DEM Parti den gözaltılara tepki! Süreci tartışılır hale getiriyor
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İBB soruşturmasında 'etkin pişmanlık' kapsamında ifade veren Aziz İhsan Aktaş'ın iddiaları nedeniyle gözaltına alındı.
Karalar ile birlikte bu sabah Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Büyükçekmece Belediye Başkanvekili Ahmet Şahin ve çok sayıda isim gözaltına alındı.
Karalar, Tutdere ve Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alınırken; Böcek, Antalya Başsavcılığı’nın yürüttüğü ayrı bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
DEM Parti'den ilk tepki genel başkanlardan geldi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, gözaltıları kabul etmediklerini belirtti. Hatimoğulları şu ifadeleri kullandı:
“Seçilmişlere, Türkiye halklarına yapılan bu eziyetten vazgeçilmelidir. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz.”
Hatimoğulları, halk iradesine saygı gösterilmemesinin toplumda derin yarılmalara yol açtığını belirterek şöyle devam etti:
"YOLU TIKIYOR"“Halkın sandıkta verdiği kararlara saygı gösterilmemesi, halkın iradesinin tanınmaması toplumda derin yarılmalara neden oldu/oluyor.”
Operasyonların demokratik çözümün önünü tıkadığını belirten Hatimoğulları, “Bu operasyonlar çözüm değil, demokratik Türkiye’ye giden yolu tıkamaktır. Bir kez daha demokratik siyasetin önünün açılması çağrısı yapıyoruz.” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise açıklamasında operasyonları “kabul edilemez” olarak niteledi. Bakırhan şu ifadeleri kullandı:
“CHP’li Adana, Antalya ve Adıyaman Büyükşehir Belediye başkanlarına yönelik bu sabah gerçekleştirilen gözaltı operasyonları, halkın iradesine ve demokratik siyasetin temel ilkelerine yönelik kabul edilemez müdahalelerdir. Bu uygulamaları kınıyor ve reddediyorum.”
Yerel yönetimlere yönelik operasyonların toplumsal barışı tehdit ettiğini vurgulayan Bakırhan şöyle devam etti:
"BARIŞ SÜRECİNİN TARTIŞILIR HALE GETİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ"“Yerel yönetimlere yönelik sürdürülen bu saldırı ve gözaltı dalgası, hukuksuzlukları derinleştirerek en büyük zararı toplumsal barış umuduna vermektedir. Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey, artan baskı ve antidemokratik uygulamalar değil, aksine demokratikleşme adımlarının kararlılıkla atılmasıdır.”
Bakırhan, gerçek barışın ancak diyalog ve hukukun üstünlüğü ile sağlanabileceğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Gerçek toplumsal barış, ancak diyalogun güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğü ilkesinin her alanda egemen kılınmasıyla sağlanabilir. Barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecinin bu hukuksuzluklarla tartışılır hale getirilmesi kabul edilemez. Bu hassas süreç, tüm toplumsal kesimlerin katılımı ve ortak akıl ile yürütülmelidir.”
“Demokratik değerlerin korunması ve toplumsal barışın tesisi için, seçilmiş iradeye yönelik her türlü saldırının derhal son bulmasını talep ediyoruz.”




