Cenk Sezgin: Beğeniye göre para verecekler
Haberturk sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Bodrum Uluslararası Film Festivali çerçevesinde Türkiye - Yunanistan Ortak Yapım Platformu’nun temellerini atmak üzere Kos Adası'nda iki ülkenin sinemacılarıylabirlikte 'Türkiye - Yunanistan Proje Geliştirme Zirvesi' gerçekleştirildi.

Amacı, Türk ve Yunan yapımcıları bir araya getirerek ortak projeler üretmek olan zirvenin koordinatörlüğünü yapımcı Anna Maria Aslanoğlu yaptı. Zirveye; Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nü temsilen Muhammet Faruk Karahan, TRT Ortak Yapımlarını temsilen Esra Demirkıran, Yunanistan Film Merkezi ortak yapımlar departmanı temsilcileri, Yunanistan’dan yapımcılar; Nikolas Alavanos ve Kostandinos Koukoulis, Türkiye’den yapımcılar; Elif Dağdeviren, Biket İlhan, Vildan Erşen ve zoom üzerinden her iki ülkenin yapımcıları katıldı.
Bodrum Uluslararası Film Festivali'ni düzenleyen SİSAY (Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği) Onursal Başkanı Cenk Sezgin, Türkiye - Yunanistan Proje Geliştirme Zirvesi' ve sinemada izleyici sayılarının düşüklüğüyle ilgili sorularımızı cevapladı.
"HERKES KAZANACAK"
♦ 'Türkiye - Yunanistan Proje Geliştirme Zirvesi'nin amacı nedir? Her iki ülkenin sinema sektörüne ne gibi katma değerlerde bulunacak?
Bodrum Uluslararası Film Festivali'nde 10 yıldır Türk filmlerini Kos üzerinden Avrupa'ya taşıyoruz. Sinema Genel Müdürü Birol Güven, bizlerin önerisi ve talebiyle; "Türk - Yunan ortak proje geliştirme platformu oluşturabilir misiniz?" demişti. Türkiye ile Yunanistan arasında çok fazla ortak organizasyonumuz var. "O organizasyonların içinde sinema da olsun" düşüncesiyle Birol Güven'in önerisini heyecanla karşıladık. Yunan meslektaşlarımıza hep şunu diyorduk; "Ülkemizi ziyaret ediyorsunuz ama filmlerinizi gösteremiyoruz. Bunu nasıl değiştiririz?" diye konuşuyorduk. 'Türkiye - Yunanistan Proje Geliştirme Zirvesi', bu arzumuzu gerçekleştirmek için iyi bir fırsat oldu. Zirveden çıkan sonuç, ortak yapımların her iki ülkenin sinema sektörüne büyük katkı sağlayacağı yönünde oldu. Böylelikle her iki ülkenin de zaten pek çok ortak özellikler taşıyan kültürünün bir araya gelerek ortak film üretimleriyle daha da zenginleşeceğine inanıyoruz. Yıllar evvel bir diplomattan duymuştum. Şöyle demişti; "Ülkelerin arasında üç faktör var ki onlar gelişirse savaş kalmaz. Bunlar; kültür ve sanat, spor ve ekonomi. Oluşturduğumuz platform, ikisini bir araya getiriyor.

"DOĞRU BİR HAREKET DEĞİLDİ"
♦ İzleyici sayılarının düşmesinde sinema sektörünün en büyük hatası ne oldu?
Geçtiğimiz dönemde sinema biletiyle patlamış mısır ücretini birleştirdik. İndirimi, sinema biletiyle yaparken sinema biletinde indirime gitmedik. Ne yaptık? Yapımcının hakkından aldık. Bu doğru bir hareket değildi. O günümüzü kurtardık ama ertesi gün dijital platformlar çıktığında yapımcılar yaka silkerek bizden kaçtı gitti. Kaçıp gitmekle kalmadı. Aynı zamanda filmlerini çekerek ve hatta sosyal platformlarda eleştiren videolarla bizi yerin dibine soktu. Çok haksızlar mıydı? Değillerdi? Çok haklılar mıydı? Değillerdi. Çünkü herkes öyle kötü, herkes öyle art niyetli değildi. Biz burada evet kendi kuyumuzu kazdık ama cezalandıran sadece sinema işletmecileri oluyor. Yapımcılar; televizyon ve dijital platformlardan çok güzel rakamlar kazandılar. Hatta o kadar kolay rakamlar kazandılar ki sinemaya verdikleri emeği dijital platform yapımları için göstermediler. İzleyicileri, sinemaya küstürdüler. Yapımcılar, bence kendi bindiği dalı kesti.
Kriz, derin darbe etkisi yarattı Haberi Görüntüle
"ONLAR SİNEMAYI BİLMİYOR"
♦ Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ahmet Kural - Murat Cemcir ve Ata Demirer'in sinemadan çekilip de dijital platformlara geçmesinin izleyici sayılarının düşmesinde önemli bir etken olduğu görülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
2019'daki patlamış mısır krizinden önce Türkiye'de yaklaşık 72 milyon bilet satıldı. Pandemiyle birlikte bilet satışları 25 - 30 milyon seviyesine düştü. Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada belli bir oranda kayıp yaşandı. Pandemi sonrasında kapanan sinemalar oldu. İnsanların bir kısmı sinema alışkanlıklarından vazgeçti. Yeni nesil sinemasız büyüdü. Dolayısıyla onlar sinemayı bilmiyorlar. Çok hızlı tüketen bir nesil olduğu için sinemaya gidip film izlemek onlara zül geliyor. Biz bu kesimi, belli oranda kaybettik. Benim SİSAY başkanı olduğum dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte yeni neslin sinema alışkanlığı kazanması için kampanyalar başlattık. Çünkü sinemaya gidenlerin yaş ortalaması belli. Sinemaya gidenlerin % 60 - % 70'i öğrencilerdir. Yeni neslin bir kısmını sosyal medyada süratle kaybediyoruz. Onları tekrar kazanmamız gerek. Türkiye'de sinema biletlerinin % 63'ü Türk filmleri için kesiliyordu. Adını saydığınız kişilerin sinema filmi çekmemeleri elbette izleyici sayısının düşmesinin ana nedenlerinden biri oldu.
Yoklukları % 56 kayba neden oldu Haberi Görüntüle
"ÜRETEMEZ HALE GELDİK"
♦ Adını saydığım kişilerin film çekmemesinden doğan boşluğu kapatma adına birçok kalitesiz film gösterime girdi. Kalitesiz filmler, izleyicileri sinema salonlarından kaçıran bir başka neden olarak gösteriliyor. Öyle midir?
Dijital platformlar, oyuncularımızla uzun süreli anlaşmalar yaptı, yapımcılarımızı kendine bağladı. Sonuçta biz kendimiz için film üretemez hale geldik. Dijital platforma transferler, sinemaya ciddi ölçüde zarar verdi. Boşluğu doldurmak için devreye kalitesiz filmler girdi. Bilgisayar başında yapılmış ucuz filmler, izleyicilerin sinemaya küsmesinde önemli rol oynadı. Filmin yarısında çıkıp giden insanların bir daha sinemaya gitmesinden söz edebilir miyiz? Kaliteli filmlerin olması halinde izleyicilerin sinemaya gittiğini görmemizin altını çiziyorum.
♦ 2017... 40.325.495
♦ 2018... 44.635.574
♦ 2019... 33.790.600
TOPLAM... 118.751.669Yukarıdaki rakamlar; Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Ata Demirer'in beyazperdeye film ürettikleri, aşağıdaki rakamlar ise beyazperdeye film üretmedikleri yılların izleyici sayılarını gösteriyor. (Pandemiden önceki 3 yılla, sonraki 3 yıl) İki dönem arasındaki fark % 56 oldu...
♦ 2022... 18.990.972
♦ 2023... 13.960.464
♦ 2024... 18.910.432
TOPLAM... 51.861.868
"BEĞENİYE GÖRE PARA VERECEKLER"
♦ Bütün bunların sonucunda gelecek için öngörünüz nedir?
Dijital platformlar, yüksek paralar ödedikleri halde içi boş çıkan filmlerden dolayı yeni bir karar aldı... "Sen önce sinemaya git, filmini orada göster. Kaç izleyici aldığını görelim. Filminin dijital platform değerini ondan sonra belirleyelim" düşüncesindeler. Böylelikle dijital platformlar izleyicilerin beğenisine göre para verecek. O beğeninin ölçümü de sinema salonlarında olacak. İzleyicilerin ilgi göstermediği filmleri düşük bedelle alacak. Bu karar elbette öncelik hakkı tekrar sinema salonlarında olacağı için eski parlak günlere dönme adına bir ışık yanacak. Dijital platformlara çok para kazandıran aslında çok büyük maliyetlerle çekilmiş filmler değil. Onlar vitrin. Bir tane film yapıyor, Oscar kazanıyor. O filmle abone topluyor.
Özlenen tablo Haberi Görüntüle
* Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle 27 - 28 Eylül'de düzenlenen Türkiye Sinema Festivali'nde biletlerin iki gün için 80 liraya satılmasıyla 2025'in izleyici rekoru kırıldı.
"ÖNCE SİNEMA GÖSTERİMİ İSTİYORLAR"
♦ Yani yanlış anlamadım değil mi? Dijital platformlar; "Önce sinemaya çıkın. Ona göre biz ne kadar talep gördüyse ona göre para vereceğiz" mi diyor?
Aynen... Evet, hatta şimdi dünya genelinde bu sistem uygulanıyor. Şunu da söyleyeyim; Netflix, kendi yaptığı filmi önce sinemada gösterime çıkarıyor, sonra platformda gösteriyor.

"20 - 25 MİLYON KİŞİ POTANSİYEL MÜŞTERİ"
♦ Bu uygulama dijital platformların aleyhine değil mi?
İzleyiciler; "Ben bu film zaten sinemada izledim, dijital platformda bir daha neden izleyeyim" demez mi? Vallahi mesela bazı filmler var ki ben dijital platformlarda bir daha, bir daha izliyorum. Türkiye'de sinemaya giden izleyici sayısı 10 - 13 milyon bandında. Geri kalan kesimin sinemayla ilgisi yok. 20 - 25 milyon kişi de dijital platformun potansiyel müşterisi...


