CHP, Akın Gürlek ve savcıları şikayet etmişti! Dilekçenin detaylarına Halk TV ulaştı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
CHP'nin şikayet dilekçesinde, özellikle başsavcının atanma süreci ve sonrasında CHP'li belediyelere yönelik başlatılan soruşturmaların hukuka aykırı olduğunu dile getiren detaylar içeriyor.
SİSTEMATİK SORUŞTURMA SÜRECİHalk TV'nin ulaştığı şikâyet dilekçesi ilk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in atanma sürecine odaklanıyor. Dilekçede, Gürlek'in "yasaya aykırı bir şekilde Adalet Bakan Yardımcılığı görevinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atandığı" belirtiliyor.
Bu atamanın ardından, 30 Ekim 2024 tarihinden itibaren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP'li belediyelere karşı "sistematik ve süreklilik arz eden" soruşturmalar başlatıldığına dikkat çekiliyor.
CHP bu soruşturmalar sonucunda cumhurbaşkanı adayları ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile dokuz ilçe belediye başkanının tutuklandığını ifade ediyor. Parti, bu tutuklamaların sadece İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen operasyonlar kapsamında gerçekleştiğinin altını çiziyor.
"KURGUSAL SÜREÇLER VE SİYASİ OPERASYON"Dilekçenin dikkat çekici bölümlerinden biri, söz konusu soruşturmaların işleyiş biçimine yönelik ciddi ayrıntıları barındırıyor. CHP, bu soruşturmaların "önceden oluşturulan bir kurgu çerçevesinde ve evrensel hukuk kurallarına aykırı bir biçimde yürütüldüğünü" söylüyor.
Detaylara göre, yargılama sürecinde önce şüphelinin belirlendiği, ardından bu kişiyi suçlayabilecek "iftiracıların bulunduğu" ve sonrasında "delil üretme yoluna gidildiği" belirtiliyor. CHP, yürütülen yargısal süreçlerin "sıradan bir soruşturma görüntüsünün ötesine geçtiğini" ve "hukuk dışı yöntemlerle şekillenen, sistematik bir siyasi operasyon niteliği kazandığını" belirterek, bu durumun yargı bağımsızlığını ciddi şekilde zedelediğini savunuyor.
İKTİDAR MEDYASINDAKİ HABERLER VE "PSİKOLOJİK OPERASYON" VURGUSUŞikâyet dilekçesinde dikkat çekilen bir diğer husus ise, gözaltı ve tutuklama kararlarının yargı mercileri harekete geçmeden önce iktidara yakın medyada "haberleştirilmesi" oldu. Dilekçede, bu durumun yürütülen süreçlerin "bağımsız birer adli işlem değil, doğrudan psikolojik operasyon niteliği taşıdığını" açıkça gösterdiği ifade edildi. CHP, bu tür yayınların yargı süreçlerini manipüle etme ve kamuoyunu belirli bir yöne çekme amacı taşıdığını belirterek, bu durumun adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu belirtti.
Dilekçede, gözaltına alınan belediye başkanları ve meclis üyeleri hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın yapılan basın açıklamalarıyla masumiyet karinesinin ihlal edildiği vurgulandı. Özellikle olağanüstü hal dönemlerini hatırlatan bir üslupla, belediye başkanlarının arka arkaya dizilerek görüntülerinin paylaşıldığı ve toplumda suçlu gibi lanse edilmeye çalışıldığı detaylarına yer verildi.
Üzerinde özellikle durulan bir diğer konu ise, Ekrem İmamoğlu'nun ifadesini alan savcı tarafından sosyal medya hesaplarında "beyaz Toros" fotoğrafının paylaşılması oldu. Dilekçede, "Toplumun hafızasında faili meçhullerle, infazlarla ve hukuk dışı uygulamalarla özdeşleşmiş beyaz Toros’un, Ekrem İmamoğlu’nun ifadesini alan savcı tarafından sosyal medya hesaplarında paylaşılması, kabul edilemezdir" ifadeleri kullanıldı. Bu paylaşımın, yargı etiğine ve insan haklarına aykırı olduğu belirtilerek, savcının tarafsızlığını zedelediği belirtildi.
SAVUNMA HAKKININ İHLALİ VE TEMEL İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİN DETAYLARICHP’nin hazırladığı dilekçede yargılama süreçlerindeki hak ihlallerine de geniş yer verildi. Adliyeye avukatların dahi alınmadığı, savunma hakkının fiilen yok sayıldığı, müdafilerin dosya inceleme taleplerinin engellendiği belirtildi.
Ayrıca, baskı ve tehditle kişilerin ifadelerinin değiştirildiği, tehdide boyun eğmeyen kişilerin ise yüzlerce kilometre uzaklıktaki cezaevlerine sevk edildiği gibi uygulamaların detayları paylaşıldı. CHP, bu uygulamaların "çok sayıda temel insan hakkını ihlal etmenin yanı sıra açıkça suç teşkil ettiğini" vurgulayarak, bu durumun yargının temel prensiplerine aykırı olduğunu savundu.
TÜRK YARGI ETİĞİ BİLDİRGESİ VE KAPSAMLI ŞİKÂYETİN GEREKÇELERİCHP şikayet dilekçesinde Türk Yargı Etiği Bildirgesi'nin ilk maddesine atıfta bulunarak, hâkim ve savcıların insan onuruna saygılı olacağını, insan haklarını koruyacağını ve herkese eşit davranacağını hatırlattı. Parti, "İnsan onurunu ayaklar altına alan ve karanlık bir dönemin sembolü haline gelen beyaz Toros paylaşımının, yalnızca meslek etik kurallarına aykırı olmakla kalmayıp, aynı zamanda suç teşkil ettiğini" ifade etti.
Dilekçede, adı geçen savcılar hakkında "görevi kötüye kullanma, soruşturmanın gizliliğini ihlal, hakaret, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" iddiaları yönünden adli ve idari soruşturmanın ivedilikle yürütülmesi talep edildi.


