CHP li Günaydın, İmamoğlu nun tek kaygısını açıkladı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Kurban Bayramı'nın ikinci gününde Silivri (Marmara) Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti.
Görüşmenin ardından cezaevi önünde açıklamalarda bulunan Günaydın, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi atmosferini değerlendirerek “Buruk bir bayram yaşıyoruz” dedi.
Günaydın, açıklamasında öncelikle bayramın halk nezdinde nasıl geçtiğine dikkat çekti:
“Hem iktisadi sıkıntılar, adeta asgari ücret ve emekli maaşıyla alınamayan bir kurban parası, torunlara verilemeyen harçlıklar ve bunun yanında da memleketin demokrasi ve adalet sorunları üzerimize basmış durumda.”CHP’li Günaydın, Silivri’den önce tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ı Buca Cezaevi’nde ziyaret ettiğini hatırlatarak, Çalık’ın sevk sürecine dair çarpıcı bilgiler verdi:
Ben dün Buca'da Beylikdüzü Belediye Başkanımız Sayın Murat Çalık'ı ziyaret ettim. Ki o aslında Silivri'de kalıyordu ve arife gününden bir gün evvel eşi ve 2 oğlu kendisine ziyarete açık görüşe geleceği gün, saat 15:00'te bu ziyaret gerçekleşecekti.
Sabah 8:00'de kendisinin sevk edileceğini kendisine beyan ettiler ve saat 10:00'da bu sevk gerçekleşti. Ben buradan vatandaşlarımızın vicdanına seslenmek istiyorum. Yani bayramdan, arife gününden bir gün evvel, açık görüşün olduğu gün bir insanı buradan alıp da 600 km öteye sevk etmenin hukukla ve hatta vicdan ve ahlakla bağdaşır bir tarafı var mıdır yok mudur bunu herkes lütfen kendi vicdanına danışsın. Tabii bugüne kadar açıklamadığı bir şey var. Doktor raporlarıyla sabittir. Sayın Çalık daha evvel hem kan kanseri hem de lenfoma yani lenf kanseri geçirmiş bir insandır. Dolayısıyla burada tedaviye en yakın olduğu noktadan son derece uzak bir noktaya sevk edilmesi, sağlık hizmetlerinden etkin bir şekilde yararlanamaması ve bunun yanında eşinden, 2 oğlundan ve tabii ki avukatlarından bu kadar uzakta olması aslında bir anlamda etkin adalet hizmetlerinden etkin yararlanma ve adil yargılanma hakkının da ihlali niteliğindedir. Bunu özellikle vurgulamak isterim.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in geçirdiği kazaya da değinen Günaydın, Yeni Akit'in insanlık dışı haberine tepki gösterdi:
Şimdi tabii dün itibariyle, dün gece itibariyle bizi çok kahreden bir haber aldık. Sevgili Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek evinde bir elektrik akımına kapılarak ağır yaralandı ve hastaneye yetiştirildi. Derhal yoğun bakıma alındı. Bugün itibariyle hastaneden gelen haberler ve arkadaşlarımızın bize aktardıkları umutlanmamıza yol açacak nitelikte. Güçlü bir tansiyon alındığı yönünde haberler alıyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki 45 yaşında iki tane yedi yaşında ikiz kız çocuğu sahibi, gencecik ve başarılı bir siyasetçi Manisa'nın çok sevdiği ve Türkiye'nin çok sevdiği belediye başkanımız bir an evvel sağlığına kavuşur. Ben inanıyorum ki hangi siyasal partiyi desteklerse desteklesin genç ve düzgün bir siyasetçi için Türkiye'nin 85 milyon kalbi bir anda atıyor. Tabii kendisine gazete denilen bir paçavrayı ayrı tutmak lazım. Çünkü o bugün bile böylesine bir günde bile nefret kusmaya devam ediyor. Günlük olarak basılan bu paçavranın bir iki yöneticisinin bu mantıkta olması bizim açımızdan sürpriz değil ancak çok daha önemli başka bir şey var. Eğer onu hâlâ birkaç bin insan bile beğenerek okuyor ise bu başlığa rağmen beğenerek okuyor ise bunu Türkiye'nin geleceği adına büyük bir sorun olarak görürüm. Bunu da not etmek istedim.Ekrem İmamoğlu ile 1 saat 15 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Günaydın, İmamoğlu’nun mesajlarını da kamuoyuna aktardı:
Bugün bayramın ikinci günü. Bugün Silivri Cezaevi önünden sizlere sesleniyoruz. Dün Buca'daydık, bugün Silivri'deyiz. Sevgili Ekrem Başkan'la 1 saat 15 dakikaya yakın bir görüşme gerçekleştirdim. Öncelikle kendisinin tüm yurttaşlarımıza yönelik iyi dilekleri yani selamlarını ve bayram kutlama mesajlarını burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Elbette dışarıdan aldığımız çok sayıda selamı da kendisine ilettik. Ekrem Başkan'ın kendisiyle ilgili bir derdi yok. Ekrem Başkan kendisi üzerinden memleketin demokrasisine kurulan kumpasa içerliyor. Kendisiyle deşen geçmiş 20 yıl boyunca deşen herkesin soruşturma ve kovuşturma süreçlerine muhatap alınmasını ülkenin geleceği adına kaygıyla izliyor.İBB çalışanı kadınların tutuklanmalarına da tepki gösteren Günaydın, yaşananların vicdani yük oluşturduğunu vurguladı:
Ve tabii İBB'de çalışan kadın arkadaşlarımızın gözaltına alınması, tutuklanması sonrasında Düzce'ye, Bolu'ya başka yerlere sevk edilmesini de büyük bir endişe ile takip ediyor. Büyük bir üzüntü ile takip ediyor. Onların aslında yargılanmasını gerektirir bir durum yok. Hadi yargılıyorsunuz. Tutuklu yargılanmalarını gerektirir çok sayıda durum var iken onları tutuklu yargılamak daha doğrusu tutuklamak, iddianameyi yazmamak üstelik de cezaevi cezaevi dolaştırarak bir zulmü daha onlara ve çocuklarına uygulamak hepimiz adına gerçekten büyük bir vicdan muhasebesi yapmamız gereken durumdur. Birçok insanı, rüşvet aldım, rüşvet verdim diyen insanı bayram öncesi etkin pişmanlık adı altında aslında iftira ile yaptıkları iftiralar ile serbest bıraktınız. Hiç olmazsa kadın arkadaşlarımızı bir an evvel serbest bırakın. Onlar çocuklarına kavuşsunlar. Yargılayacaksanız onları tutuksuz yargılamaya devam edersiniz. Bu mesajı da buradan iletmek istiyoruz. Elbette Ekrem Başkan Cumhuriyet Halk Partisi, memleketin gidişi, iktisadi sosyal siyasi tablosu üzerine değerlendirmelerde bulunuyor. Bunları da biz elbette yetkili organlarımızla paylaşacağız. Ama şunu biliyoruz ki bu ülke adaletini, demokrasisini ve ekonomisini kaybetmemeli. Bunların hepsi birbiriyle ilintili konulardır.Ekonomik kriz ve sosyal adaletsizlikle yargı bağımsızlığı arasındaki ilişkiye dikkat çeken Günaydın, şu değerlendirmeyi yaptı:
Bugün eğer 30 milyon insan, 30 milyon yurttaşımız açlık sınırının altında yaşıyor ise burada Türkiye'nin mahvedilen adaletinin ve demokrasinin büyük payı vardır. Bunları bilerek bir denge içerisinde hem yurttaşın sorunlarına eğilmek hem de memleketin adalet ve demokrasi sorunlarını ayrıca değerlendirmek hepimizin ortak sorumluluğudur.

