit kokteyli? Aynı meyveye birden fazla, çeşit çeşit pestisit sıkılmış demek... Güya böcekler ölsün diye çeşit çeşit sıkmışlar ama, yediğinde böceği boşver, insan ölüyor, o seviyede!
★
RASFF adı verilen bir sistem var, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında gıda güvenliğini korumak için kurulan bilgi paylaşım ağı... RASFF verilerine göre, pestisit kalıntısı ve aflatoksinde dünya şampiyonuyuz. Bütün dünyada tarım ürünleri sınırda en çok reddedilen ülke, Türkiye!
★
Bilinçsiz ve kontrolsüz pestisit kullanımında dünyanın en geri kalmış ülkelerini bile geride bırakmış durumdayız.
★
Türkiye’de tarım alanlarında herhangi bir artış olmamasına rağmen, hatta Türkiye’deki tarım alanlarında azalma olmasına rağmen, Türkiye’de pestisit kullanımı giderek artıyor. Türkiye’de iki yıl önce 55 bin ton pestisit kullanılmışken, geçen yıl 58 bin tona yükseldi.
AKP’den önce, yani 2002 yılından önce Türkiye’de yılda 30 bin tondan daha az pestisit kullanılıyordu, bugün iki katına yükselmiş durumda.
★
Türkiye’de en fazla pestisit kullanılan şehrimiz, Adana... Adana pestisit miktarında tarihte ilk kez Antalya’yı geride bıraktı.
Antalya’dan sonra Manisa var.
Türkiye’de satılan pestisitin yarısı, yedi şehrimizde kullanılıyor, Adana, Antalya, Manisa, Mersin, Aydın, Bursa, İzmir... Sonra Konya geliyor.
Bölgeler itibarıyla bakarsak, Türkiye’de en çok Akdeniz bölgesinde pestisit kullanılıyor, ikinci sırada Ege bölgesi var, sonra Marmara bölgesi geliyor.
★
Hani bazen hiç sebep yokken, kendimizi yorgun, halsiz, bitkin hissediyoruz ya... Durup dururken hiç sebepsiz, başımız ağrıyor, eklemlerimiz ağrıyor... İşte onların çoğu, sebze meyveyle aldığımız pestisitler yüzünden!
Durup dururken terliyoruz mesela, bir anda ter fışkırıyor, acaba şekerimiz mi düştü diyoruz... Şekerinize baktırın mutlaka ama, pestisitler yüzünden!
Sindirim sistemimiz etkileniyor.
Bazen midemiz bulanıyor, kusuyoruz, ishal oluyoruz, herhalde gıda zehirlenmesi oldum diyoruz... Onların çoğu, pestisitler yüzünden!
Kalp krizlerine sebep oluyor.
Şu son dönemde çevremizde görüyoruz duyuyoruz, kalp krizlerinde tuhaf bir artış var. Bunun sebebini covid aşılarına bağlıyoruz ama, pestisitlerin etkisi yok mu acaba? Bunu araştıran var mı?
Son yıllarda özellikle Parkinson hastalığında artış var, lösemide artış var, hormonal hastalıklarda artış var. Pestisitlerin etkisi yok mu?
★
Tarım bakanlığımız güya halkı bilgilendiriyor, tüm gıda ürünlerinden numune alarak son üç yılda 250 bin pestisit analizi yaptırdıklarını açıklıyor, her numunede 800 farklı etken madde analizi yaptırdıklarını açıklıyor, 3 bin 500 denetçiyle sürekli denetim yaptırdıklarını açıklıyor, bravo... Peki bu analizlerde hangi ürünlerde, hangi şehirlerde zararlı miktarda pestisit tespit edildi? O yok... Onu açıklamıyor... Bir sürü laf salatası açıklıyorlar, asıl açıklamaları gerekeni asla açıklamıyorlar.
★
İşte en son, havucumuzu bile geri gönderdiler.
★
Pestisit denilen, aflatoksin denilen ilkellik, etnik köken, mezhep ayırmıyor, AKP’liyi de kanser ediyor, CHP’liyi de... Kontrolsüz tarım ilaçlarının bu ülkede sinsi sinsi öldürdüğü insan sayısı PKK’nın katlettiğinden fazla.
Terörsüz Türkiye istiyoruz.
Pestisitsiz Türkiye istemiyor muyuz?
Meclis’te bunun komisyonunu kurmak için daha ne olmasını bekliyoruz?


