Destici den hükümete Gazze uyarısı: Bataklık yeniden önümüze gelir
Sondakika sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Gazze'de ateşkesin sağlanmasına ilişkin açıklama yaptı. Ateşkes kararından mutlu olduklarını söyleyen Destici, iktidara ise dikkat çeken bir uyarıda bulundu.,
DESTİCİ'DEN İKTİDARA "GAZZE" UYARISI"Yeniden inşa" söylemiyle sunulan geçici yönetim planlarının arkasında ABD ve İsrail'in siyasi ve ekonomik kontrol kurma amacı taşıma ihtimalinin bulunmasının çok yüksek olduğunu belirten Destici, Türkiye'nin buna açık bir dille karşı çıkması gerektiğini vurguladı.
"ÖNCELİĞİMİZ GAZZE'DE KATLİAMIN DURMASIDIR"Destici, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Gazze'de ateşkes sağlandığı için elbette memnunuz. Anlaşmanın Filistin'de ve bölgede sağlanması gereken kalıcı bir barışın ilk adımı olmasını temenni ediyorum. Önceliğimiz, "Gazze'de katliamın durması", "Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması" ve "Evlerinden edilen Gazzelilerin güven içinde geri dönebilmeleri"dir.
"FİLİSTİN YENİ BİR SÖMÜRGE ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLMEMELİDİR"Ateşkes sonrasında muhakkak, Gazze'de sivillerin güvenliği sağlanmalıdır. Uluslararası kuruluşlara bu konuda önemli görevler düştüğüne inanıyorum. Gelinen noktada, 1967 sınırları çerçevesinde şekillenecek, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti, çözümün ve tesis edilecek barışın en önemli teminatı olacaktır. Yapılan anlaşma ve sağlanan ateşkes, işlenen "soykırım" ve "savaş suçları" için bir örtbas etme bahanesi yapılmamalıdır. Filistin, geleceğini Filistinlilerin dışındakilerin belirlediği, yeni bir sömürge alanına da dönüştürülmemelidir.
"FİLİSTİN'DEKİ DIŞ VESAYET GİRİŞİMLERİNE MESAFELİ BİR DURUŞ SERGİLEMELİ"En mühimi de, Türkiye, Gazze politikasını Filistin halkının iradesi ve egemenliği temelinde şekillendirmelidir. Son günlerde gündeme gelen "geçici yönetim" planları, küresel finans çevreleri ve İsrail yanlısı eski siyaset elitlerinin bölgede etkili olmaya çalıştığını gösteriyor. Türkiye, bu tür dış vesayet girişimlerine karşı temkinli, sorgulayıcı ve mesafeli bir duruş sergilemelidir.
Gazze'nin "yeniden inşası" söylemiyle sunulan planların, aslında bölge üzerinde siyasi ve ekonomik kontrol kurma amacı taşıma ihtimali çok yüksektir. Türkiye, bu tür girişimlere "insani yardım" ya da "koordinasyon" adı altında dâhil olmanın, uzun vadede Filistin halkının iradesini ve temsil gücünü zayıflatacağını açık bir dille ifade etmelidir.
"TÜRKİYE İNSANİ SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRİRKEN ÜNİTER SINIRLARINI DA KORUMALIDIR"Türkiye, Gazze'deki kardeşlerimizin yerinde kalması için, insani koordinasyonu güçlendirmeli, Filistin merkezli kapsamlı yerel planlar sunmalı ve bunları desteklemelidir. Geçmişte yaşanan tecrübeler, bazı dış aktörlerin mali destek teklifleriyle göç yükünü Türkiye'ye yönlendirmeye çalıştığını göstermiştir. Bu durumun hem toplumsal hem de güvenlik açısından ciddi sonuçları olabilir. Şu an zaten bu konuda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Yani Türkiye, insani sorumluluklarını yerine getirirken "egemenlik" ve "üniter" sınırlarını da kararlılıkla korumalıdır.
"IRAK'TAKİ BATAKLIK YENİDEN ÖNÜMÜZDE GELİR"Netice itibariyle: Türkiye açısından en kritik nokta da burasıdır. Türkiye, bu planın içine "inşâ" ya da "koordinasyon" adıyla dâhil edilirse, yine Tony Blair ve yönetiminin sebep olduğu Irak'ta 2003 sonrası yaşadığımız bataklık yeniden önümüze gelir.
Anlaşma ve süreç terörist İsrail'in çıkar ve önceliklerine göre şekillendirilirse, o vakit bu küresel vesayet planına dâhil olan her ülke, yarın o topraklarda dökülen her masum kanın vebalini taşımak zorunda kalacaktır. Binaenaleyh Türkiye, bu vebalin değil, Filistin halkının onurlu direnişinin yanında olmalıdır."





