Çocuğun dijital kaderi kimin elinde?
Trthaber sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Bir fotoğraf, bir video, bir yorum… Ebeveynin gururu, akraba grubunun neşesi derken çocuğun dijital ayak izi daha ilkokula başlamadan oluşuyor. Ama bu iz, yıllar sonra bir başvuru dosyasında, bir arama motoru sonucunda, bir ekran görüntüsünde çocuğun karşısına çıkıyor. Peki çocuk kendi dijital geçmişinde ne kadar söz sahibi? Hangi paylaşım masum bir anı, hangisi kişilik hakkı ihlali? Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer İçer’le çocukların gözardı edilen dijital mahremiyetini konuştuk.
“Tatlı anı”dan hak ihlalineİhlal sadece yabancıdan gelmiyor; çoğu kez risk evin içinden başlıyor. “Anı kalsın” diye paylaşılan fotoğraflar aile-grup sohbetlerinden dışarı taşıyor, çocuğun adı, okulu, rutinine dair ipuçları bile ifşa oluyor. Hukukçu Zafer İçer, masum görünen paylaşımların bile çocuğun geleceğinde gerçek hak sorunlarına dönüşebileceğini vurguluyor.
“Çocukların çocuk yaşta kişisel verilerinin paylaşımı gerek kendileri tarafından, gerek ebeveynleri tarafından, gerekse kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından aslında paylaşılabilir. Bu kapsamda çocukların geleceğine yönelik ciddi sıkıntılar söz konusu olabilir.”
Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çocukların verilerini koruyor. KVKK kararlarında çocuk/öğrenci görsellerinde “açık rıza, amaçla sınırlılık, ölçülülük” üçlüsü özellikle hatırlatılıyor. Zafer İçer bu çerçevenin geriye dönük işleyecek hukuki yolları da mümkün kıldığını belirtiyor.
“Kişisel verilerin korunması kanunumuz çocuğun kişisel verilerini de koruma altına almaktadır. Bu kapsamda üçüncü kişilerin çocukların kişisel verilerini paylaşması, ebeveynlerin çocuklarının, kendi çocuklarının kişisel verilerini paylaşması yine kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında değerlendirilmeli ve oradaki hukuka uygunluk şartları çerçevesinde bunların incelenmesi gerekmektedir. Geçmişe yönelik kendi verilerinin paylaşılmasıyla ilgili elbette hukuki süreçleri işletebilmesi mümkün.”
[Fotoğraf: Getty]
Çocuk büyüdüğünde, izni olmadan yapılan eski paylaşımların kaldırılmasını isteyebilir. Bu talep, arama sonuçlarının sınırlandırılmasından içeriğin silinmesine kadar uzanıyor. İçer bunun “unutulma hakkı” kapsamında değerlendirildiğini belirtiyor.
“Çocuğun rıza açıklama ehliyetini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Çocuğun da aslında belirli noktalarda ayırt etme gücüne sahip olduğu ölçüde kendi haklarıyla ilgili olarak rıza ehliyetine sahip olduğunu ifade edebiliriz… Aynı ölçüde ebeveynlerin de velayet hakkının kullanımı kapsamında çocuklarıyla ilgili olarak kişisel verilerin kullanımı ve kişisel verilerinin işlenmesiyle ilgili çocuğun üstün yararı ilkesini gözeterek ve velayet hakkını kanuna uygun bir şekilde kullanmak suretiyle bu konularda çocukların yararına kişisel verilerinin kullanılmasına müsaade edebilir ya da ihlallerin önüne geçebilir.”
Çocuk 18’i doldurduğunda dava yolu açılıyorHak arama yolları sadece üçüncü kişilere karşı değil, gerekirse ebeveyne karşı da gündeme gelebiliyor. Hukukçu Zafer İçer, çocuk lehine işleyen özel zaman aşımı düzenlemelerine dikkat çekiyor.
“Bu tip durumlarda çocuğun 18 yaşını bitirdiği tarihten itibaren bu maruz kaldığı suçlara ilişkin dava zaman aşımı süreleri başlar… Çocuğun mağdur olduğu veya suça sürüklendiği durumlarda, çocuğun geleceğinin aslında teminat altına alınmasına yönelik ciddi hukuki mekanizmaların olduğunu ifade edebiliriz.”


