Çocuklarınızı kıyaslamayın, YKS öncesi veliler dikkat!
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Eğitim hayatında önemli bir viraj olan üniversite giriş sınavı, 21-22 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek 2 milyon 560 bin 640 öğrencinin ter dökeceği sınavın ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) 21 Haziran Cumartesi günü, Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ile Yabancı Dil Testi (YDT) ise 22 Haziran Pazar günü yapılacak. AYT sabah, YDT ise öğleden sonraki oturumda uygulanacak. İyi bir üniversitenin iyi bir eğitim hayatı anlamına da geldiği bu sınavda öğrenciler kadar ailelerde de heyecan ve stres oldukça yüksek. Uzmanlar, bu süreçte sınav kaygısının performansı etkileyeceğini belirterek, tavsiyelerde bulundu.
KAYGI KOTNROLÜ ŞARTKlinik Psikolog Derya Büşra Güneş, sınav kaygısının belirli düzeyde faydalı olabileceğini, yoğun kaygının ise öğrenilen bilgilerin etkili biçimde kullanılmasını engelleyerek öğrencilerin sınav performansını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Güneş, ailelerin, çocuklarını akranlarıyla kıyaslamasının ise tehlikeli bir hata olduğunu belirtti. Sınav kaygısının; sınav öncesinde, sırasında ya da sonrasında ortaya çıkabilen yoğun endişe hali olduğunu vurgulayan Güneş, “Bu durum; dikkat dağınıklığı, unutkanlık, mide bulantısı, kalp çarpıntısı gibi fiziksel ve zihinsel belirtilerle kendini gösterebilir. ‘Başaramayacağım, yetersizim’ gibi felaket senaryoları ise kaygının daha da artmasına neden olabilir” dedi.

Güneş, “Sınav dönemlerinde ailelerin tutumu, çocukların kaygı düzeyini doğrudan etkiler. Özellikle sınavı bir ‘başarı ya da başarısızlık’ göstergesi olarak görmek, çocukların üzerindeki baskıyı artırır. Bu da sınav performansını olumsuz etkileyebilir" diyerek, akran kıyaslamalarının öğrenciler üzerinde stres ve değersizlik hissi yaratabileceğini vurguladı. Ailelerin, çocuklarını arkadaşlarıyla veya kardeşleriyle kıyaslamaktan kaçınması gerektiğini belirten Güneş, “Her çocuğun ilgi alanı, öğrenme kapasitesi ve gelişim hızı farklıdır. Başkalarının puanı, başarı sırası ya da sınav ortalamaları gibi konulara odaklanmak yerine, çocuğun bireysel gelişimine ve çabasına odaklanılmalı” şeklinde konuştu. Ayrıca, sınav öncesi aile desteğinin, çocuğun kendine güven duymasını sağlayarak başarıya katkı sunduğunu da sözlerine ekledi.

Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın ise sınav stresi ile baş etmek için bazı adımlar izlenebileceğini dile getirerek, “Gerçekçi olmayan düşünme alışkanlıklarını değerlendirmek ve gerekirse değiştirmek önemli bir adım. Bununla birlikte nefes alma egzersizleri, gevşeme egzersizleri, kaygıyı bastırma değil onu yeteri ve gereği kadar seviyede tutmak ile dikkatini başka noktalara odaklama tekniği, kullanılabilecek başa çıkma yollarıdır” açıklamasını yaptı. Sınav kaygısının gerçek performansın ortaya konmasını engelleyeceğini vurgulayan Taşkın, “Kaygıya yenik düşerseniz potansiyelinizin altında bir sonuç elde edersiniz” uyarısında bulundu.
Taşkın, dikkat edilmesi gereken diğer noktaları şöyle sıraladı:
“Sınavdan önce mutlaka uyku düzeninizi sağlayın. Beslenmenize özen gösterin. Mutlaka beden ve rahatlama egzersizleri yapın. Aklınıza gelen negatif düşüncelere takılıp kalmayın, eğer yapabiliyorsanız odak noktanızı değiştirin. Sadece sınav gününü ve sınavın sonucunu zihninizden geçirmeyin. Sevdiğiniz kişiler ile vakit geçirin. Son gün ders çalışmayı denemeyin.”
SOSYAL MEDYAYA DİKKATUzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, sınav döneminde sosyal medya ve dijital cihazların kullanımı fark edilmeden öğrencilerin kaygı düzeyini artırabileceğini anlattı. Dursun, "Özellikle başarı hikâyeleri, sınav sonuç paylaşımları gibi içerikler öğrencilerin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Dijital içerikler sınırlı ve bilinçli şekilde tüketilmeli. Tamamen yasaklamak yerine günlük süreyi sınırlandırmak ve kaliteli içeriklere yönelmek, öğrencilerin psikolojik dayanıklılığı için daha sağlıklı bir yöntemdir” diye konuştu.
Kaynak: Web Özel


