Cimri bir sevgiliye karşı nasıl davranmalıyız?
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Sevmek, aşık olmak, birlikte vakit geçirmek elbette çok güzel duygular... Fakat bir de işin gerçek bir yüzü var ki birlikte geçirilen zamandaki harcamalar, hesap kitaplar. Hayat elbet müşterek fakat bu müştereklik durumu sadece ilişkinin duygusal boyutunda değil maddi boyutunda da geçerli... Özellikle ilişkilerde para konularına gelindiğinde bazı problemler ortaya çıkabiliyor. Bugün o problemlerden birini konuşacağız. Cimri bir partnerle yaşam...
Öncelikle cimriliğin ne olduğunu anlamalıyız. Her eli sıkı olan, harcamalarına dikkat eden kişi cimri değildir. Hatta hayatını daha tasarruflu anlamda dikkatli yaşamaya çalışan kişiler daha konforlu bir hayat yaşarlar. Cimrilik ise çok farklı bir boyuttur. Cimrilik parayı dikkatli kullanmaya çalışmak değil, paylaşmayı tamamen reddetmekle ilgilidir. Kişinin maddi imkanı olduğu halde herhangi bir maddi harcama yapmaması, hep karşıdan beklemesi, en küçük harcamalarda bile kendi payına düşen kısmı sonuna kadar hesap etmesi gibi durumlar cimriliğin belirtileridir. Cimri bir insanla yaşadıkça şunu fark edersiniz ki cimri kişi sadece maddiyatı değil, duygusunu, ilgisini, emeğini de vermekte cimridir. Cimri insan sizi kazandıktan sonra size ayırdığı zaman azalır, hediyeler bir kenara dursun bir kahve ısmarlamakta bile geri durur, iltifatlarını olabildiğince kısar, kendini olduğu gibi ilişkiye kaptırmaz çünkü kendini size kaptırması da onun için büyük bir kayıptır. O hep elinde tutmayı sever. Parasını, elini, sözünü, kalbini..

NEDEN BÖYLE DAVRANIRLAR?
Kişinin cimri olmasının temel nedeni genellikle erken dönem çocukluk yaşantılarında gizlidir. Çocuklukta özellikle yoksullukla mücadele etmiş, ailesinin sevgisini kazanmak için sürekli çaba göstermek zorunda kalmış kişiler 'sahip olduğum şeyleri kaybetmemeliyim' duygusunu yaşarlar. Bu da ileride yetişkin hayatında vermeme, paylaşamama gibi durumların yaşanmasına neden olur. Bazense bazı kişiler için güç eşittir paranın fazla olması demektir. Harcama yapmamak, cüzdanının kabarık olması kendisini güçlü hissetmesinin en önemli araçlarıdır. Fakat bu kişiler şunu unutur ki ilişkilerde güç paylaştıkça büyür, elinde tuttukça değil.
Diğer bir durumda ise cimrilik kişinin her şeyi kontrol etme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Her şeyin kontrolünde olmasına ihtiyaç duyan bir kimse de parayı kontrol araçlarından biri haline getirir. Bu gibi durumları özellikle duygusal ilişkinizde yaşıyorsanız öncelikle dikkat etmeniz gereken durum şudur ki partneriniz sadece size karşı mı böyle bir davranıyor yoksa çevresindeki herkese karşı mı eli sıkı?
Eğer çevresine karşı da böyleyse bu durum kişinin genel para ve paylaşım anlayışıyla ilgilidir. Fakat bazen dışarıya bonkör davranıp size gelince işler değişiyorsa bu durumun altında değer verme biçimi, ilişkideki eşitlik, sizinle ilgili beklentilerle ilgili problemler vardır. İlişkilerde cimri partneri keşfedebilmek de oldukça zordur. Çünkü sevgi birçok şeyi görmeyi engeller. Sevgi elbet önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Sevgi paylaşmadan, birlikte harcamadan, kendini kaptırmadan, birlikte bir yaşam olmadan büyüyemez. İlişkide ben ve sen kadar da önemli bir kavram 'biz' vardır. Bu biz kavramı da birlikte para harcamayı, birlikte kararlar alabilmeyi gerektirir.

DENGEYİ KORUMAK ÖNEMLİ
1- AÇIK İLETİŞİMİN GÜCÜNDEN FAYDALANIN
"Sen cimrisin!" demek, savunma duvarlarını anında yükseltir. Bunun yerine, hislerinizi ve ihtiyaçlarınızı anlatın. "Kendimi eşit hissetmiyorum", "Birlikte plan yapamıyoruz, bu beni yalnız hissettiriyor" gibi cümleler kurun. Suçlamadan, açıklayıcı olun.
2- NEDENİNİ ANLAMAYA ÇALIŞMAK ÖNEMLİ
Paraya bu kadar tutunmasının bir sebebi var mı? Çocukken yaşadığı zorluklar, ailesinin para anlayışı, geçmiş ilişkilerde yaşadığı sömürülme duygusu... Bunları konuşmak, sorunu kişiselleştirmeden çözmeye yardımcı olur.
3- ADİL BİR MADDİ SİSTEM OLUŞTURMAYA ÇABA GÖSTERİN
Harcamalarda ortak bir denge bulmak mümkün olabilir. Örneğin "Bir ay sen ödüyorsun, bir ay ben", ya da "Sen sinema biletini al, ben yemeği ısmarlayayım" gibi sistemlerle, ilişkinin finansal yükünü dengeli hale getirebilirsiniz. Ama bu sistem, adil olmalı. Sürekli sizin daha fazla verdiğiniz bir yapı sürdürülebilir değildir.
4- KENDİNİZİ SUÇLAMAYIN
Cimri partnerle birlikte olan kişiler zamanla kendilerini suçlamaya başlar: "Ben çok mu masraflıyım?", "Abartıyor muyum?", "O aslında haklı da ben mi fazla istiyorum?" Oysa bu, paylaşım ihtiyacıyla ilgilidir ve her bireyin ilişkide hak ettiği bir akış vardır. Kendinizi suçlamak yerine, ihtiyaçlarınızı sahiplenin.
5- SINIRLARINIZI KORUYUN
Cimrilik uzun vadede yıpratıcı olabilir. Sevgiyi, ilgiyi, emeği sürekli tek taraflı vermek kişiyi yorar. Bir yerde durup, "Ben bu ilişkiyi bu şekilde sürdüremem" demek gerekebilir. Bu bir tehdit değil, bir duruş ifadesidir.

İLİŞKİDEKİ YERİNİZİ SORGULAYIN
"Benimle olmak senin için ne ifade ediyor?" diye sorun. Çünkü bazen mesele para değil, ilişkinin ne kadar değerli görüldüğüyle ilgilidir. İlişkiye değer veren biri, onu yaşatmak için elini cebine de, gönlüne de atar.
İlişkiler, iki kişinin birlikte emek verdiği, birlikte yaşadığı bir yolculuktur.
Bu yolculukta "vermek" en temel eylemlerden biridir.
Parayı, zamanı, ilgiyi, sevgiyi paylaşmadan "biz" olunamaz. Sürekli hesaplanan, ölçülen, kısılan bir ilişkide aşk da nefes alamaz.
Unutmayın, mesele ne kadar harcadığınız değil, ne kadar içten paylaştığınızdır.
Cüzdanını açmayan biri, bir gün kalbini de kapatabilir. Bu yüzden hem cebinizi hem kalbinizi düşünen bir partner, hayat yolculuğunda gerçek bir yoldaş olur.
Çünkü aşk, sadece duygularda değil; davranışlarda, seçimlerde ve birlikte yaşama biçiminde anlam bulur. Sevmek, sadece "seni seviyorum" demekle değil, "seninle yaşamak istiyorum, seninle bölüşmek istiyorum" demekle olur. Bazen bu bir bardak çayı ısmarlamak, bazen bir yolculuğu birlikte üstlenmek, bazen de karşılıksızca "ben varım" demektir. İlişkide maddi paylaşımlar adil değilse, zamanla duygusal yük de adaletsiz dağılır.
Bir taraf sürekli veren, diğer taraf sürekli tutan olursa, ilişki bir ortaklık olmaktan çıkar. Partnerinizle yolculuğunuzun bir dayanışma mı, yoksa bir mücadele mi olduğuna bakın.
Paylaşmadan aşk olmaz. Aşk cümlelerde değil birlikte harcanan ömürlerde anlam bulur.


