Cumhurbaşkanı Erdoğan: Enerji verimliliğini en hızlı artıran ülkelerden biri olduk
Dha sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
İstanbul Kongre Merkezi’nde 6-7 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen 11’inci Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’nın açılış programı, bugün Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla başladı. Programa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İstanbul Valisi Davut Gül, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören ve çok sayıda davetli katıldı.
‘DÜNYANIN ENERJİ İHTİYACI DA YILDAN YILA ARTIYOR’
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enerjinin, münhasıran enerji arz güvenliğinin insanlığın en stratejik meselelerinden birisi haline geldiği bir çağda yaşıyoruz. Artan nüfus ve büyüyen ekonomiye paralel bir şekilde, dünyanın enerji ihtiyacı da yıldan yıla artıyor. Dahası, gelişmekte olan ülkeler, belli bir kalkınma seviyesine hızla ulaşmak amacıyla dünya ortalamasının da üzerinde büyüme için gayret gösteriyor. Enerji talebi ve arz güvenliği noktasında insanlık olarak bizleri sınamalarla dolu bir gelecek bekliyor. Burada şu hususa da dikkatlerinizi çekmek isterim. Enerji, insanlık tarihinde uzun yıllar iş birliğinin değil, yıkıcı bir rekabetin konusu olmuştur. Özellikle 19’uncu ve 20’nci yüzyıllar, enerji uğruna nice hayatların kaybedildiği, nice ülkelerin sömürüldüğü asırlar olarak zihinlerde derin yaralar açmıştır. Merhum Raif Karadağ’ın Petrol Fırtınası adlı kitabı, bu döneme ışık tutan bir başucu eseridir. Bir damlayı bir damla kandan daha değerli gören emperyalist zihniyet, insanlığı etkisini halen hissettiği acılara, yıkımlara ve tartışmalara sürükledi. Zengin yer altı kaynaklarının üzerinde yaşayan milyonlarca insan derin bir yoksullukla boğuşurken, bu kaynaklardan binlerce kilometre ötede ülkeler büyüdü, zenginleşti, vatandaşlarına müreffeh bir hayat sundu. Bunun yol açtığı refah ve kalkınma makası, aradan geçen onca zamana rağmen henüz kapatılamadı" diye konuştu.

‘ENERJİ TALEBİNİN YÜKSELMESİ REFAH ARTIŞINA DA İŞARET ETMEKTEDİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Farklı kıtaları gösteren uydu fotoğraflarına baktığınızda, kuzeyle güney arasındaki uçurumu çok net görebiliyoruz. Bir tarafta haritanın hemen her yerinde ışıldayan noktalar varken, diğer tarafta koyu bir karanlık hakim parlak nokta bulmak neredeyse imkansız. Hele ki enerjiye yönelik paradigma değişmediği müddetçe, bu tablonun daha adil, daha dengeli bir yapıya kavuşması ne yazık ki hayli zor görünüyor. Belirtilmesi gereken bir diğer husus şudur. Enerji talebinin yükselmesi sadece nüfus artışına ve büyümeye değil, aynı zamanda refah artışına da işaret etmektedir. Refah artışına paralel olarak enerjinin, özellikle elektriğin kullanım alanı yaygınlaşmaktadır. Konforla eşdeğer görülen elektrikli ürünler artık hayatımızın vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir ve kullanım alanı giderek genişlemektedir. Mesela, geçen sene beyaz eşya satışı ülkemizde bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında artışla 10 milyonu geçmiştir. Aynı durum elektrikli otomobiller için de geçerlidir. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de elektrikli ve hibrit araçların sayısı asimetrik bir şekilde yükseliyor. Örneğin, bu yılın ocak-eylül döneminde 34 bin civarında elektrikli otomobil satıldı" ifadelerini kullandı.
‘ELEKTRİKSİZ BİR HAYAT KASABADA BİLE ARTIK MÜMKÜN DEĞİL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elektriksiz bir hayat, sadece şehirlerde değil, en ücra köyde, kasabada bile artık mümkün değil. Doğal gaz kullanımında da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Bakınız, 2002’de ülkemizde doğal gaz altyapısının olduğu şehirlerimizin sayısı yalnızca 5’ti. Bugün 81 ilimizin tamamına doğal gazı ulaştırdık. 23 yıl önce nüfusumuzun yüzde 33’ü doğal gaza erişebiliyorken bugün bu oranı yüzde 85 seviyesine çıkardık ve bu sayı giderek artmaktadır" dedi.
�

‘2025’İN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE YILLIKLANDIRILMIŞ KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR 17 BİN DOLAR SEVİYESİNE YAKLAŞTI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak 2002’den bu yana ciddi bir ekonomik dinamizm içindeyiz. Ekonomimiz 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüdü. 2024 yılında da yüzde 3,3 büyüme kaydettik. Kişi başına düşen milli gelirimizi aynı dönemde 3 bin 600 dolardan alıp 2024 yılında 15 bin 325 dolara çıkardık. 2025’in ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış kişi başı milli gelir 17 bin dolar seviyesine yaklaştı. 238 milyar dolardan devraldığımız milli gelirle, 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girdik. Biliyorsunuz, geçen ay Orta Vadeli Program’ı kamuoyuyla paylaştık. Programla önümüzdeki 3 yıl için iddialı hedefler belirledik. 2028 yılında ekonomimizi 1,9 trilyon dolarlık büyüklüğe, kişi başına düşen milli gelirimizi ise 21 bin dolar seviyesine çıkarmayı öngörüyoruz. İhracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz. Nüfusumuzun ise 2030’da 88 milyonu aşmasını, 2050 yılında 94 milyonu bulmasını bekliyoruz. Bunun enerji talebi ve tüketimi açısından ne anlama geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
‘MESAFEYİ KAPATMAK İÇİN SİSMİK ARAMA VE SONDAJ FAALİYETLERİNE HIZ VERDİK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu çarpıcı gerçeğin farkındayız. Biz çevremizdeki ülkeler gibi kendine yeter miktarda petrolü ve doğal gazı olan bir ülke değiliz. Hem gündelik hayatta hem de sanayide kullandığımız fosil yakıtların kahir ekseriyetini yurt dışından temin etmek zorundayız. 2002 yılında 17,4 milyar metreküp olan doğal gaz tüketimimiz, 2024 yılında 53,2 milyar metreküpe çıktı. 2025 yılı için tahminimiz 59,5 milyar metreküp. Sadece bu yılın ilk 8 ayında enerji ithalatı için 26 milyar dolar ödedik. Bu faturayı düşürebilmek için yoğun çaba içindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük doğal gaz keşfini, toplam 785 milyar metreküple 5 yıl önce Karadeniz’de gerçekleştirdik. Sakarya Gaz Sahası’ndan çıkartılan doğal gazı 3 yıldan daha kısa bir sürede Filyos Kara İşleme Tesisi’ne taşıyarak milletimizin hizmetine verdik. Halihazırda 4 milyon hanenin ihtiyacını buradan karşılıyoruz. 2026 yılında bu rakam 8 milyon haneye, 2028 yılında ise 16 milyon haneye çıkacak. Petrolde ise günlük tüketimimiz 1 milyon varil civarında. Bunun 160 bin varilini kendi kaynaklarımızdan temin ediyoruz. Her ne kadar Karadeniz gazı ve Gabar’daki petrol keşiflerimizle ciddi bir atılım yapsak da önümüzdeki tablo, halen kat etmemiz gereken mesafe olduğunu gösteriyor. Bu mesafeyi bir an evvel kapatmak için filomuzu genişlettik, sismik arama ve sondaj faaliyetlerine hız verdik. Şu anda 4 aktif sondaj ve 2 sismik arama gemisiyle bu alanda dünyada 5’inci sıradayız. Yeni gemilerimizin de envantere girmesiyle 4’üncü sıraya yükseleceğiz. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi enerjide de ‘Tam Bağımsız Türkiye’ hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız" ifadelerini kullandı.
�

‘ARTAN TALEBE BAĞLI OLARAK ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİMİZİ GARANTİ ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir taraftan kendi kaynaklarımızı ortaya çıkarırken, diğer taraftan da artan talebe bağlı olarak enerji arz güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, uluslararası piyasalardan doğal gaz almak, bakkaldan gazoz almaya benzemez. İhtiyacınızı belirleyeceksiniz, planlamalarınızı yapacaksınız, güvenilir tedarikçiler bulacak ve uzun müzakereler sonrasında ülkeniz için en uygun koşullarda, olabilecek en iyi fiyatlarla anlaşmaya varacaksınız. Tedarik noktasında tek bir ülke kaynağına ve tek bir hatta bağlı olmak ciddi riskler barındırmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk aylarında Avrupalı dostlarımız bunun sıkıntısını bizzat yaşamıştır. Biz, TürkAkım’ın da katkısıyla hamdolsun bu dönemi en rahat atlatan ülkelerden biriydik. Ne sanayide ne de konutlarda doğal gaz konusunda bir sorun yaşanmadı. Bunda elbette son 23 yılda ülkemize ucuz, kaliteli ve kesintisiz enerji sağlamak için hayata geçirdiğimiz politikaların önemli etkisi bulunuyor. Hem Türkiye’de enerji üretimiyle stratejik işler yaptık hem de ülkemizi uluslararası bir enerji üssü ve koridoru haline getirecek projeleri tek tek devreye aldık. Yine bu süreçte, özellikle dışa bağımlı olduğumuz enerji kalemlerinde tedarikçilerimizi çeşitlendirdik. 2003 yılında doğal gaz tedarik ettiğimiz ülke sayısı sadece beşti. Bugün BOTAŞ, 34 ülke ile doğal gaz ithalatı ve ihracatı gerçekleştiriyor. Türkmen gazında ilk akışı mart ayında başlattık. 1 Mart tarihinden bu yana teslim alınan doğal gaz miktarı 465 milyon metreküpe ulaştı. Nükleer enerjide ise ülkemizi bir üst lige taşımanın gayretindeyiz. Hem Türkiye’de enerji üretimiyle stratejik işler yaptık hem de ülkemizi uluslararası bir enerji üssü ve koridoru haline getirecek projeleri tek tek devreye aldık. Yine bu süreçte, özellikle dışa bağımlı olduğumuz enerji kalemlerinde tedarikçilerimizi çeşitlendirdik" dedi.
�

‘AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ’NDE İLK ELEKTRİĞİ İNŞALLAH ÇOK KISA BİR SÜRE İÇİNDE VERECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Şu anda dünya genelinde 31 ülkede 416 reaktör aktif halde. Bu reaktörler, dünya elektriğinin yaklaşık yüzde 9’unu üretiyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 15 ülkede 63 reaktörün inşası devam ediyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde ilk elektriği inşallah çok kısa bir süre içinde vereceğiz. Akkuyu haricinde başka nükleer santral projelerimiz de var. Bunlarla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Hem Çin seyahatimizde hem de son Amerika seyahatimizde bu konuyu muhataplarımızla ele aldık. Amerika’yla imzaladığımız Stratejik Sivil Nükleer İş Birliği Mutabakat Zaptı, barışçıl nükleer enerjide iş birliğini esas alan bir anlaşmadır. Bu anlaşmayla, ileri reaktör teknolojilerinin ve küçük modüler reaktörler gibi yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi öngörülüyor. Nükleer enerjiyi yalnızca elektrik üretimi için değil, aynı zamanda tıp, tarım, araştırma ve endüstri gibi farklı alanlarda da kullanacağız. Yani hükümet olarak hiçbir alanı ihmal etmeden, uzun vadeli bir anlayışla gelecek 20-30 yılda enerji arz güvenliğimizi tahkim etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN İYİLİĞİNİ DÜŞÜNEN HİÇ KİMSE BUNLARDAN RAHATSIZ OLMAZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar normalde alkışlanması gereken hamlelerdir. Türkiye’nin iyiliğini düşünen hiç kimse bunlardan rahatsız olmaz. Fakat biz bu politikalarımızdan dolayı ülkemizin ana muhalefet partisinin haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Ana muhalefetin başındaki zat, bir gün çıkıyor güya balıkları bahane ederek nükleer santral projelerimizi eleştiriyor. Ertesi gün çıkıyor, hidroelektrik santrallerini marjinal örgütlerin jargonu ile hedef alıyor. Başka bir gün çıkıyor, Amerikan firmalarıyla imzalanan doğal gaz tedarik sözleşmelerini diline doluyor. Bir cümle içinde bir sürü yalan ve yanlışı sıralayarak, aklınca bizim enerji politikalarımızı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Eleştirmek, saldırmak, sulandırmak, mesnetsiz iddialarla projelerimizi kötülemek dışında ne bir enerjisi var, ne de bir enerji vizyonu. Tek yapabildiği, partisinde her gün bir yenisi patlak veren yolsuzluk, rüşvet ve irtikap skandallarına canlı kalkan olabilmek. Uzaktan kumandayla ancak bu kadar siyaset yapılır" diye konuştu.

‘ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ EN HIZLI ARTIRAN ÜLKELERDEN BİRİ OLDUK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz dereden abdest alırken dahi suyu israf etmeme emrinin muhataplarıyız. Enerji verimliliği ve israfın önlenmesi, bizim için stratejik olduğu kadar medeniyet değerlerimizle de irtibatlı bir konudur. Enerji verimliliği, en temiz ve en ucuz enerji kaynağıdır. Bunun yanı sıra, verimliliği 2053 net sıfır emisyon vizyonumuzun yapı taşlarından biri haline getirdik. Enerji verimliliğini, tasarrufun da ötesinde sanayide rekabet gücümüzü artıran ve iklim kriziyle mücadelede elimizi güçlendiren bir unsur olarak görüyoruz. Bu anlayışla, hükümet olarak 2002’den beri enerji verimliliğimizi artırmaya dönük kapsamlı projeler yürüttük. Bunlar sayesinde enerji yoğunluğunu yüzde 32 oranında iyileştirdik. Ürün ve hizmet başına tüketilen enerji miktarını üçte bir oranında azalttık. Dünya enerji yoğunluğunu yıllık ortalama yüzde 1 oranında iyileştirirken, Türkiye yüzde 4,5 oranında iyileştirme sağladı. Böylece enerji verimliliğini en hızlı artıran ülkelerden biri olduk. 2024 yılında sanayide yapılan enerji verimliliği yatırımlarıyla 700 milyon liralık kazanç elde edildi. Yalnızca sanayide kullanılan 4 milyon verimsiz elektrik motorunun değiştirilmesiyle yıllık 15 milyar liralık tasarruf yapıyoruz. Tarım sektöründe ise damla ve basınçlı sulama sistemleriyle yüzde 30-40 tasarruf sağladık. Konutlarda da enerji verimliliğini teşvik eden uygulamaları hayata geçirdik. Bu örneklerin sayısını daha da artırmak mümkün" ifadelerini kullandı.
�

‘BİR DİĞER ÖNCELİĞİMİZ, ÇEVREYİ VE İNSAN SAĞLIĞINI KORUMAKTIR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu noktanın altını kalın çizgilerle çizmek isterim. Geçen yıl 65 milyar dolar enerji ithalatı yapan bir ülke olarak bizim, mevcut imkanlarımızı en verimli ve en etkin şekilde kullanmaktan başka çaremiz yok. Enerji verimliliği çalışmalarıyla yılda 5 milyar dolar kazanç sağlayabiliriz. Özel sektörümüzün bu yöndeki çabalarını takdirle takip ediyorum. Kamu olarak enerji verimliliğinde örnek olmaya ihtimam gösteriyoruz. Bir taraftan rüzgâr, jeotermal ve güneş enerjisi yatırımlarını desteklerken diğer taraftan tasarrufu önceleyen projelere ağırlık veriyoruz. Çöpten çıkan gazı dahi elektrik enerjisi haline getirerek konutların ve sanayinin kullanımına sunuyoruz. Bu süreçte bir diğer önceliğimiz, çevreyi ve insan sağlığını korumaktır. Enerji üreteceğiz diye tabiata zarar veren, insan sağlığını tehlikeye atan adımlardan uzak duruyoruz. Temmuz ayında kabul edilen İklim Kanunumuz, 2053 net sıfır emisyon hedefimize doğru atılan önemli bir adım oldu. Son yıllarda yeşil enerjiye yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Bu yıl itibarıyla toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’ın üzerine çıkardık. 2026 yılında ev sahipliği yapmayı hedeflediğimiz 31’inci COP Taraf Devletler Potansiyeli ve Konferansı’yla bu başarıyı taçlandırmak istiyoruz. Bu çabalarımızı özellikle sürekli artırmanın gayreti içinde olacağız" dedi.
�




