Cleopatra nın ojeleri bugün hala moda! Eski Mısır dan günümüze uzanan tırnak sanatının büyüleyici serüveni!
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Binlerce yıldır kadınların tırnaklarına duyduğu ilgi, yalnızca estetikten ibaret değil. Tırnaklar, tarihin farklı dönemlerinde sosyal statü, inanç sistemi ve hatta ekonomik durumun bir göstergesi olarak kullanıldı. Bugün kişisel stilin bir yansıması olan manikür, aslında köklü bir geçmişin izlerini taşıyor!
TARİHTEKİ İLK MANİKÜR: BRONZ ÇAĞI HİNDİSTANIManikürün kökenleri Bronz Çağı Hindistan’ına kadar uzanıyor. Kadınlar, tırnaklarını kına ile koyu kahverengi ve kırmızı renklere boyayarak süslüyorlardı. Bu uygulama hem estetik hem de sembolik bir anlam taşıyordu. Kına ile boyanmış tırnaklar, güzelliğin ve dişiliğin ifadesiydi.

Antik Çin’de tırnak boyası sosyal statünün göstergesiydi. Uzun ve bakımlı tırnaklar, kişinin fiziksel iş gücünden muaf olduğunu ve zengin bir aileden geldiğini anlatıyordu. Özellikle kırmızı, altın ve gümüş gibi parlak renkler, sadece asillerin kullanabildiği renklerdi. Halkın bu tonları kullanması yasaktı.
ALTIN KAPLAMALI TIRNAK KILIFLARI VE EMPRES DOWAGER CIXIPekin’deki Yasak Şehir’de yaşayan soylu kadınlar, tırnaklarını korumak için özel tırnak kapakları kullanırlardı. Bu moda, İmparatoriçe Dowager Cixi tarafından başlatıldı. Altın, gümüş, bakır, kaplumbağa kabuğu ve yeşim taşından yapılmış, değerli taşlarla süslenmiş tırnak kılıfları zenginliğin simgesiydi.
MISIR’DA FİLDİŞİNDEN TIRNAKLAR VE KIRMIZININ GÜCÜ
Eski Mısır’da ellerin bakımlı olması, kişinin toplumdaki yerini gösterirdi. Asiller, statülerini vurgulamak için fildişinden yapılmış tırnak uzatmaları kullanırlardı. Halkın ise parlak renklere erişimi yoktu. Kırmızı kına, yalnızca elit kesime ve rahiplere ayrılmıştı. Cleopatra’nın da kırmızı manikürü tercih ettiği rivayet edilir.
ORTA ÇAĞ’DA ALÇAKGÖNÜLLÜK VE MANEVİ ANLAMLAROrta Çağ’da kilisenin etkisiyle güzellik anlayışı daha muhafazakar bir hale geldi. Uzun tırnaklar kibir olarak görüldüğü için hoş karşılanmazdı. Kadınlar, tırnaklarını korumak ve enfeksiyondan uzak tutmak için yağ ve is karışımını kullanırdı. Ancak soylular, tırnaklarını şeffaf koruyucularla kaplayabiliyordu.

Orta Çağ’da tırnak süslemeleri yalnızca estetik amaçla değil, kişisel inançları ve sosyal mesajları ifade etmek için de kullanılırdı. Tavus kuşu tüyü desenleri zenginlik ve refahı, gül motifleri aşkı ve güzelliği, haç ve aziz figürleri ise dini inancı simgeliyordu. Tırnak boyamak, zaman zaman bir meditasyon biçimi olarak bile görülüyordu.
OTOMOBİL BOYASINDAN İLHAMLA DOĞAN MODERN OJEModern anlamda oje 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktı. Başlangıçta toz, kalem ya da pasta formundaydı. İlk sıvı formdaki oje birkaç yıl sonra piyasaya sürüldü. Makyaj sanatçısı Michelle Menard, araba boyasının parlaklığından ilham alarak ilk parlak ojeyi geliştirdi.
DİŞ HEKİMİNİN HATASI: AKRİLİK TIRNAKLAR
1957 yılında bir diş hekimi olan Frederick Slack, kırılan bir tırnağını tamir etmek için diş akriliklerinden yararlandı. Bu tesadüf, bugün bildiğimiz akrilik tırnak teknolojisinin temelini oluşturdu. Bu keşif sayesinde uzun ve dayanıklı tırnaklar artık herkes için mümkün hale geldi.

1970’lerde Jeff Pink, Hollywood setlerinde sıkça karşılaşılan oje değişim sorununu çözmek için evrensel bir stil geliştirdi: Fransız manikürü. Açık pembe ve beyaz tonlarındaki bu sade ama şık stil, kısa sürede ünlülerin favorisi haline geldi. Böylece hem zaman hem para tasarrufu sağlandı.
POPÜLER KÜLTÜRDE OJE FURYASI: UMA THURMAN VE “ROUGE NOIR”1995 yılında vizyona giren “Pulp Fiction” filminde Uma Thurman’ın canlandırdığı karakterin sürdüğü Chanel’in “Rouge Noir” adlı ojeye olan talep patladı. Film çıktığı gün, bu oje tamamen tükenmişti. İnsanlar bir yıla yakın süre boyunca bekleme listesine girmek zorunda kaldı. Bu, ojenin popüler kültürde nasıl bir etki yarattığının çarpıcı bir örneğiydi.


