Çocuk işçinin canının bedeli yaşı kadar etmiyor
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre 2013 yılından 2025’in ilk beş ayına kadar en az 770 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Yılda yaklaşık 64, ayda beş çocuk…
Bu çocuklardan 509’u 15-17 yaşındaydı.
261’i ise çalışması yasak olan 5-14 yaş arasındaydı.
Niğde’nin Bor ilçesinden Abdurrahman Özkul, 261 çocuktan biri.
Henüz 14’ündeydi.
Anne ve babası ayrıldığı için dedesinin evinde büyüdü.
Okulu bıraktı.
Hayali, elektrikli bisiklet almaktı.
Amcası Serkan’ın çalıştığı, Bor Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Ateş Polimer adlı geri dönüşüm fabrikasında, ölümünden 45 gün önce işe girdi.
Amcası da sigortasızdı, Abdurrahman da.
Geçen 12 Nisan’da, makineye plastik parça atarken sağ kolunu kaptırdı. Kolu omzundan koptu. Hastanede can verdi.
Üç sanık, üç maymun
Fabrika sahibi İlker Yasin Ateş ile işçi sorumlusu Emre Yüksel tutuklandı. Ateş ve Yüksel’in yanı sıra işe girişten sorumlu finans elemanı Hakan Gülsoy’a taksirle ölüme neden olmaktan Bor 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
İddianameye göre sanıklar birbirlerini suçladılar ve üç maymunu oynadılar.
Gülsoy, ‘olay tarihinde işletmeye gelen yeni işçiler arasında 14 yaşında bir çocuk olduğunu bilmediğini’ ileri sürdü. ‘Serkan adlı işçinin yanında yeğenini getirdiğini, birlikte zaman geçireceklerini öğrendikten sonra birşey demediğini’ savundu.
Yüksel de “Çocuğun, ölümünden dolayı işletmede bulunduğunu öğrendim. Olay tarihinden önce çalıştığına şahit olmadım” dedi.
Ateş, emniyette alınan ifadesinde, ‘çocuğun işletmeye çalışma maksadıyla gelmediğini’ iddia etti.
Savcılıkta çark etti.
İki çalışanını suçlayarak, şunları söyledi:
“Normal şartlarda o yaşlardaki çocuğun üretim alanında bulunmaması gerekir. Sorumlu kişi ben değil, Yüksel’dir. Ara ara denetimlerimi yaparım. Ölenin olay tarihinden önce yaklaşık 15-20 gün kadar çalıştığına dair bilgim bulunmamaktadır. Çalışıyorsa Yüksel ve Gülsoy tarafından tespitinin yapılıp çalışmamasının sağlanması gerekirdi.”
45 gündür çalışıyordu
Üçü de yalan yalan söyledi.
Çünkü Abdurrahman, dedesinin olaydan sonra Evrensel’de yer verilen demecine göre, 45 gündür fabrikada çalışıyordu.
Dede Vahap Özkul, şöyle diyor:
“Bizim Apo, sabah sekizde başlar, akşam beşte bırakırdı işi. En az 45 gündür çalışıyordu. Zaten fabrikanın iş güvenliği çok zayıftı. Daha önce başka yaralanmalar olmuş orada.”
Zaten iddianamede, İş Kanunu’na göre 15 yaş altındaki çocukların çalıştırılması yasak olduğu halde “Özkul’un tanık beyanlarına göre iş yerinde belli aralıklı sürelerle çalıştığı” ifade ediliyor.
Tek kural ve yasa ihlal bu da değil.
Makinenin dönel aksamlarına uzuv girmesi ve sıkışmasına dair hiçbir önlem alınmamış. Tehlikeli bölgeye ulaşılmadan önce makinenin durdurulmasını sağlayacak koruyucular bulunmuyor.
Bir gün bile yatmazlar
Üç sanık için taksirle ölüme neden olmaktan iki yıldan altı yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bu suç bilinçli taksirle işlendiği gerekçesiyle ceza üçte birden yarıya kadar arttırılabilir.
Özetle, sanıklar hakkında Abdurrahman’ın yaşı kadar bile ceza istenmiyor. Ceza alsalar da bir gün olsun içeride kalmayacaklar.
Amcaya sus payı
Dikkat ettim…
Yeğenini izinsiz işe getirmekle suçlanan amcası Serkan Özkul, iddianamede almıyor.
Oysa iddialar doğruysa yargılanması gerekir.
Yok eğer değilse, çocuğun fabrikada ne zamandan beri çalıştığını, kazanın nasıl meydana geldiğini amcadan öğrenebilirdik. Fakat tanıklığına da yer verilmemiş.
Merak edip Özkul’u aradım.
Kendimi tanıtıp kazayı bir de kendisinden dinlemek istediğimi söyledim.
Biraz düşünüp kekeledikten sonra “Şimdi müsait değilim, bir-iki saat sonra arayın” dedi. Aradığımda, telefonu meşgule düşürdü ve geri dönmedi.
Suskunluğun nedenini iddianameyi okurken fark ettim.
Meğer Özkul’un sigorta girişi, yeğeninin öldüğü gün yapılmış.
O da muhtemelen sus payı olarak…
İddianamede, Abdurrahman’ın ailesinden, ne başka bir kadınla evlenip kaçan babası ne de ölen yeğeni sayesinde sigortası yapılan amcası, yalnızca annesi müşteki olmuş.
Haziranda dört çocuk daha
Abdurrahman’dan sonra, haziran ayında 15-17 yaş arasında üç, 14 ve altında bir çocuk daha iş cinayetlerine kurban verildi.
Gelecek aylar ve yıllarda onlara yenileri eklenecek.
Türkiye’de analar evlat değil, piyasaya köle doğuruyor çünkü!
Çocukları ucuz emek görerek, okullarından ve oyun parklarından koparıp sermayenin ‘çarklarında’ kurban eden bu çarpık düzen değişmedikçe, tarlalar, fabrikalar ve iş atölyelerinden daha binlerce çocuk işçinin tabutu kalkar.


