Çiftçinin yüzü gülmüyor, buğdayda büyük kayıp
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Türkiye genelinde mart ayında yaşanan zirai don ve dolu felaketi, 36 kentte tarımı adeta felç ederken, rekolte kayıplarının önümüzdeki günlerde cep yangınına neden olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Zirai don, dolu felaketi ve kuraklık etkisi nedeniyle yaz sebze ve meyve fiyatlarındaki artışın yanı sıra, buğday üretiminde de ciddi rekolte kaybı çiftçileri kara kara düşündürüyor. Tarladaki verim kaybı ise dikkat çekici boyutta. Ülke genelinde 2025 yılında yaklaşık 70 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, geçtiğimiz yıl 21 milyon ton olarak açıklanan rekoltenin, bu yıl 17 milyon ton düşmesi bekleniyor. Bu da yaklaşık yüzde 20 genel kayıp anlamına geliyor. Özellikle kuraklık ve don riski yüksek olan Güneydoğu ve Çukurova gibi bölgelerde kayıp oranı ise yüzde 40 ila 100 arasında değişiyor. Bu düşüşün un, ekmek ve yem fiyatlarının yanı sıra et ve süt üretimini de olumsuz etkileyeceği tahmin ediliyor.

Verim kaybının en çok yaşandığı illerin başında ise Adana geliyor. İlk buğday hasadı her yıl olduğu gibi bu yıl da Adana’da başlasa da, çiftçiler hayal kırıklığına uğradı. Adana genelinde bu yıl 950 bin dekar alanda buğday ekimi yapılırken, şubat ve mart ayındaki don olaylarının yanı sıra, ilkbahar yağışlarının yetersizliği nedeniyle dekar başına ortalama 250 kilogram verim kaybı yaşandı. Geçtiğimiz yıl bu rakam 450 ile 600 kilo arasında değişiyordu. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bu yıl üreticinin ciddi zarar yaşadığını belirtirken, “Kıraç alanda hasat başladı. Verim çok düşük. Kuraklık ve tarımsal don nedeniyle buğdayda yüzde 40 kayıp var. Çiftçi bugün buğdayını 20 liradan satsa bile, bu sadece maliyeti karşılar" ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa da bu yıl kuraklıktan olumsuz etkilenen illerden. Türkiye’nin en geniş hububat ekim alanlarına sahip illerinden Şanlıurfa’da; bu yıl 2,5 milyon dönümden fazla alanda buğday ekimi yapıldı. Ancak bu alanların yaklaşık yüzde 50’sinde kuru tarım yapıldığı için kuraklık felakete dönüştü. Hilvan Ziraat Odası Başkanı ve Şanlıurfa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Hikmet İpar ise “Bölgede kuru tarım yapılan alanlarda ürün beklentisi kalmadı. Yağmur yağsa da, Fırat’ı getirip bağlasanız da ürünü kurtaramazsınız” diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
MALİYETLER KATLANDIÖte yandan çiftçiler, bir yandan iklim değişikliğinin neden olduğu hasarla boğuşurken bir yandan da katlanan üretim maliyetleriyle de baş etmeye çalışıyor. 2024’e kıyasla neredeyse tüm girdi kalemlerinde yüzde 50’nin üzerinde artış yaşanması, düşen verimle birleşince üreticiyi ağır bir finansal yük altında bıraktı. Tarımda en temel girdiler olan mazot, gübre, ilaç, işçilik ve enerji maliyetleri ise 2025 itibarıyla adeta fırladı. Geçen yıl, litre başına 27 TL olan mazot, bu yıl 42 TL’ye yükselirken, en yaygın kullanılan DAP gübresinin kilogram fiyatı ise 13 TL’den 22 TL’ye çıkarak yüzde 69 oranında arttı.

Tarım ilaçlarında da benzer bir yükseliş söz konusu. Geçen yıl, 60 TL’ye temin edilen zirai ilaçlar, 95 TL'ye satılırken, fiyat artışı insan gücü ve enerji kaynaklarında da yaşanıyor. Günlük tarım işçiliği ücretleri 500 TL’den 750 TL’ye çıkarken, sulama enerjisi fiyatları ise kilovatsaat başına 1,2 TL’den 2,1 TL’ye yükselerek çiftçinin belini büktü. Çiftçiler, bir yıl içinde dekar başına ortalama bin 800 ile 2 bin 100 TL arasında maliyet artışı ile karşı karşıya kaldı.
Kaynak: Web Özel


