CHP Genel Başkanı Özgür Özel Tekirdağ da açıkladı! Siyaset tarihinin en uzun seçim kampanyası geliyor
SonTurkHaber.com, Mynet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Tekirdağ Cumhuriyet Meydanı'nda konuşan CHP lideri Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginin 11'ncisinde dikkat çeken ifadeler kullandı. Özel, "Siyaset tarihinin en uzun seçim kampanyası geliyor" diye konuştu.
CHP lideri Özel'in açıklamalarının satır başları şu şekilde;
"TEKİRDAĞ'A GELİNCE SİZE BAKACAK YÜZLERİNİN OLMADIĞINI TÜRKİYE GÖRDÜ ARTIK"Tekirdağ'ı yok sayıyorlar. Tekirdağ geçtiğimiz yıl tam 75 milyar TL vergi ödedi. Ancak iktidar 17 milyar TL hizmet yaptı. Tekirdağ'dan alırken kepçeyle alan, verirken çay kaşığını bile çok gören bir iktidar ile karşı karşıyayız. İktidarın 110 milyon TL gereken Emir Yakup göleti için bin TL koyduğunu görüyoruz. Tekirdağ'a gelince size bakacak yüzlerinin olmadığını hepimiz, Türkiye gördü artık.
Erdoğan 2011'de bu meydanlara geldi. Dedi ki; 'Nasıl Haliç'i temizlediysek Ergene'yi de temizleyeceğiz'. İşte Erdoğan'ın Ergene'ye gösterdiği saygı budur. 14 sene önce 'su sporları yapacağız' diye kandıranların yüzleri budur. Ergene'yi temizleyecek olan da Türkiye siyasetini temizleyecek olanda CHP'den başkası değildir.
Ergene Devlet Hastanesi'nin yerinde tam 5 senedir bir çukur ve bir tabela var Tekirdağ'ın tek istediği yatırım ama tek gördüğü şey nankörlüktür.

Tekirdağ'a para bulamayıp, Ekrem Başkan'a darbe için 30 katını harcayanlardan hesap soracağız. Tekirdağ'ın çiftçisi perişan durumdadır. 23 yılda çiftçi sayımız 500 bin azaldı. Bu iktidar geldiğinde 2.8 milyon çiftçimiz vardı. Bugüne kadar nüfusumuz 20 milyon arttı ancak çiftçi sayımız 500 bin azaldı. Maalesef, bu iktidar geldiğinde çiftçilerin ortalama yaşı 30'lardaydı şimdi ortalama yaşları 58'dir. 4 çiftçiden 3'ü asgari ücretli bir iş bulursam bir daha tarlaya girmem demektedir. Türkiye artık bu mesleği yapmak isteyenlerin kalmadığı, borç batağında yüzdükleri ve evlatların asgari ücrete razı olup buradan kaçmaktadır.

Bugün Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu Avrupa ülkesi. Türkiye'de yüzde 33. Böyle bolluğun bereketin çok olması gereken bir ülke yüzde 33 gıda enflasyonu ile uğraşıyor.
Bu sene için en az 16,5 TL buğday fiyatına ihtiyaç vardı ama maalesef buğdaya 13,5 TL fiyat verdiler. Mazot maliyetine, artan fiyatlara,işçilik maliyetine rağmen 13,5 TL'de bıraktılar ve buğday üreticisini perişan ettiler.
Kilosu 13,5 TL olan buğdayı satıyorsunuz ve bunun sonucunda 250 gramlık bir ekmek bile alamıyorsunuz.
Bu iktidar maalesef zararları karşılama noktasında son derece isteksiz. Buradan iktidara sesleniyorum; böyle iktidar olunmaz, bu kadar zarar varken çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar böyle yalnız bırakılmaz. Çekilin kenara CHP gelsin, millet rahat nefes alsın.
"ÜRETİCİMİZE ZARAR ETTİRDİLER"Tekirdağ'lı üreticiler çok çalışırlar ve rekor kırarlar ama maalesef o rekorların kırıldığı, geçimin iyi olduğu, tarlaların alındığı, 3-4 gece düğünlerin yapıldığı günler çok geride kaldı. And olsun ki o günleri geri getireceğiz.
Maalesef Türkiye bu sene yurt dışından sığır ithalatında dünya şampiyonu oldu. 10 yılda toplam 8 milyar canlı hayvan ithalatına para ödendi. Besici Uruguay'dan sığır alsa 6 bin TL para kazanıyor. Üreticimize zarar ettirdiler. Bu iktidar sizin düşmanınızdır dostunuz CHP'dir. Yüzünüzü güldürmeye geliyoruz.

Bugün çiftçi üretiyor ama kazanamıyor, çiftçinin ürettiğini emekli ve asgari ücretli alamıyor. Türkiye tarihinin en büyük gelir adaletsizliğini yaşıyoruz. Yıllardır hep o yıllarla anılan krizler vardır 1994, 2008 krizleri gibi. O krizler o yıllarda atlatılır geçerdi. Türkiye 2018'den beri bir krizin içine girdi çıkamıyor. Çünkü krizin yılla ilgisi yok. Krizin getirilen sistemle ilgisi var. Bu krizin bir tane sorumlusu var. Her şeyi ben bilirim diyen, ben ekonomistim diyen, dış politikayı ben bilirim diyen çiftçiye, üreticiye hat bildiren, herkese sataşan, tepeden bakan tek adam Erdoğan bu krizin tek sorumlusudur.
"BUGÜN ASGARİ ÜCRETLİ SADECE 3 ÇEYREK ALTIN ALABİLİYOR"Bu iktidarın gitmesinde bakın en çok kimin menfaati var; 2002 yılında asgari ücretli 7 çeyrek altın alıyordu. Bugün asgari ücretli sadece 3 çeyrek altın alabiliyor. Her asgari ücretli her ay 4 çeyrek altın zarardadır. Her en düşük emekli maaşı alan emekli 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün ancak 2 çeyrek altın alabiliyor. Bu kayıba can dayanmaz. Ben altın hesabı yapınca Erdoğan bazen diyor ki altın hesabını bırak.
Ayçiçeğin ve ayçiçek yağının anavatanındayız. Ayçiçek yağı geçen sene 295 TL imiş bu sene 450 TL olmuş. Evinize, mutfağınıza bir hırsız dadanmış. Sütünüzü, emeğinizi, çeyrek altınınızı çalıyorlar. Bu iktidarı gönderin ekmeği de emeğinizi de kurtarın.
Geçen hafta ilk kez mazot 50 TL'ye geldi. Mazota zam geliyordu biz de şikayet ediyorduk birileri AK Parti'yi savunacak ya 'ben zaten 50 liralık alıyorum' diyorlardı.

Almanya'da 8 asgari ücret 1 araba alıyor. Türkiye'de 67 asgari ücret 1 araba alabiliyor. Türkiye'de emeği bu kadar ucuzlatan ve emeği sömüren bir iktidar gelmedi bundan sonra da gelmeyecek. Bunları göndereceğiz alın terinin kıymetini bilenleri getireceğiz.
"ERDOĞAN BU SENE HİÇ ARA ZAM YAPMADI"Bursa'dan beri başladık bütün Türkiye'den aynı çağrıyı yapıyoruz; Geçen seçimlerde oy alabilmek için 'asgari ücreti yılda 4 defa zamlayalım' diyen Erdoğan geçen sene hiç ara zam yapmadı. Temmuz ayında hem emeklilere seyannen zam yapılması için hem de asgari ücrete ara zam yapılması için büyük bir mücadele veriyoruz.

Dünyada olup bitenleri çok dikkatli takip etmek lazım. Bir tedirginlik çağı içindeyiz. Her geçen gün işler daha kötüye gidiyor. Rusya-Ukrayna savaşı hemen üstümüzde. Filistin'de katliamlar bitmiyor. İsrail'in Filistin'e yaptığı soykırımı bırakın kınamak, teşvik eden bir ABD yönetimi var. Esas hesap Gazze'nin önündeki Avrupa'ya 100 yıl yetecek hidrokarbon yatakları var. Bu büyük oyunu dünyanın çeşitli ülkeleri planlıyorlar. Türkiye'ye kaybettirecek bir plan yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti nükleere de bölgedeki büyük bir savaşa da karşıdır. ABD'nin müdahale ettiği hiçbir ülkeye istikrar gelmedi. Baykal mani olmasaydı ABD askerleri Irak'a gelecek ve bir daha gitmeyeceklerdi. 1,5 milyon Iraklının ölümünden sorumlu olacaktık. Bu ülkelere güya istikarar getireceğiz diyenler, buralarda müslüman kanı akıtmak ve istikrarsızlık dışında bir şey yapmadılar. Dünden beri görüyoruz, İsrail'in İran'a yaptığı saldırılar. Amerika'dan kalkan uçaklar İran'da nükleer tesisleri vuruyorlar. Nükleer tesislerin, atom bombasına dönüşmemesi bizim savunduğumuz bir gerçekken hukuka aykırı biçimde İsrail'in çılgınlığının peşine takılarak, bölge savaşı ve dünya savaşı başlatabilecek sorumsuzluğun karşısında durmak gerekirken iktidar sözde kayıkçı kavgası yapmakta ama onu şımartan ve uluslararası hukuku hiçe sayan Trump'a ağzını açmamakta sanki olan biten Trump'sız oluyormuş gibi davranmaktadır. Erdoğan'ı ve AK Parti yönetimini kınıyoruz. Türkiye'nin yanı başında nükleer sızıntı tehlikelerine ve başlayıp bitmeyecek savaşlara karşı duruyoruz ve AK Parti iktidarının yapmadığını açıkça söylüyoruz; ABD'nin yaptığı bu saldırıyı kınıyoruz.
Elbette iç cephe güçlü olmalıdır ama iç cepheyi güçlendirmenin yolu ülkeyi demokrasiden uzaklaştırmak, muhalefeti yok edilenler olması gereken olarak görerek iç cephe oluşturulmaz. Cezaevlerini öğrenciler ve gazetecilerle doldurarak iç cephe oluşturulmaz.
F-35'ten çıkma pahasına S-400 alanlar, 20 yıldır tek uçak filomuza katıldı. F-35'ten süreci iyi yönetmediğiniz için kovuldunuz.

19 Mart'ta bir darbe girişimine muhatap olduk. Bu ülkenin gelecekteki Cumhurbaşkanı'na darbe girişimi var diye söylemiştim. Onlar Cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişiminde bulundular. Silivri'de zindana koydular. Bugünki Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte Ekrem Başkan'a yöneltilen bütün suçlardan yargılandı ancak bir gün dahi tutuklanmadı. Ceza aldı, görevine devam etti. Ne zaman yargıtay onun cezasını onadı. Davulla zurnayla teslim oldu hapsi o şekilde yattı. Buradan bütün AK Partililere sesleniyorum; Geçmişte bir gün tutuklu kalmayan bugün kendisine yapılmayanı geleceğin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu'na yapmaktadır. Dünün mazlumu bugünün zalimi olmuştur. Korkunun ecele faydası yok sandık gelecek ve Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak.
"TAVLA OYNAMAYA BİR TANE ÜNİVERSİTE ARKADAŞI YOK"Sayın Erdoğan; Ekrem İmamoğlu arada üniversite arkadaşlarıyla iftar yapıyor, halı saha yapıyor, senin tavla oynacak üniversite arkadaşın var mı ya? Tüm Türkiye'ye sesleniyorum Türkiye Cumhuriyetinde Erdoğan ile üniversite döneminden fotoğrafı olan bir kişi acilen başvursun. Adamın tavla oynamaya bir tane üniversite arkadaşı yok Ekrem İmamoğlu'nun helal diplomasını iptal ettirmeye çalışıyor.
"EKREM BAŞKANIN EN YAKIN DOSTLARINA EKREM BAŞKANA İFTİRA ATMASI KARŞILIĞINDA ÖZGÜRLÜK TEKLİF ETTİLER"Bir iftira attılar 94 gün oldu 1 kanıt bulamadılar. Ne iftira attılarsa tam tersine döndü, mahçup oldular. Son anketlere göre yüzde 26'dan yüzde 22'ye düşmüş bu yalanlara inananların oranı. Gizli tanıklar boş çıktı, başka işlere kalkıştılar. Ekrem Başkanın en yakın dostlarına Ekrem Başkana iftira atması karşılığında özgürlük teklif ettiler. Kadınları küçücük çocuklarıyla tehdit ettiler. İmza atarsan evine gidersin atmazsan Silivri'de çürürsün dediler. En son Kandıra'da tuttukları bir arkadaşımızı avukatsız İstanbul'a çağırıp sohbet edelim doğruyu söyle, imzayı at kurtul yoksa aileni de alacağız demişlerdi. O imzayı atmadığı için oğlunu ve yeğenini alıp cezaevlerine koydular. İnsanları sağlık sorunları olan evladının sağlığıyla tehdit ettiler. Namertçe saldıranlardan bu millet ilk sandıkta hesap soracaktır.
“SİYASET TARİHİNİN EN UZUN SEÇİM KAMPANYASI GELİYOR"“Buradan bir gerçeği de söyleyeyim. Açık açık konuşalım mı, açık açık? Tekirdağlılar Allah için açık açık konuşalım. Ekrem İmamoğlu hırsız olsa, yolsuzluk yapsa bunlar onu hapse atmaz aksine baş tacı eder, transfer etmeye kalkarlardı. İmamoğlu böyle namuslu biri değil, hırsız, yolsuz olsa onu saraya çağırırlardı. ‘Yerin burası’ derlerdi. ‘Ayakkabı kutularını da al gel’ derlerdi. ‘Bizde senden çok var’ derlerdi. Ama o gün bugün, bizden iki tane kasa çıktı, birinin içinden belediyenin mührü, birinin içinden korumanın ruhsatlı silahının 48 tane mermisi çıktı. Bizde kasadan çıkan dolar yok. Bizde ayakkabı kutusu, çikolata kutusu, elbise askısı yok. Onda toplanan paralar yok. Dönemin Başbakanının ‘Hırsızlık yapan kardeşim de olsa, kolunu keserim’ dediği dört bakan, o bakanların yolsuzluk yapan evlatları yok. Biz de ‘Paraları sıfırladım babacığım’ diyen de onu müteahhitlere daire almaya gönderen de yok. Onun için aldığımız açık, başımız dik. Çalmadık, çırpmadık. Ancak kendinden, kendi gibi işi bilenleri üzerimize saldığı bir başsavcının iftiraları var. Ama biz bundan çıkarız. Neden çıkarız? Çünkü ahlaki üstünlük bizdedir, çünkü psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir. Çoğunluk enerjisi Tekirdağ’dadır, Süleymanpaşa’dadır, bu meydandadır. Bana soruyorlar: ‘Nasıl oluyor da meydanlar bu kadar kalabalık?’ Bana soruyorlar: ‘Uzun uzun konuşur Tayyip Bey, iki kere alkış olur. Meydan fıkır fıkır, durmuyor, susmuyor, miting bitiyor, evine gitmiyor.’ Ben diyorum ki çünkü biz güçlüyüz. Çünkü biz haklıyız. Çünkü biz temiz insanlarız, iyi insanlarız. Tekirdağ, burada mı? Hep beraber omuz omuza, kol kola, iktidara yürümeye hazır mıyız? Tarihin en güçlü, en dinamik, en inançlı seçim kampanyasına var mısınız? Elbette erken seçim istiyoruz. Kasımdaysa kasımda, daha erkense daha erken ama kaçarsa kaçtıkları yere kadar, hiç durmadan, usanmadan, yorulmadan, dünya siyaset tarihinin gerekirse en uzun, en kararlı, en güçlü kampanyasına hazır mıyız? Hep beraber 100 yıl öncesinde olduğu gibi inançla, kararlılıkla, güçle, korkmadan, gerekirse ölümü göze alarak ama teslim olmadan yürümeye hazır mıyız? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Haydi iktidara yürüyelim.”
"SELİM'E BU YAPTIĞINIZ HAK DEĞİL HAKİKAT DEĞİL"Ekrem Başkanın oğlu Selim için öyle bir yalan çıkardılar ki güya selim babasının paralarını yurt dışına kaçırmış diye iftira attılar. Bu yalanı ortaya çıkaran avukat Mehmet Pehlivan'ı apar topar içeri attılar. Bugün boynumun borcudur ki MASAK raporunda yazan ve kur oyunlarıyla televizyonda çarpıtılan bir takım satılık kalemlerin aksine Selim kardeşimiz bir yatırım şirketi için gönderdi kaçırdı dedikleri paranın tamamı şuradaki bir daire parasıdır. 12 milyon TL paranın yarısı annesinin bozdurduklarından yarısı dedesinindir. İkisi de analarının ak sütü gibi helaldir. Dededen ve anneden alınan parayla yurt dışında iş kurmaya çalışan bugün İstanbul'da bir daire parası olmayan meblağ için aileye saldırmaktadır. Erdoğan bir yüzük göstermişti 'tek mal varlığım bu alyansım' demişti. 'İleride zenginleşirsem demekki çalmışımdır' demişti. Oğlunun yaptığı ticarete 'gemicik' deyip bu kadar servetini açıklamayan Erdoğan dururken, dedesi ve babası iş adamı olan servetleri kayıt altında olan Selim'e bu yaptığınız hak değil hakikat değil. Bu millet bunun hesabını soracak.
"BİZDE KASADAN ÇIKAN DOLAR YOK, AYAKKABI KUTUSU YOK"Buradan bir gerçeği de söyleyeyim; Ekrem İmamoğlu hırsız olsa, yolsuzluk yapsa bunlar onu hapse atmaz baş tacı edip transfer etmeye kalkarlardı. Onu saraya çağırıp yerin burası derlerdi. Ayakkabı kutularını da al gel, bizde senden çok var derlerdi. Ama o gün bugün bizden 2 tane kasa çıktı birinden belediyenin mührü diğerinden korumanın 48 tane ruhsatlı silahının 48 tane mermisi çıktı. Bizde kasadan çıkan dolar yok, ayakkabı kutusu yok. Bizde 'paraları sıfırladım babacım' diyen de onu müteahhitlere daire almaya gönderen de yok. Alnımız açık başımız dik çalmadık, çırpmadık.


