Cumhurbaşkanı Erdoğan dan İran tepkisi: Dağın arkasındaki tehlikeleri görüyoruz

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Bu anlamlı buluşma için yürekten teşekkür ediyorum. Memur-Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. 

"Memur-Sen ile iftihar ediyoruz"

Soğuk savaş yıllarından kalma ideolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, ilkeli, sorumlu ve çözüm odaklı bir tutum benimseyen, en keskin virajlarda dahi savrulmayan, milli iradenin yanında saf tutan Memur-Sen, başarı hanesini her gün yeni yıldızlarla süslüyor. Memur-Sen, milletimizin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur. Memur-Sen tüm kapasitesiyle milletimizin yanındaydı. Yurt dışında da milletimizi başarıyla temsil ettiniz. Kudüs'ü unutmak, yurdumuzu unutmaktır. Kişiliğimizi, anlamımızı unutmaktır. Akif İnan ağabeyin mirasına sahip çıktınız. Mazlum ve mağdurların haykıran sesi oldunuz. Rabbim sizlerden razı olsun. Memur-Sen asli vazifesini de yerine getirmiştir. Emek konfederasyonunun kuruluşuna öncülük etmiştir. Memur-Sen ile iftihar ediyoruz. 

"Memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik"

Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi için göreve geldiğimiz günden bu yana aşkla, şevkle, aralıksız çalışıyoruz. 23 yıldır iktidarımızda sayısız engelleri aştık. Gerek anayasa, gerekse kanun ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle toplumun tüm kesiminin önünü açtık. Bizim iktidarımızla birlikte milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden bir anlayışla tanıştı. Kamu yönetiminde köklü bir paradigma değişimi yaşandı. Devlet ile millet arasında çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru cumhuriyet ile buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık. Memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik. Kamu çalışanlarımıza ilave bir derece verdik. Aile yardım ödeneğini artırdık. Engelli yakını olan memurlarımıza tayin kolaylığı getirdik. Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik. 

"Namaz kılanlar, hacca gidenler, oruç tutanlar belli dönemlerde hor görüldü"

Bir dönem ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Sadece dinini hayatına tatbik ettiği için gerici, tarikatçı, yobaz denilerek tahkir ediyorlardı. Namaz kılanlar, hacca gidenler, oruç tutanlar belli dönemlerde hor görüldü, psikolojik baskıya muhatap oldu. Millete bidon kafalı dediler, göbeğini kaşıyan adam dediler. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını gördük. Azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı o karanlık günler geride kaldı. Bugün kadınlar hiçbir kısıtlama olmadan tüm kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyorlar. Meclis'e baş örtüsüyle girdiği için hanım kardeşlerimize kürsüden had bildirildiği karanlık günlerden, bugün başörtülü hakimlerin, savcıların, bakanların, siyasetçilerin olduğu günlere geldik. Bizden sonraki nesillerin bizim yaşadıklarımızı yaşamaması için kimsenin ötekileştirilmediği bir iklimi bu ülkede tesis ve tahkim etmek durumundayız. Hepimizin varlık gayesi işte budur. Geride bırakacağımız en büyük miras, böyle bir Türkiye olacaktır. 

"Toplu sözleşme görüşmeleri ağustos ayında başlayacak"

Yasaklarla mücadelenin yanı sıra özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attık. Ek gösterge düzenlemesini hayat geçirdik. Kısa süre önce üniversite idari personelinin yer değişikliği çalışmasını başarıyla tamamlayarak yürürlüğe aldık. 23 yıl önce 44 sendika varken, bugün 286 sendikamız mevcut. 2025 yılı Ocak ayında yaptığımız zamlarla en düşük devlet memuru maaşını 43 bin liraya ulaştırdık. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme dönemi var. Toplu sözleşme görüşmeleri ağustos ayında başlayacak. 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, hayata geçirdiğimiz reformlar ortadadır. 

Şimdiye kadar kamu görevlilerimizin haklarını nasıl geliştirdiysek, yen dönemde de inşallah aynı prensiple devam edeceğiz. 

"İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurduk"

Türkiye olarak bölgemizdeki çatışma ve krizleri suhuletle yönetmeye çalışıyoruz. Gazze soykırımında İsrail'e karşı en net duruşu sergileyen ülkelerden biri olduk. İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurduk. Ana muhalefet partisi Filistin direnişine çamur attı, biz dimdik durdu. 

"86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyoruz"

Son olarak İran'ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine saldırıları, kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Dağın arkasındaki tehlikeleri gören, tedbir alan bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Yarın Lahey'e gidiyoruz. Milletimiz gönlünü ferah tutsun, 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, yapacağız ve yapıyoruz.

Enflasyon hedeflerimiz gerçekleşince alım gücündeki artış daha fazla hissedilecek.

Boykot tepkisi 

Çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken böyle bir dönemde yeni boykot listeleriyle milli markaları hedef göstermek, ekonomiye savaş açmak demektir. Aslında biz bunların derdinin asla işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük. Yandaşlarını zengin etmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla troll orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Tuzağa asla düşmeyeceğiz. 

Toplu sözleşme süreleri devam ediyor. Hakkaniyetli ve rasyonel bir sonuca ulaşacağına inanıyorum. Koruyucu giyim ve donanım konusunda yaşanan sorunu da inşallah çözüyoruz. Teklif sunuldu, hayırlı uğurlu olsun.