DEM Hakan Fidan ı süreç karşıtı ilan etti Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
DEM Partili Doğan, basın toplantısının ardından gazetecilerin soruları yanıtladı.
Dün AKP'nin 24. kuruluş yıldönümünde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "AK Parti olarak biz 24 yıldır siyaset sahnesindeyiz; uzun soluklu bir kutlu yürüyüş yapıyoruz. İsimler değişir, unvanlar değişir ama bizim kutlu yürüyüşümüz aynı istikamette inşallah devam eder. 24 yıldır buradayız, daha yıllarca inşallah burada olacağız. Yetişmiş kadrolarımızla, Allah ömür ve güç verdiği müddetçe daha nice yıllar Türkiye’nin, milletimizin hizmetinde koşturacağız. Biz bitti demeden bitmeyeceğini herkese göstereceğiz" sözlerinin yeniden adaylık yönünde bir açıklama olarak algılandığı sorusuna Doğan şöyle yanıt verdi:
"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDE SEÇİM YOK""Türkiye'nin gündeminde ne bir seçim var, ne seçim gündemiyle ilgili bir konu var dolayısıyla böyle bir gündem yokken bunu biz adaylık üzerinden değerlendirmiyoruz" .
Doğan, "CHP'li belediyelere yönelik operasyonların ardından CHP'nin "biz masadan kalkarız" gibi bir pozisyonu olursa DEM'in tutumu ne olur?" sorusuna ise şu sözlerle yanıt verdi:
"CHP'YE DÖNÜK OPERASYONLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BU KOMİSYON KIYMETLİ""Böyle bir olasılık söz konusu mu bilmiyoruz ama ancak gördüğümüz kadarıyla böyle bir olasılık söz konusu değil. Olmamasını isteriz. Özellikle CHP'nin neden bulunması gerektiğini aylarca söyledik. Ana muhalefet partisinin rolü ve sürükleyici, olumlu ve toplumsallaşmadaki katkılarını çok değerli buluyoruz. Böyle bir değerlendirme yapmak yerine CHP ve diğer siyasi partilerin komisyon çalışmalarına daha etkin bir biçimde katılmaları ve öngörülen sürede bitmesi, hukuki düzenlemelerin yapılması CHP'ye dönük operasyonları da kayyum uygulamalarını da seçmen iradesine müdahale ihtimallerini de ortadan kaldırmak için zaten bu komisyon kıymetli, ismiyle müsemma olmalı, eşit kardeşliği sağlamalı ve adaleti tesis etmeli. İhtiyacımız olan şey masadan çekilmek ya da komisyondan çekilmek değil orayı güçlendirmek. CHP'nin de böyle yaklaştığını düşünüyoruz. Temennimiz bu yönde."
HAKAN FİDAN'A SÜREÇ KARŞITLIĞI GÖNDERMESİDışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın önceki gün Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ile yaptığı ortak basın toplantısında, "YPG yönetimine çağrım; Şam yönetimi ile olumlu bir angajmana girsinler, Suriye'nin geleceğini beraber inşa etmek için ellerinden geleni yapsınlar, dünyadan topladıkları bir ton teröristle kendilerini tehdit olmaktan çıkarsınlar" sözleri sorulan DEM Partili Doğan, "Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan da ifade etti. "Dışişleri Bakanı Fidan'ın bildiğim kadarıyla Suriye Kabinesi'nde yer almıyor" dedi" ifadelerini kullanırken şu değerlendirmede bulundu:
"Zaman zaman Dışişleri Bakanı Hakan Fidan acaba Suriye Kabinesi'nde mi diye bir soruyu sordurtmamıza neden olabilecek açıklamalar yapıyor. Zaman zaman demek fazla olabilir çünkü çok sıkça yapmaya başladı.
Hakan Fidan'ın dili üzülerek belirtmeliyiz ki sürecin ritmine de tonuna da uygun değil. Sürece uygun bir dil kullanmıyor Dışişleri Bakanı. Sürecin başından bu yana lütfen Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarına bakınız. Kullandığı dile, sürekli tehditkar yaklaşımına... Özellikle Suriye meselesinde aldığı pozisyona, koyduğu mesafeye, kimlerle nasıl bir yakınlık kurduğuna... Ortak basın toplantısında kullandığı dile de dikkat çekerim.
Demogoji yapmayı tercih ettiğini düşünüyoruz Hakan Fidan'ın. Bu buyurgan dil ancak süreç karşıtlarının elini güçlendirir. Bu dilden tabii ki vazgeçmeye çağırıyoruz kendisini, çözüm ve sükûnet arayan bir dile ihtiyacımız var.
Üstelik Hakan Fidan bu konuyu çok iyi bilen bir isim. Dolayısıyla böyle bir dili tercih ediyorsa; bu dilin süreç karşıtlarının elini güçlendirebilme ihtimalini de bildiğini varsayıyoruz.
Meseleye vakıf, bölgeye vakıf, konuyu bilen birinin yaklaşımı, herhangi bir yaklaşım olarak kabul edilemez.
Sayın Fidan'a ben ayrıca şunu hatırlatmak isterim
Siyasi çizgisine daha iyi hizmet etmesi için kendisini update etmesini öneriyoruz. Siyasi güncelleme seçeneğini açık tutarsa daha faydalı olur. Dilini ve kendisini update etmeli"
NE OLMUŞTU?Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'yı ziyaret eden Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile ortak basın toplantısında konuştu.
Fidan, SDG'nin silah bırakmamasının ve 10 Mart'ta imzalanan entegrasyon anlaşmasının hâlâ hayata geçirilememesinin Türkiye'de devam eden "Terörsüz Türkiye" sürecine nasıl etkide bulunduğuna ilişkin soruya yanıt verdi.
"Suriye ile yaptığımız anlaşma çok fazla bu anlaşmada yazan maddelerde bizi bağlar bir nitelik taşımıyor, diyorlar. İkincisi Türkiye'de yürüyen süreç de bizi ilgilendirmiyor, diyorlar. Peki sizi ne ilgilendiriyor? Bölgenin aziz Kürt kardeşlerini İsrail'in maşası yapmak mı ilgilendiriyor sizi?" diye soran Fidan, şöyle devam etti:
"Artık bu politikaya son vermeniz lazım, bölgeden birisi gelecek sizin örgütünüzün devamlılığını sağlayacak ve bu da sadece Kürtlerin aleyhine sonuçlanmakla kalmayıp Suriye'nin tamamına tesir edecek. Böyle bir stratejiyle mi devam etmek istiyorsunuz? Bizim de artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeler var. Hali hazırda Türkiye, Irak, İran ve Avrupa'dan gelen örgüt üyelerinin Suriye'yi terk etmediğini görüyoruz. 10 Mart'tan ve Türkiye'de yürüyen süreçten sonra örgütün Suriye'de güven telkin edici bir gelişmesini de görmüyoruz. Tam tersine, bütün süreçleri, gerek Şam'daki gerek Ankara'daki süreçleri, olası bir sorunda faydayı maksimize etmek için beklediklerini görüyoruz. Bunu görmediğimizi zannetmesinler, bunu görüyoruz."
Fidan, "Hem Şam hem Ankara büyük bir iyi niyet içerisinde. Sorunun, kimse için bir silahlı tehdidin olmadığı, herkesin hakkının, hukukunun inancının, kültürünün, kimliğinin korunabildiği bir denklemi aramak. Burada gerçekten barış ve sulh yoluyla bir şey yapmaya çalışan bir irade var. Bu tarihî bir iradedir. Bunu kullanmaları lazım. Biz bunu yakından takip ediyoruz. Umarım bunu anlarlar." dedi.
"Amerika'nın yeni yönetiminin atadığı özel temsilci Sayın Tom Barrack'ın da bu noktada olumlu çabaları ve gayretleri var. Özellikle YPG'nin SDG'nin Suriye yönetimiyle sulh içerisinde entegrasyon süreci içine girmesi için orada devam eden bir süreç var. Bu süreci de yapıcı bir süreç olarak görüyoruz," diyen Dışişleri Bakanı, "Detaylı birtakım sorunlarımız olabilir, biz her zaman için büyük ve stratejik resme baktık. Dolayısıyla bu yöndeki çalışmaları destekliyoruz. Artık YPG yönetim kadrolarının da zamana oynama politikasını bırakmaları lazım. Bekledikleri karışıklık çıkmayacak, çıksa bile onların istediği sonuç hiçbir zaman çıkmayacak. Kürt kardeşlerimizin geleceğini ipotek altına almaktan çıkmaları lazım," diye ekledi.
"Bölgede yeni bir dönem ve yeni bir ruh var; Türkiye'de yeni bir dönem ve ruh var. Bunlardan istifade etmek lazım. Kusura bakmayın, kimse enayi değil, biz enayi değiliz. Biz bu süreçlere iyi niyet yatırıyoruz diye orada ortaya koyduğunuz kurnazlıkları görmüyor değiliz. Büyük devlet olmanın ve büyük bir amaca hizmet etmenin de kuralı var; onu yapıyoruz sadece. Sizi uyarıyoruz, çağırıyoruz; durduğunuz yeri değiştirin. Suriye'yi beraber nasıl inşa edeceğinizi düşünün," diyen Fidan, şöyle devam etti:
"Türkiye bölgede bir işgal ve dominasyon peşinde değil. Ama Türkiye'nin güvenlik kaygılarının tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durmamızın bir yolu yok. Bizim bir numaralı siyasi refleksimiz barış, sulh, iyi niyet; biz bu konuda aldatılan olma gibi bir tarafta da olmayacağız. YPG yönetimine çağrım; Şam yönetimi ile olumlu bir angajmana girsinler, Suriye'nin geleceğini beraber inşa etmek için ellerinden geleni yapsınlar, dünyadan topladıkları bir ton teröristle kendilerini tehdit olmaktan çıkarsınlar."


