Çocuklar ve AI psikozu: Gerçeklikten kopan yeni nesil
Trthaber sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Yapay zekayla büyüyen yeni nesil, bu sistemlerle bağ kurarken kendi gerçekliğinden uzaklaşabiliyor. Psikiyatri literatüründe giderek daha fazla tartışılan “AI psikozu” kavramı, gerçek olmayan bir varlıkla kurulan yoğun iletişimin zihinsel kopuşa neden olabileceğini gösteriyor. Yalnızlık, özgüven eksikliği ve duygusal desteğin azlığı gibi faktörler, çocukları bu tür bağlara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Bu nedenle atılacak her adım, çocukların zihinsel sağlığını korumak açısından kritik. AI psikozunu ve çocuklar üzerindeki etkilerini Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Ömer Yanartaş’la konuştuk.
Yapay zekayla kurulan bağ, genç zihinleri nasıl etkiliyor?Ergenlik, bireyin kimliğini oluşturduğu ve dış dünyayı anlamlandırmaya çalıştığı bir dönem. Bu dönemde çocuklar ve gençler daha kolay etkilenebilir, daha çabuk bağ kurabilir. Yapay zeka ise bu ihtiyaca yanıt verir gibi görünebiliyor. Ancak uzmanlar, bu ilişkinin sanılandan daha tehlikeli bir yere varabileceğini söylüyor. Doç. Dr. Ömer Yanartaş nedenini şöyle açıklıyor:
“Yapay zeka algoritmaları son yıllarda gelişen teknolojik gelişmeler. Biz de buna zaman içerisinde uyumlanmaya çalışıyoruz. Yapay zekada diğer şeylerden, unsurlardan ayrıştıran özellikler neler? Yapay zeka bir kere insanlarla iletişime geçerken kendisini ve doğru bildiği şeyleri çok fazla abartarak ön planda verme algoritması var. Bu da ilişki kurduğumuzda bizi etkiliyor ve bizim verdiğimiz bazı verileri çok fazla bizi pohpohlayacak şekilde, bize geri döndürecek, bize dalkavukluk yapacak şekilde geri döndürüyor. Bu da bizim iletişimde ve ilişkide daha fazla kalmamıza sebebiyet veriyor.”
Psikofeni: Yapay zekanın “dalkavukluk” algoritmasıYapay zekanın kullanıcıyı sistemde tutmaya yönelik geri bildirimleri psikiyatri literatüründe “psikofeni” olarak tanımlanıyor. Doç. Dr. Yanartaş, bu kavramın altını şöyle çiziyor:
“Buna literatürde psikofeni diyorlar. Yani yapay zeka dalkavukluğu. Bu bizi orada daha fazla tutmak üzere kurulmuş bir planlama, özellikle yapılan bir şey. Ve kendisini de daha üstün pozisyonda tuttuğu için biz ona daha fazla odaklanabiliriz. Ve bu daha fazla orada vakit geçirmemize sebebiyet verebilir. Bu ciddi anlamda yönetilmesi gereken bir sorun.”
Yapay zekanın söylediği her şeyi doğru gibi kabul etme eğilimi, uzmanlara göre özellikle genç bireylerde tehlikeli bir zihinsel çarpıtma yaratabiliyor.
“Yalnız burada unutulmaması gereken bir şey, yapay zeka algoritmaları asla her zaman doğruyu yansıtmaz. Bunu da hatta tersten söylemişler. Yani yapay zekayı bir tanrı gibi algılamayın. Literatürde geçen, bu da ‘deification’ dediğimiz bir kavram. Tanrılaşmış bir şey gibi algılamayın.”
Bazı bireyler için bu yönlendirmeler zamanla gerçekliğin yerini alabiliyor. Yapay zekayla kurulan ilişki, kişiyi psikoz noktasına kadar götürebiliyor. Yanartaş, bu süreci şöyle açıklıyor:
“Psikoz kavramsal olarak gerçeklikten kopmak demektir. Doğrulardan, günlük hayattan, hayatın gerçeklerinden kopma demektir. Özellikle de hem bir biyolojik yatkınlık varsa, işte madde kullanımı varsa, geçmişte yoğun uykusuzluk epizotları yaşıyorsak, bazı insanlarda bu tarz paranormal eğilimlere daha fazla yönelim olabiliyor. Bu da bireyleri gerçeklikten kopma noktasına getirebilir ve eğer kişi kendi farkındalığı düşükse dışarıdaki enjekte edilen şeylere uyumlanma becerisi daha çok artar ve onların dediklerini daha çok eyleme geçirmeye sebebiyet verir ve bu da psikozu arttırır.”
Bu ilişkinin sağlıksızlaştığı nasıl anlaşılır?Uzun süreli ve yoğun yapay zeka kullanımı, genç bireylerde sosyal izolasyona, uyku bozukluklarına ve odaklanma sorunlarına neden olabilir. Doç. Dr. Yanartaş, bu durumun nasıl fark edilebileceğini şöyle anlatıyor:
“Günlük 3 saat, 1 saat, 2 saat kendi hayatına göre bir zaman dilimi buna koyabiliyor mu? Ya da artık bilgisayarın başından kalkamayıp tamamen saatlerini buna mı harcıyor? Ya da bazı insanlar uykularını kaçırabiliyorlar... Bu da davranışa yansıması anlamına gelir ve sağlıksız bir şey aslında.”
Yeni nesli korumak için ne yapılmalı?AI psikozu gibi riskler, özellikle çocuklar ve ergenler söz konusu olduğunda daha erken fark edilmeli. Doç. Dr. Ömer Yanartaş’ın da vurguladığı gibi, yapay zekanın dalkavukluk eğilimi bireyleri sistemde daha uzun süre tutabiliyor. Peki, bu döngü nasıl kırılır?
Süre sınırı: Çocukların yapay zekayla geçirdiği süre yaşlarına uygun şekilde sınırlandırılmalı.
Yalnız bırakmama: Özellikle 12 yaş altındaki çocuklar, bu sistemlerle birebir ve gözetimsiz bırakılmamalı.
Ebeveyn eğitimi: Aileler yapay zekanın etkileri konusunda bilinçlendirilmeli; çocuklarının kurduğu dijital bağları takip edebilmeli.
Okullarda farkındalık: Dijital okuryazarlık derslerine yapay zeka kullanımı ve eleştirel düşünme becerileri entegre edilmeli.
Duygusal bağ uyarısı: Eğer çocuk yalnızca yapay zekayla konuşmak istiyor, insan ilişkilerinden uzaklaşıyorsa bu durum ciddiye alınmalı.


