Çay üreticileri isyan etti! Bedavaya veriyoruz
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı yaş çay alım fiyatını 25 lira 44 kuruş olarak açıkladı. Açıklanan rakamın çay üreticilerinin zarar etmesine neden olurken, ÇAYKUR'un kota koyması da üreticinin özel sektöre yönelmesine neden oluyor.
Özel sektöre ürettikleri çayı düşük fiyattan vermek zorunda kalmalarına Artvin'li üreticiler isyan etti.
Üretici Zeliha Aydemir, "Fiyatlar çok kötü. Bu sıcakta topladığım çayın parasını seneye Mart ayında alacağım. Devlet almıyor zaten. Günüm var ama sadece iki gün verebiliyorum, onun dışında veremiyorum. 100 kilo 100 kilo veriyorum. Bitirmek için bir buçuk ay çay toplamam lazım. Bu yüzden özel sektöre neredeyse bedavaya veriyoruz, para kazanamıyoruz" sözleriyle tepki gösterdi.
"17 LİRAYA SATIYORSUN, AMA 3 LİRA İÇİN UĞRAŞIYORSUN"Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Yoldere köyünde çay üreticileri, ÇAYKUR’un uyguladığı kota nedeniyle ürünlerini özel sektöre vermek zorunda kaldıklarını ve bu durumun mağduriyet yarattığını belirtiyor. Düşük fiyatlar, belirsizlik ve artan maliyetler nedeniyle üreticiler geçim sıkıntısı yaşadıklarını ifade etti.
Üretici Muharrem Başar, yaşadıkları belirsizliği ve ekonomik darboğazı şöyle anlattı:
“Kime satacağımız belli değil. Ne yapacağımızı şaşırdık. Yirmi kilo düşürdüler. Peşin paraya 17 liraya indirdiler. Bir diğeri 16 lira diyor. Hangisine vereceğimizi biz de şaşırdık. Kime ne diyeceğiz? Hangi biriyle nasıl konuşacağız? Hiçbir şey belli değil. Biri diyor "ayın birini bekle', öteki diyor "üçünü bekle', bir diğeri "beşini bekle" diyor. Ne kadar bekleyeceğiz ki? Nereye kadar? Yeter artık. Gerçekten yeter. Millet illallah etti. Darlanmışım, hâlime bakın! İyi kötü bizim de tuzumuz kuru sayılır, bir şekilde geçiniyoruz. Ama ya durumu olmayanlar? Onlar ne yapsın?
Bakın, gübreye mi vereceksin, işçiye mi, yemeğe mi, nakliyeye mi? Ne yapacağın belli değil. Şimdi 17 liraya satıyorsun. Bunun 10 bin lirası maliyete gidiyor. Sana kalan 7 bin lira da kalmıyor aslında. Mazot var, yemek var, başka giderler var. Sonuçta sana kalacak 3 lira. Yani 17 liraya satıyorsun, ama 3 lira için uğraşıyorsun. Başka bir şey yok. Gerçekten yok. Boşuna zahmet yani. Günü kurtarmaya çalışıyoruz. Millet diyor ki ‘çay bitsin de kurtulalım’. Herkes çayın bitmesini bekliyor ama bizim de çözümümüz yok, ömrümüz bitiyor. 46 yaşındayım ama kendimi 50 yaş üstü hissediyorum. Başka da bir şey demiyorum.”
Üretici Melek Aydemir, kota uygulamasının özel sektöre yönelttiği üreticilerin, düşük fiyatlarla ezildiğini dile getirdi:
“Çay üreticisiyim ama bu sene üçüncü sürgün çok kötü geçti. Alımlar da kötüydü. Yirmi kilo daha kontenjan geldi, bu da özel sektöre yöneltti milleti. Peşin satışlarda 15-16 liraya veriyoruz. Bu çay ne olacak? Özellikle seneye, 2026’ya vadeli alım yapıyorlar. Vatandaş ne yapacak? Çalışıyoruz ama bize kalan bir şey yok. Eziyet resmen.
İşçiye de peşin ödüyoruz ama işçiye de para kalmıyor. Gerekirse borç alıp ödüyoruz ki işçi mağdur olmasın. Ama artık gerçekten para kazanmıyoruz. Sıcağın altında, 30 derece güneşin altında çay topluyoruz. Hatta bazen toplayamayıp vazgeçiyoruz. Ne yapabiliriz ki? Bu vatandaşın hali ne olacak? Türkiye'ye soruyoruz.”
Zeliha Aydemir ise ürünlerinin parasını aylar sonra alacaklarını belirterek tepkisini dile getirdi:
“Gerçekten çok zor. Fiyatlar çok kötü. Bu sıcakta topladığım çayın parasını seneye Mart ayında alacağım. Devlet almıyor zaten. Günüm var ama sadece iki gün verebiliyorum, onun dışında veremiyorum. 100 kilo 100 kilo veriyorum. Bitirmek için bir buçuk ay çay toplamam lazım. Bu yüzden özel sektöre neredeyse bedavaya veriyoruz, para kazanamıyoruz. Şu an işçi gibiyiz, hatta kendi içimizde amele gibiyiz.”


