CHP’de kritik pazartesi öncesi ‘Butlan’ gerilimi
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
ARABULUCULAR KILIÇDAROĞU’NA GİDİP GÖRÜŞTÜ
30 Haziran’daki ikinci duruşma öncesinde yükselen tansiyonu, partinin ağır toplarından oluşan arabulucular da düşüremedi. Kılıçdaroğlu’na ilk olarak Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, sonra da Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Engin Özkoç gitti. Kılıçdaroğlu’nun geçmişte kendisine daha yakın duran bu isimlerin ziyaretlerinde kendisine yapılan, “butlan kararını kabul etmeyeceğinizi ilan edin” önerilerine, “CHP’yi kayyuma teslim etme riskini alamam” diye karşılık verdiği bilgisi yansıdı. Kılıçdaroğu’nun partinin sadece tek bir gündeme odaklanmasını doğru bulmadığını söyleyerek İmamoğlu mitinglerine itiraz ettiği yazıldı.
KILIÇDAROĞLU: NE DEMEK YÖNETEMEZ 13 YIL KİM YÖNETTİ
Kılıçdaroğlu ise bu bilgiler basına yansıyınca gelen tepkiler üzerine açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu “Mahkeme kararını ‘tanımıyorum’ demenin hukuki olarak bir karşılığı yok. Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var. Umarım böyle bir karar çıkmaz. Neden bu kadar korkuyorlar? Kayyum gelse daha mı iyi olur? Karar çıktıktan sonra durumu oturur Özgür Bey ile değerlendiririz. ‘Göreve gelse bile partiyi yönetemez’ yönündeki çıkışları gülümseyerek karşılıyorum. Ne demek yönetemez? 13 yıl kim yönetti. Asıl kayyum olursa partiyi kim yönetecek? Böyle bir şey kabul edilemez. CHP kayyuma teslim edilmez” dedi.
ÖZEL ‘PARTİYİ KİMSEYE BIRAKMAYIZ’ DEDİ
Özel ise Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini şöyle değerlendirdi: “Sayın genel başkan kayyum meselesini yanlış biliyor olabilir ama CHP’yi, kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. Parti birinci partiyken başına seçimsiz gelip, milletvekillerini ihraç edip, 2 yıl partiyi yönetmek falan... Çağrı heyeti olsun, demokratik bir yarışın önü açılsın, delege bütün iradesini Türkiye’nin gözü önünde tazelesin, çok daha doğru bu. Ben böyle bir seçime girip kaybedersem de partinin neferi olarak çalışırım yine... Ama seçim kaybetmeden ya da biri seçim kazanmadan kimseye de partiyi bırakmayız. Biz kayyuma da partiyi bırakmayız, butlana da. Butlandan sonra görev kabul etmek tarihsel bir hata olur.”
İMAMOĞLU KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL’LE GÖRÜŞMELERİNİ ANLATTI: İÇİM YANIYOR
İmamoğlu ise “Büyük bir ihanete uğrama duygusuyla karşı karşıyayım. Bunca insan hapisteyken ve yargılama değil, direkt cezalandırma oluyorken, aileler işkence altındayken, bu söze tahammül etmem mümkün değildir” sözleriyle Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. İmamoğlu, Halk TV’den İsmail Saymaz’a şu açıklamayı yaptı: “(Cezaevindeki görüşmede) Kendisine, ‘Genel Başkanım bizim kurultaylarımız tertemiz değil midir?’ diye sordum, ‘Tabii ki öyle’ dedi. ‘Genel Başkanımız Özel ile bir araya gelerek güçlü bir söylemle kamuoyunun karşısına çıkıp ‘Kimse kurultaylarımıza söz edemez, bizim kurultaylarımız tertemizdir’ demelisiniz’ dedim. Bana ‘Özgür Bey, beni arayabilir” deyince, Özgür Bey’le görüştük, ‘Memnuniyetle ararım’ dedi” dedi. Kılıçdaroğlu’nun daha sonra “Mahkeme kararını bekleyelim, ona göre Özgür Bey ile oturup konuşuruz” şeklindeki açıklamasına ise İmamoğlu “Beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattığını, dört duvar arasında içimi yaktığını ifade etmek isterim” tepkisini verdi. İmamoğlu, “CHP’de ‘mutlak butlan’ı içine sindirecek, kararın gereğini yerine getirme hevesinde olanlar varsa onlara son bir kez hatırlatmak isterim. Utançla hatırlanırsınız, lanetlenirsiniz. Tenezzül etmeyin. Ailenize ve çocuklarınıza temiz bir isim bırakmak istiyorsanız girdiğiniz bu yoldan geri dönün. Girdiğiniz yolun sonunda iktidarın koltuk değneği olmaktan başka bir paye yok.”
İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda da eski genel başkanların açıklamasına destek vererek, “Partimizin ve genel başkanımızın bu süreçte yanındayız. Önceki dönem genel başkanlarımızı ve tüm partililerimizi bir ve beraber olmaya davet ediyorum” dedi.
VE YAVAŞ DA DEVREDE: BU TARTIŞMALAR SONLANMALI
Tartışmaya dün yaptığı yazılı açıklama ile dahil olan Yavaş, “Bugün öyle bir dönemden geçiyoruz ki, bir ve beraber olmaktan başka ne şansımız var ne de çaremiz. Hep söyledim; bu sadece bizim partimizin meselesi değil, tüm muhalefet partilerinin sorumluluğudur. Çünkü eğer birlikte hareket etmezsek, sadece bugünü değil, geleceğimizi de kaybederiz. Hatta torunlarımız dahi bizi affetmez” diyerek özetle şunları söyledi: “Bir hukukçu olarak ifade etmem gerekirse bu davaya hukuk içinde bakılırsa buradan iktidarın arzu ettiği sonucu alması mümkün değil. Çünkü tek yetkili anayasal kurum YSK’dır. Ancak, siyasallaşmış bir yargı düzeninde bir beklenti yaratılmak isteniyor. Benim en çok üzüldüğüm bu beklentinin partimizde bir türbülans ve tartışma yaratmış olması. 30 Haziran’daki dava süreciyle ilişkilendirilerek, partililerimizin ya da partili görünen bazı isimlerin mevcut Genel Başkanımız ve önceki Genel Başkanımız etrafında yürüttükleri tartışmaların; ne ülkemizin demokratikleşme ve adalet mücadelesine, ne de yurttaşlarımızın derinleşen yoksulluk sorununa katkı sunması mümkündür. Üstelik bu tartışmaların, parti kültürümüzle bağdaşmayan bir üslupla ve önceki Genel Başkanımıza yönelik hakarete varan ifadelerle yürütülmesi, asla kabul edilemez. Bir hafta boyunca süregelen ve Cumhuriyet Halk Partililerin hiç hoşnut olmadığı bu tartışmaların bir şekliyle sonlanması şarttır. Bu süreçte önceki genel başkanımız, mevcut genel başkanımız ve tüm partililerin tek yumruk halinde bir ve bütün durması en büyük arzumdur, olması gerekendir. Aksi halde ben dâhil hiçbirimizin siyaset yapmasının bir anlamı kalmaz.”
ESKİ GENEL BAŞKANLARDAN ‘ÖZEL’İN YANINDA OL’ ÇAĞRISI
CHP’nin önceki dönem genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın da, kurultay davası ekseninde başlayan tartışmalar sonrasında ortak bir bildiri yayımladı. Kılıçdaroğlu’na çağrı yapılan bildiride, “Bize göre temel çözüm, önceki dönem Genel Başkanımızın yargı tasarımı ile partimizi düzenleme sonucu doğuracak tüm olasılıkları reddeden ve Özel’in yanında dimdik duran bir tutum almasıdır” denildi.
BUTLAN VE KAYYUM SENARYOLARI
CHP kulisleri, olası “mutlak butlan” kararına ilişkin “tedbirli” ve “tedbirsiz” senaryolarla çalkalanıyor.
Parti yönetiminin ek savunma talebi doğrultusunda kararın temmuz ortasına kalabileceği yorumları da yapılıyor. Kulislerde, “Davanın görüldüğü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi de bu talep üzerine 15 günlük bir ek süre verebilir. Bu durumda, temmuz ayı ortalarında yapılacak üçüncü duruşmada karar çıkabilir. Zaten ay sonunda da adli tatile girilecek. Ancak mahkeme soruşturmayı derinleştirmek isterse karar adli tatil sonrasına, sonbahara da kalabilir” değerlendirmeleri öne çıkıyor.
İKİ SEÇENEK: KAYYUM OLURSA
Mahkemenin “şaibe” iddialarının geçerliliğini kabul etmesi halinde verebileceği karara ilişkin iki seçenekten söz ediliyor.
- Mahkeme bu durumda, “kayyum” olarak da nitelenen “çağrı heyeti” atayabileceği gibi mevcut yönetimin düşürülüp eski yönetimi yeniden göreve getirilmesi sonucunu doğuracak “mutlak butlan” kararı da verebilecek. Parti üyeleri arasından oluşturulacak çağrı heyeti, partiyi en kısa sürede kurultaya götürmek üzere görevlendiriliyor. Bu sürenin de 45 gün olduğu belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Özel de önceki gün, “Çağrı heyeti olsun, demokratik bir yarışın önü açılsın, delege bütün iradesini Türkiye’nin gözü önünde tazelesin, çok daha doğru bu” demişti.
BUTLAN OLURSA
- Mahkemenin “çağrı heyeti” yerine “mutlak butlan” kararı alması halinde ise dikkatler, “mutlak butlan” kararının “tedbirli” mi “tedbirsiz” mi alındığına çevrilecek. Çünkü kararın “tedbirsiz” alınması halinde “mutlak butlan” kararının yürürlüğe girmesi için temyiz süreçleri beklenecek. Bu süre içinde Özel yönetimi göreve devam edebilecek ancak bu kararın ileriye dönük sonuçları kritik tüm kararların üzerinde gölge oluşturacak. “Butlan” kararının “tedbirli” alınması halinde ise partinin son kurultayı “hiç yapılmamış” sayılacağından Özel yönetimi düşecek yerine de kurultayda kaybeden Kılıçdaroğlu yönetimi göreve gelecek. Bu yönetim ise çağrı heyetinden farklı olarak geniş yetkilere sahip olacak. Süratle kurultay kararı alabileceği gibi bunu yapmayıp partiyi normal yönetmeye devam edebilecek.
KILIÇDAROĞLU’NA 10 VEKİLDEN DESTEK
135 milletvekilinin bulunduğu CHP grubunda Kılıçdaroğlu’na yakın 40 isim olduğu konuşulurken, son tartışmalarda Kılıçdaroğlu’na şu 10 milletvekilinden destek paylaşımı geldi: Deniz Demir (Ankara), Ali Öztunç (Kahramanmaraş), Gamze Akkuş İlgezdi (İstanbul), Hüseyin Yıldız (Aydın), Sevda Erden Kılıç (İzmir), Mahir Polat (İzmir), Hasan Öztürkmen (Gaziantep), Rıfat Nalbantoğlu (İzmir), Orhan Sarıbal (Bursa) ve Hasan Ufuk Çakır (Mersin). Parti içi muhalefetin önemli isimlerinden İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı da sosyal medya paylaşımında, “Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik çirkin ifadeler sadece haksızlık, nezaketsizlik ve saygısızlıktan ibaret değildir, feci bir şuursuzluktur. Aynı zamanda Sayın Kılıçdaroğlu’nu koruma refleksiyle partimizin kurumsal kimliğini temsil eden yöneticilerimize karşı sarf edilen bazı sözlerin de kabulü mümkün değildir. Bu zihniyet, partimize sızmasına asla izin vermememiz gereken bir irindir. Gün, toparlanma ve birlik günüdür” dedi.


