Cesedi valizde bulunan Ayşe Tokyaz ın ikizinden kan donduran sözler
Sondakika sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
İstanbul'da üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz, valiz içinde yol kenarına bırakılmış halde ölü bulundu. 22 yaşındaki genç kadının, eski polis memuruCemil Koç tarafından evde öldürüldüğü, cesedinin bir valize konularak Eyüpsultan'da terk edildiği ortaya çıktı. Cinayet sonrası Cemil Koç ile birlikte toplam 6 kişi gözaltına alındı. Kan izlerini örtbas etmek isteyen zanlının evi kırmızıya boyadığı ve cesedi gizlemek için temizlikçi çağırdığı öne sürüldü. Tokyaz'ın ikizi Esra Tokyaz, sosyal medya hesabından kardeşinin eski sevgilisi tarafından öldürüldüğünü anlattı.
"BEN GELİRSEM SENİ DE TEHLİKEYE ATARIM" DEMİŞHatay'dan İstanbul'a okumak için geldiklerini söyleyen acılı kardeş, "Kız kardeşim Ayşe, Cemil Koç (eski polis amiri) isimli şahısla evlilik vaadiyle konuşmaya başladı. Koç'un kardeşim Ayşe'ye şiddet uyguladığını gördüm. Bunun üzerine ikizimi evden çıkartmak için uğraştım. Ayşe bana, 'Ben gelirsem seni de tehlikeye atarım, sen git ben geleceğim' dedi. Akşam Cemil'in telefonuyla beni aradılar; 'Benim bir eşyam var onu bana getir' dedi. Gece Beşiktaş'tan Küçükçekmece'ye gittim.
Cemil Koç
Ayşe'yi görmek istedim, 'O taksiyle yurda dönmüştür, sen oraya git' dedi ama benim kardeşimin ayakkabıları kapının önündeydi. Sorduğumda 'Ayakkabısız çıktı' dedi. Beni içeriye almadı. Ben de hemen tekrar Beşiktaş yurduna döndüm. Kardeşim yurtta değildi, bende tekrardan Küçükçekmece'deki evine gittim" dedi.

Paylaşımlarında olayın iç yüzünü anlatan Esra, şöyle devam etti: "Site güvenlikleri beni içeriye almadı. Ben de polisleri aradım, yaklaşık 1 saat bekledim. Geldiklerinde 'Kardeşin reşit, bir şey yapamayız' dediler. Ben de ona şiddet uyguladığını söyledim; 'Biz sana yardım edemeyiz, karakola git, onlar baksın' dediler.
'Yardım edin, ben tek başıma kadın hâline ne yapacağım? Bana yardım etmiyorsunuz. Beni karakola götürün' dedim. 'Biz seni götüremeyiz, taksiye bin git' diyerek beni yollamaya çalıştılar. Benim can güvenliğim de yok dedim. Taksi orada diye bana gösterdiler. Halkalı Karakolu'na gittim, Koç'un adını söyleyince tanıdıklarını söylediler. Evi arama izni çıktı, evde hiçbir şey bulamadılar.
"POLİSLER BANA BASKI YAPTI"Ertesi günü beni Kanarya Asayiş aradı, oraya gittim. 10-15 tane polis bana baskı kurdu. Bize duygu sömürüsü yapma dediler. Cemil Koç'un adamın isimlerini verdiğimde onları bulup getirmediler.
Cemil Koç'un telefonu açık ve benim kardeşimi bulamadılar. Karakoldan çıktığımız sabah Cemil Koç beni aradı ve bana ifadelerimi satır satır okuduğunu söyledi. İfade sırasında söylediğim ayrıntıyı Cemil Koç bana harfi harfine söyledi. 'Polisler hiçbir şey yapamazlar zaten' dedi.

Ben de iletişime geçtiğim polis memurunu aradım ve 'Sizi savcılığa şikâyet edeceğim, siz benim ifadelerimi Cemil Koç'a okutuyorsunuz' dedim. 'Savcılığa şikâyet etme, biz biraz ilerledik, araştırıyoruz. Savcılığa gidersen zaman kaybedersin ama istersen git' dediler.
Bu sabah beni Kanarya Emniyet'ten arayıp 'Bahçelievler Adli Tıp'a git, artık seninle onlar ilgilenecek. Şimdi biz uyuyoruz, ulaşamayabilirsin' deyip telefonu kapattılar.
"HEPSİNİN CEZASINI ÇEKMESİNİ İSTİYORUM"Adli Tıp'ta beni içeriye almadılar. Tek başıma, başımı çaresizce yere vurduğumda bile 'Kamu malına zarar veriyorsun, senin gibileri çok görüyoruz' deyip beni izlediler. Benim çalmadığım kapı, gitmediğim yer, aramadığım sokak kalmadı. Sonra kardeşimin ölüm haberini aldım.
Beni kadın hâlimle yanımda olmayan, kardeşimin ölümüne sebep olan tüm devlet memurlarının, başta Cemil Koç olmak üzere cezasını çekmesi için hepinizden şimdi yardım istiyorum."


