CHP nasıl direnecek? Agos
SonTurkHaber.com, Agos kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
AKP ve Erdoğan artık öyle bir durumda ki, iktidarda olmazlarsa siyaseten tükenecekler. MHP ise AKP ile ittifak döneminde yargı, polis ve orduda elde ettiği kadro gücünü korumak için her hamleyi yapıyor. Aslında buna İmralı ile yürütülen süreci de eklemek mümkün. CHP Genel Başkanı Özel bu denklemi bildiği için MHP’ye oynamaya çalıştı.
19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınıp sonra tutuklanmasıyla başlayan ve CHP’nin-bence haklı olarak- “darbe” tanımlaması yaptığı süreç tüm hızıyla devam ediyor. Bilindiği gibi bu süreçte çok sayıda CHP’li belediye başkanı da tutuklandı. Keza CHP’li belediyelerde çalışanlar da.
Son olarak Özgür Çelik’in CHP İstanbul İl Başkanı olarak seçildiği kongre de mahkeme tarafından iptal edildi ve CHP’nin istifa etmiş ancak istifası kabul edilmemiş üyesi Gürsel Tekin mahkeme tarafından yeni CHP İstanbul İl Başkanı olarak mahkeme tarafından “tedbiren” atandı.
CHP’den doğal olarak peşpeşe tepkiler geldi. Özgür Çelik ve İstanbul il yönetimi, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde toplandılar. Gürsel Tekin iktidarın planlarına alet olmakla suçlandı.
Halen Silivri’de tutuklu olan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, partiden ihraç edilen Gürsel Tekin'in İstanbul İl Başkanlığı yönetimine mahkeme kararıyla kayyım olarak atanmasına ilişkin, "CHP kongreleri ve İl Başkanımız Özgür Çelik onurumuzdur. Bilsinler ki 'ben CHP’liyim' diyen hiçbir siyasetçi, bu irade gaspına ve onursuzluğa alet olmaz. Millete savaş açmayı tercih edenler ve kayyımlardan medet umanlar sizin iradenize yenilecek ve kaybedeceklerdir" dedi.
CHP yönetimi bu gelişmenin ardından İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım olarak atanan Gürsel Tekin’i partiden ihraç etti. Tekin ise 3 Eylül itibariyle itibariyle 'göreve başladıklarını' söyledi.
Tekin ayrıca "Kimseyi üzmek istemem. Partiyi bu duruma ben getirmedim. Ortada bir cenaze var, o cenazeyi kaldırmayalım koksun mu? Partiden ihraç edildiğim hemen açıklandı. İtirafçı olup da halen parti üyesi olan bildiğim 7 kişi var. Onlara dokunulmuyor” dedi.
Hukukçular ise “Asliye hukuk mahkemeleri, siyasi parti kongrelerine ilişkin karar vermeye yetkili değildir” değerlendirmesinde bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de aynı görüşte.
2023 yılında gerçekleşmiş bir kongrenin mahkeme kararıyla iptal edilmesi başka sonuçlar da doğuracak çünkü 196 delegenin delegelik hali de iptal edildi. Bu durumun bu ay görülecek CHP Kurultayı davasına etki etmesi gayet olağan. Yani Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kazandığı kurultay da yine mahkeme kararıyla iptal edilebilir. Bu güçlü bir ihtimal.
Olan biteni anlamak için siyaset uzmanı vasfı taşımak gerekmiyor. Yargıyı tamamen kontrolüne alan AKP-MHP ittifakı CHP’yi mefluç yani felç olmuş hale getirmek için tüm imkanların kullanıyor. Zira önümüzdeki ilk seçimde İmamoğlu’nun –AKP hangi adayı çıkarırsa çıkarsın- şansının çok büyük olduğu ayan beyan ortada.
Bunu bilen AKP-MHP ittifakı muhtemelen burada durmayacak yeni hamleler de yapacaktır. Çünkü ortada AKP ve MHP açısından hayati bir iktidar savaşı var.
AKP ve Erdoğan artık öyle bir durumda ki, iktidarda olmazlarsa siyaseten tükenecekler. MHP ise AKP ile ittifak döneminde yargı, polis ve orduda elde ettiği kadro gücünü korumak için her hamleyi yapıyor. Aslında buna İmralı ile yürütülen süreci de eklemek mümkün.
CHP Genel Başkanı Özel bu denklemi bildiği için MHP’ye oynamaya çalıştı. İstanbul İl Kongresi iptal edilmeden birkaç gün önce Deutsche Welle sitesine yaptığı açıklamada bir soru üzerine şunları söyledi:
“Devlet Bey’in ittifak üzerindeki gücünü de düşününce, ittifak ortağını bir an önce bu davaların (CHP’ye yönelik davalar) iddianamelerinin yazılması, yargılamaların başlaması noktasına çekmesini ümit ediyorum. ‘Onlar kavga etsin birbirine düşsün biz aradan çıkalım’ gibi bir derdim yok. Devlet Bey'in hukukun üstünlüğü, demokratikleşme ile ilgili beklentisi ve derdi ittifak ortağından birlikte yürüyemeyecek noktaya gelirse, biz demokrasi yolunda herkesle yürürüz ona da bir itirazım yok. Demokratik ve terörsüz Türkiye için biz herkesle yürürüz.”
Özel’in stratejisi belki de MHP’ye bir güvence vermek. Yani “Kadrolarınıza, iktidar içindeki pozisyonunuza dokunmayız, siz yeter ki AKP’yi yalnızlaştırın, bu süreç böyle gitmeyecek” demek istemiş olabilir.
Bu strateji işe yarayabilir mi, bilemiyorum. MHP bir yandan CHP hakkındaki davaların bir an önce sonuçlanmasını isterken bir yandan da AKP’ye üstü kapalı mesajlar veriyor ama Özel’in bahsettiği senaryonun gerçekleşmesi için öyle ya da böyle bir an önce bir seçim olması lazım. Ama AKP ve MHP olağan seçim tarihine kadar bekleme yanlısı.
Beri yandan bahsettiğimiz parti MHP, bahsettiğimiz kişi de Bahçeli. MHP liderinin bundan önce denklem bozan hamleleri olmuştu. Yine de CHP’nin darbe ile mücadelede MHP’ye bel bağlaması ne kadar gerçekçi, orası hayli şüpheli.


