Covid sadece fragmandı! Cambridge’li uzmandan yeni uyarı: 400 medeniyeti yok eden felaket şimdi kapımızda Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Cambridge Üniversitesi'nden Dr. Luke Kemp, 5000 yıllık medeniyet verilerine dayanarak, artan eşitsizliğin modern dünyayı bir "Goliath" gibi çöküşe sürüklediğini öne sürdü.
Kemp'e göre insanlığın önünde iki seçenek var: kendini yok etme ya da radikal bir dönüşüm.
Cambridge Üniversitesi Varoluşsal Risk Çalışmaları Merkezi'nde görevli araştırmacı Dr. Luke Kemp, yedi yıllık kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan "Goliath'ın Laneti" (The Curse of Goliath) adlı kitabıyla bilim dünyasında yankı uyandırdı.
Covid 19 kırılganlığı ortaya koydu5000 yıllık bir zaman diliminde 400'den fazla medeniyeti inceleyen Kemp, artan gelir eşitsizliğinin modern küresel sistemi çöküşün eşiğine getirdiği uyarısında bulunuyor.
Kemp, analizinde geleneksel "medeniyet" kavramı yerine, egemenliğe dayalı yapılar olarak tanımladığı "Goliath"ları merkeze alıyor. Roma İmparatorluğu'nu bu tanıma en uygun örneklerden biri olarak gösteren araştırmacı, günümüz dünyasını ise "birbirine bağlı tek bir küresel Goliath" olarak nitelendiriyor.
The Guardian'a konuşan Kemp, "Artık bölgesel imparatorluklar değil, ticaret, finans ve teknolojiyle birbirine kenetlenmiş tek ve küresel bir dev var. Tüm toplumlarımız kapitalizm adını verdiğimiz tek bir küresel ekonomik sistem içinde faaliyet gösteriyor" ifadelerini kullandı. Araştırmacıya göre bu devasa yapı, güçlü olduğu kadar kırılgandır ve Covid-19 pandemisi bu kırılganlığı açıkça ortaya koymuştur.
Araştırmanın temel argümanı, eşitsizliğin tarih boyunca tüm çöküşlerin ana itici gücü olduğudur. Kemp bu mekanizmayı, "Seçkinler, halktan ve topraktan giderek daha fazla servet biriktirdikçe toplumları içten içe zayıflatırlar. Bir toplumun içi boşaltılmış kabuğu, en sonunda hastalık, savaş veya iklim değişikliği gibi bir şokla çatlar" sözleriyle açıklıyor.
Kemp ayrıca, narsisizm, psikopati ve Makyavelizmden oluşan "karanlık üçlü" kişilik özelliklerine sahip liderlerin bu tehlikeyi körüklediğine inanıyor.
Kemp, paradoksal bir şekilde, çöküşlerin ardından hayatın bazı yönlerden iyileşebileceğine dikkat çekiyor ve Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra nüfusun daha sağlıklı hale geldiğini belirtiyor. Ancak günümüzdeki tehditlerin geçmiştekilerden çok daha büyük olduğunun altını çiziyor: Yapay zekâ, nükleer silahlar ve katlanarak artan iklim krizleri gibi varoluşsal riskler, modern bir çöküşün sonuçlarının çok daha yıkıcı olabileceğini gösteriyor.
Peki, bu karamsar tablodan çıkış yolu var mı? Araştırmacıya göre insanlığın önünde iki seçenek bulunuyor: kendi kendini yok etme veya radikal bir dönüşüm. "Gelecek konusunda karamsarım ama insanlar konusunda iyimserim," diyen Kemp, çözümü "gerçek doğrudan demokrasi"de görüyor. Vatandaş meclisleri ve kolektif eylemi teşvik eden dijital araçlarla bu gidişatın tersine çevrilebileceğini savunuyor.
En zenginlerin servetinin sınırlandırılması gibi önerileri nedeniyle "sol görüşlü" olarak etiketlenebileceğini belirten Kemp, bu eleştiriyi reddediyor:
"Yolsuzlukla mücadele etmek, hükümetleri sorumlu tutmak ve şirketlerin topluma ve çevreye verdikleri zararın bedelini ödemelerini sağlamak solun tekelinde değildir. Bu, sadece ekonomimizi daha dürüst hale getirmektir."


