Çorumlular Hitit mirasına sahip çıktı! 3500 yıllık tarif ile ürettiler
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Hititlerin başkenti Hattuşa’ya ev sahipliği yapan Çorum’da, 3 bin 500 yıl öncesine ait tabletlerde tarif edilen “Hitit ekmeği” gün yüzüne çıktı. Elvançelebi köyünde faaliyet gösteren Valide Sultanlar Sofrası Kadın Girişimi ve İşletme Kooperatifi, arkeolojik kaynaklara dayanarak bu kadim ekmeği geleneksel yöntemlerle organik olarak üretmeye başladı.

Ziraat mühendisi Tuba Topkara, yaklaşık 1,5 yıl önce ailesiyle birlikte kent merkezinden köye taşındıktan sonra kooperatifin çalışmalarına katıldı.

Yeni ürün arayışındayken gastronomi öğretmeni Ülkü Menşure Solak’la tanışan Topkara, “Hitit ekmeği” tarifini Solak’tan öğrendi.

Solak’ın yazar kadrosunda yer aldığı, 2007 yılında yayımlanan Deneysel Bir Arkeoloji Çalışması Olarak Hitit Mutfağı kitabını inceleyen Topkara, kooperatif bünyesinde bu tarifi üretmeye karar verdi.

Başkanlığını da üstlendiği kooperatifte üretime yön veren Topkara, köydeki çiftçilerle ata tohumu buğday üretimi için anlaşma yaptı. Kullanılmayan taş bir fırın restore edilerek odun ateşiyle çalışır hâle getirildi.

Buğday, geleneksel bir taş değirmende öğütülerek organik un hâline getirildi. Ekşi maya, kaya tuzu ve kaynak suyuyla yoğrulan hamur, taş fırında pişirilerek “Hitit ekmeği”ne dönüştü.

Ekmek ilk etapta Çorum Belediyesi aracılığıyla tanıtıldı. Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’ın talimatıyla sosyal tesislerde kullanılan ekmek, tost olarak servis ediliyor.

Kooperatif Başkanı Tuba Topkara, ekmeğin özel tarifine ve üretim sürecine ilişkin şu bilgileri verdi:
“Hitit ekmeği’nin özel bir tarifinin olduğunu, kadın eliyle yapılmasının ekmeğe ayrı bir lezzet kattığını”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Ata tohumu buğdayın taş değirmende öğütüldüğünü belirten Topkara, “Özel kaya tuzu ve yerel pınar suyumuzu geleneksel yöntemlerle kullanarak unu hamura dönüştürüyoruz. Kooperatifimize üye hanımlar tarafından meşe odunu ateşinde pişirilen ekmekler, paketlenerek tüketiciye gönderiliyor.” dedi.

Hitit ekmeğini uluslararası alanda tanıtmak istediklerini vurgulayan Topkara, “3 bin 500 yıl öncesinde üretilen Hitit ekmeğini yalnızca Çorum’a değil, dünyaya mal etmek istiyoruz. Bu uygarlık Çorum’da yaşamış bir uygarlık. Bunların bize miras bıraktığı bir ekmek var. Kendi AR-GE çalışmalarımızı yaparak üretime başladık.” diye konuştu.

Gastronomi öğretmeni Ülkü Menşure Solak ise, kitabında yer alan bilgilerin tabletlerden elde edilen dini tariflere dayandığını ifade etti.

“Hitit ekmeği’nin mümkün olduğunca eski usulle, taş değirmen, taş fırın kullanılarak yapılması gerektiğinin” altını çizen Solak, şöyle devam etti:
“Ekmeğin en önemli özelliği bütün yönleriyle organik olması. Asla GDO’lu gıda bu ekmekte bulunmuyor. Hititlerle aynı teknikle yeniden Türkiye ve dünya mutfağına bu tarifi kazandırmaya çalışıyoruz. Çok da güzel sonuçlar aldık.”

Solak, Hititlerin dini metinlerde tariflerini detaylı şekilde not ettiklerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Hititler bütün bu tarifleri dini ritüel metinlerine not etmiş. Nelerin kullanıldığını biliyoruz. Buğdayı nasıl öğüttüklerini, hangi buğdayı kullandıklarını biliyoruz. İpuçlarını birleştirdiğimizde bir sonuca varıyoruz. Organik buğday eksiğini tamamlayarak 3 bin 500 yıllık tarifi yeniden canlandırmış olduk.”



