Çanakkale de denizin ortasında 51 gündür mahsurlar: Delirmek üzereyiz
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Ukrayna merkezli bir şirkete ait olan Kamerun bayraklı gemi, 10 Haziran’da İzmir’e gitmek üzere seyrederken 1915 Çanakkale Köprüsü’nün sağ ayağına çarptı. Kazanın ardından güvenlik gerekçesiyle Kumkale Karanlık Limanı açıklarında demirletilen gemide görevli 11 mürettebat, 51 gündür gemide mahsur durumda.
Gemide görevli 7 Azerbaycanlı ve 4 Ukraynalı personelin, maaşlarını alamadıkları, temel ihtiyaçlara erişimlerinin kısıtlı olduğu ve erzaklarının neredeyse tükendiği belirtildi. Mürettebatın ifadelerine göre, duş almak için deniz suyu kullanılıyor, içme suyu ise çevredeki gemilerden temin edilmeye çalışılıyor.
"ARMATÖR DENİZDE KAYBOLDU"BirGün'den Melisa Ay'ın haberine göre; mürettebat, Liman Başkanlığı’nın kendileriyle ilgilenmediğini ifade ederek, sürecin kendileri için tıkandığını söyledi. Geminin 2’nci kaptanı Habil Beylerov, 4 aydır maaş alamadıklarını, neredeyse 2 aydır da terk edilmiş halde Çanakkale açıklarında beklediklerini anlatarak gemide yüklü bulunan soya fasulyesinin alacakları karşılığı haczedilmesini talep ettiklerini söyledi. Gemiden kurtulmayı başarabilen personelin de kendi ülkelerine dönecek kadar dahi parası bulunmadığını anlatan Beylerov, “Armatör kayboldu, tek başımıza kaldık. Psikolojik olarak çökmüş bir haldeyiz, gıdamız 2 günlük kaldı suyumuz tamamen bitti, bize kumanya sözü veren çok oldu ama yemek yok. 2 aydır denizdeyiz, kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Düşünün yaklaşan yok, gelen yok, giden yok, karaya ayak basmamışız. Delirmiş, sinirli, öfkeli haldeyiz, kavga ediyoruz devamlı. Kaptan yemek için acenta bulmuş, daha bize yemek ulaşmadı” dedi.
Psikolojik olarak kötü bir durumda olduklarını anlatan Beylerov şöyle konuştu:
“Karaya çıkamıyoruz, Karanlık Liman’da demirdeyiz, karşımızda sahil, ışıkları görünüyor, ama gidemiyoruz işte… Türkiye’nin haline de üzüldüm, 93’te burada eğitim aldım, bu hale nasıl düşmüş, Liman Başkanlığı karşımıza çıkmıyor. Şirket bizimle zaten ilgilenmiyor ama Türkiye niye ilgilenmiyor? Ölüm değil ya, bir çıkar yol bulunamaz mı? Nasıl olacak, ailelerimiz de Azerbaycan’a şikayet etmiş, e ama ben hâlâ denizdeyim, eve nasıl gideceğim? Aylardır ailelerimizi görmüyoruz. Bekliyoruz sadece. Şirket gelsin, onların borçları bizi ilgilendirmiyor, çalıştığımızın hakkını istiyoruz. Çıldırma noktasına geldik. 1 kadın personel var, şeker hastası, ilaçları bitti. Ben böyle muamele düşmanımdan görmedim. Daha ne kadar deniz suyunda elbise yıkacağız, sonumuz ne olacak, bilmiyoruz işte.”
"SORUMLULUK ALACAK NET BİR MUHATAP YOK"Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) İstanbul temsilcisi Mehmet Emre Avcı, geminin kazanın ardından yerel otoriteler tarafından alıkonulduğunu ancak armatörle iletişim kurulamadığını belirtti, “Gemiye kumanya ulaştırıldı ancak mürettebatın ülkelerine dönmesi için hem yasal hem de lojistik birçok engel var” dedi.
Avcı, geminin sigorta şirketinin ve bayrak devletinin de sürece müdahil olmadığını ve bu durumun çözümü zorlaştırdığını vurguladı. “Kamerun bayrağı, uluslararası denizcilikte en düşük denetim ve sorumluluk düzeyine sahip bayraklardan biri. Süreçte sorumluluk alacak net bir muhatap yok” ifadelerini kullandı.


