Cenaze namazı kılındı, günlerce taziyesi kabul edildi... Öldü sandılar ama 6 ay sonra evine döndü: Sinir bozan Öcalan detayı...
Mynet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Suriye’nin Halep şehrinde altı ay önce öldü diye gıyabi cenaze namazı kılınan ve kurulan çadırlarda günlerce taziyesi kabul edilen 24 yaşındaki Türkmen genci Muhammed Göktürkmen, bayramda ailesine geri döndü. Terör örgütü PKK/YPG’nin Halep’in Türkmen mahallesi Höllük’te vurup naaşını da yanında götürdüğü açıklanan Muhammed Göktürkmen yeniden döndüğü baba ocağında ilk kez konuştu. Göktürkmen, her saniyesi işkence ve ölüm olan altı aylık zamanda kendisini sadece Allah’a olan iman ve ailesine yeniden kavuşma hayalinin hayatta tuttuğunu söyledi.

Halep’in Esad rejiminin elinden kurtarıldığı ilk günlerde Halep Kalesi’ne ilk Türk bayrağını asan isim olan Muhammed Göktürkmen yaşadığı kâbus dolu günleri Türkiye Gazetesi'ne şöyle anlattı:
"ESAD ASKERLERİ VE PKK TUZAK KURDU"“Halep Kalesi’nde ay yıldızlı Türk bayrağını dalgalandırmak en büyük hayalimdi. Halep kurtarıldığında ilk iş olarak bu hayalimi gerçekleştirdim. İşte o eylem, hem rejim kalıntıları hem de PKK/YPG’yi çıldırttı. Beni hedef seçtiler ve izlemeye aldılar. Sonra da Höllük’te kurdukları kalleş bir pusu ile alıkoydular. Bana tuzağı PKK/YPG’liler ve Esad askerleri birlikte kurdu. İlk anda müthiş bir sevinç yaşadılar ve zafer naraları attılar. Kim olduğumu biliyorlardı.

En azından medyadaki haberlerden tanıdıklarını anladım. Rejim askerlerinin öldürme ısrarlarına PKK’lılar sürekli karşı çıktı. ‘Büyük balık yakaladık. Bu şahıs MİT elemanı’ diye kendi aralarında konuşuyorlardı. Hatta bir ara teröristler, Esad artıklarıyla ‘Biz bunu Türkiye’ye karşı PKK’lıların bırakılması için takas aracı olarak kullanacağız’ diye sert tartışma yaşadı. ‘Şayet öldürürseniz bedeli ağır olur’ diye rejim askerlerini tehdit ettiler.
"MİT AJANIYIM DEDİM"İlk andan itibaren insanlık dışı muamele başladı. Bırakıldığım güne kadar beş farklı yerde kaldım. Her biri farklı işkence mekânlarıydı. Bana yapılan fiziki işkenceden çok kutsal değerlerimize ettikleri küfürler canımı yakıyordu. Şeyh Maksud’daki işkence merkezinde bizi Mardinli Türk kimlikli bir terörist sorguladı. Bana sürekli ‘MİT olduğunu itiraf et’ diye işkence ettiler. Hatta video çekmek ve Türkiye aleyhinde konuşturmak istediler. Öyle ağır işkenceler gördüm ki bir ara ‘Evet ben MİT ajanıyım’ dedim. ‘Hatta bir Türkmen olarak bu benim için şereftir’ dedim.

Ağır işkence döneminden sonra kısmen daha az eziyetin olduğu başka bir yere götürüldüm. Bize PKK elebaşı Öcalan’ın kitaplarını getirip ‘bu kitapları okumayana ekmek, su yok’ dediler. Sonra da okuyup okumadığımızı test edeceklerini kitaptan sorular soracaklarını söylediler.
"İŞKENCELER ÇOK AĞIRDI"Şu an köyümdeyim ve yaşadığıma, evime döndüğüme inanamıyorum. Daha birkaç ay önce selası verilen birisi olarak canlı bir biçimde burada olmak inanılmaz bir şey. Allah kimseyi o katillerin eline düşürmesin. Doğrusu ölümden korkmadım ancak işkenceler çok ağırdı ve birçok zaman tahammül seviyeniz iflas ediyor. Fiziken olduğundan çok zihnen mahvoluyorsunuz. Henüz anneme sarılamadım. Çünkü Türkiye’de ve bu tarafa geçemedi. Biz 11 kardeşiz. Babam cephede iki ayağını direnişe kurban verdi. Biz hepimiz vatan, din, namus uğruna kurban olmaya hazırız.
ANNE: TEKRAR HAYATA DÖNDÜM2012 yılında Esad rejimine karşı ilk başkaldıran muhaliflerden olan baba Halit Göktürkmen ise hâlen oğluna kavuştuğuna inanamıyor. Türkiye’de olan anne de “öldü” denildiği günden bu yana kendisinin hayattan koptuğunu ve bu mutlu haberle tekrar hayata döndüğünü söyledi. Muhammed ve ailesi serbest kalmasındaki desteği ve çabası için hem Şara yönetimine hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında bütün Türk makamlarına şükranlarını sundu.


