Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi’ndeki sergi ve kitap lansmanı, Türk sanat dünyasında özel yerini aldı
Mynet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Akademisyen ve yazar Prof. Dr. Uğur Batı, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:
Modern sanatın duayeni ve ülkemizin eşsiz sanatçılarından biri olan Devrim Erbil, benim kaleme aldığım "Şekerrenk" kitabıyla sanatsal mirasını geleceğe taşıyor. Erbil’in halı resimlerde konusundaki sanatsal kariyerini ve eşsiz bakış açısını yansıtan "Şekerrenk" sergisi de “Devrim Erbil Halılarının” en geniş koleksiyonu olarak göze çarpıyor.

Sanatçının halı çalışmaları, Anadolu coğrafyasının zengin kültürünü ve tarihini yansıtmanın ötesinde, evrensel bir diyalog başlatma gücüne sahip olacaktır. Erbil, yerel motifleri evrensel bir sanat diliyle işlerken, aynı zamanda kültürel köklerimizin modern dünyada nasıl bir yankı bulabileceğini de ortaya koyar. Bu kitap, Devrim Erbil'in eserlerini, onların yarattığı görsel ve duygusal etkiyi halılar üzerinden derinlemesine inceleyerek, sanatseverlere sanatçının dünyasına adım atmaları için bir kapı aralayacak. Her bölüm, Erbil'in halı sanatındaki farklı bir yönü ele alarak, onun bu büyüleyici evrensel dilde nasıl ustalaştığını gösterir. Devrim Erbil’in sanatı üzerinden halıları keşfetmek, sadece estetik bir deneyim değil, aynı zamanda bir öğrenme ve keşfetme sürecidir. Bir füzyondur. Bir değer zinciridir. Erbil halılarına akan, yansıyan her detay, kültürümüzün ve sanatın evrenselliğinin bir ifadesi olarak okunabilir. Bu sayfalar, sizleri sanatın sadece gözleri değil, aynı zamanda kalpleri ve zihinleri de nasıl etkileyebileceğini göstermek için tasarlanmıştır.

Devrim Erbil’in halı resmi; atkı, çözgü, düğüm, ilme; halı tezgahındaki bir büyük ustanın hikayeleridir. Devrim Erbil tartışmaya kapalı bir şekilde dünyanın en önemli halı-ressamıdır. İmgeleri özgün, üslubu özelleştirilmiş, farklı tekniklerde inşa edilmiş, dünyanın tüm dokuma teknikleriyle dokunmuş, yaygın, en fazla halı koleksiyonuna sahip ressamı Devrim Erbil’dir. Halı sanatının dünyadaki “duayeni”dir. Halı sanatın dilini, yalnızca bir ustalıkla değil, bir bilgelikle ve duygularla harmanlayan, adını Türk ve dünya sanat tarihine altın harflerle yazdırmış bir büyük ustadır o. Bu büyük ustanın Yağcıbedir halıları vardır, Uşak halıları vardır, Özbek halıları vardır, Türkmen halıları vardır, İran halıları vardır, İpek halıları, Hereke halıları vardır. Daha pek çok üslupta halıları vardır. Fakat Erbil’in halı-resimleri kesinlikle bir Anadolu mucizesidir. Onun halılarında Anadolu’nun halı yelpazesinin kendine özgü renklerini, kompozisyonlarını, olağanüstü tekniklerini görürüz.

Bir İstanbul akşamıydı. Galata Kulesi'nin gölgesinde, eski bir konağın tavan arasında tozlu bir halı tezgahı duruyordu. Devrim Erbil, elinde kök boyalarla bu tezgahın başında, Yağcıbedir'in kadim motiflerini modern bir İstanbul siluetiyle buluşturmaya çalışıyordu. Her ilmekte, hem geçmişin fısıltılarını hem de geleceğin hayallerini dokuyordu. Tam o sırada kapıyı çaldım. Elimde aylardır hazırladığım büyük bir proje dosyasıyla içeri girdim: "Devrim Hocam," dedim heyecanla, "bu halı-resimleriniz sadece dokuma değil, Anadolu'nun ruhunu taşıyan zaman kapsülleri. Bunları 'Şekerrenk' adıyla ölümsüzleştirmeliyiz."
Bu karşılaşma, Türk sanat tarihinde bir dönüm noktası olacak büyük bir projenin ilk kıvılcımıydı. Aylar süren çalışmalar sonunda, Balıkesir Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi'nde muhteşem bir koleksiyon hazırdı. benim küratörlüğünde düzenlenen sergi salonu, adeta bir zaman tüneli gibiydi. Bir köşede, Nakkaş Osman'ın minyatürlerinden esinlenen ilk dönem çalışmaları, diğer yanda Mondrian'ın geometrik anlayışını yansıtan modern yorumlar... Serginin kalbinde ise "İstanbul Senfonisi" vardı - Erbil'in Boğaz'ın mavisini 213 farklı tonla dokuduğu dev halı, ziyaretçileri büyülüyordu.

Kitap fuarında, "Şekerrenk: Devrim Erbil Halıları ve Namütenahi Bir Derinlik"in lansmanı yapılırken, Erbil genç sanatçılarla sohbet ediyordu: "Bakın," diyordu bir Hereke halısını göstererek, "buradaki her motif bir hikaye anlatır. Sanatçı, bu hikayeleri bilmeli ve yeniden yorumlamalı."
Benim kalemimden çıkan, Barış Erbil’in de küratörlüğünü yaptığı bu eser, sadece bir sanat kitabı değil, aynı zamanda bir kültür hazinesiydi. Kitapta, Erbil'in Olga de Amaral ve Fiona Hutchison gibi uluslararası sanatçılarla olan diyalogları, Hans Holbein'in detaycılığına duyduğu hayranlık ve Grayson Perry ile kurduğu sanatsal köprü tüm detaylarıyla anlatılıyordu. Özel bir bölümde ise Erbil'in şu sözleri yer alıyordu: "Halı sanatı ölmeye yüz tuttu, biz bu geleneği yaşatmalıyız."
MÜZEDE BİR GECE: SERGİNİN AÇILIŞISergi açılışından önceki gece, müzede hummalı bir çalışma vardı. Devrim Erbil, en sevdiği eseri olan "Çizginin Ritmi"nin önünde durmuş, dalgın dalgın bakıyordu. 2019 yılında yaptığı bu 100x135 cm'lik halı-resim, tüm sanat anlayışının özeti gibiydi. Devrim Hoca’nın yanına yaklaştım: "Hocam, yarın sadece bir sergi açmayacağız. Anadolu'nun dokuma geleneğini dünyaya tanıtacak bir kapı aralayacağız." dedim.
Ertesi gün, müzenin kapıları açıldığında, içeri akan sanatseverler Devrim Erbil'in deyimiyle "renklerin senfonisi" ile karşılaştı. Sergi mekanı, Erbil'in "sanat bir bütündür" felsefesine uygun olarak tasarlanmıştı. Bir köşede Yağcıbedir'in geleneksel motifleri, diğer yanda İstanbul'un modern çizgileri, hepsinin ortasında ise sanatçının "Halı Dünyası"nı anlatan özel bir bölüm vardı.

Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi'ndeki bu sergi, Türk sanatının dünyaya açılan penceresi oldu. Kiki Smith'in dokuma sanatına getirdiği yenilikçi bakışla, Olga de Amaral'ın tekstil eserlerindeki zarafetle kıyaslanan Erbil'in çalışmaları, ziyaretçilere şaşırtıcı bir keşif sunuyordu.
Serginin en çarpıcı köşelerinden biri, 1 metrekareye bir milyon düğümün sığdığı ipek halının sergilendiği bölümdü. Bu eserin yanında duran bilgilendirme panosunda şu sözler yazılıydı: "Bu halı, iki ustanın 2,5 yıllık emeğinin ürünüdür. Her düğümde Anadolu'nun bin yıllık dokuma geleneği, modern sanatla buluşuyor."
Sanat eleştirmenleri, sergiyi gezdikten sonra şu yorumu yapıyordu: "Devrim Erbil, Şekerrenk projesiyle sadece halı sanatını değil, aynı zamanda Anadolu'nun kolektif belleğini de geleceğe taşıyor. Küratörlüğümdeki bu sergi ve kitap, Türk sanat tarihinin kilometre taşlarından biri olacak."

Balıkesir'de başlayan bu yolculuk, şimdi dünyanın dört bir yanına yayılmaya hazırlanıyor. Tıpkı Erbil'in halılarındaki iplikler gibi, geçmişle geleceği birbirine dokuyan bu proje, sanat tarihinde silinmez bir iz bırakmaya devam ediyor.
Devrim Erbil, serginin açılış konuşmasında şunları söylemişti: "Halı, sadece bir zanaat değil, bir medeniyetin kendini ifade biçimidir. Şekerrenk, bu ifadenin en güzel hallerinden biridir."
Ekleyeyim bitirirken: "Bu proje, bir sanatçının kişisel yolculuğundan öte, bir kültürün sanatla kurduğu diyaloğun belgeselidir."
Şekerrenk, 21 Mayıs 2025'ten itibaren Balıkesir Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi'nde sanatseverleri bekliyor. Bu sergi, sadece gözleri değil, ruhları da doyuracak bir deneyim vaat ediyor.
SERGİ VE KİTAP KÜNYESİSergi Adı: Şekerrenk: “Devrim Erbil Halıları ve Namütenahi Bir Derinlik
Sergi Evsahibi: Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi
Ressam Adı: Prof. Devrim Erbil
Küratör: Prof. Dr. Uğur Batı
Kitap Yazarı: Prof. Dr. Uğur Batı
Kitap Küratörü: Barış Erbil
Türü: Müze/Halı-Resim Koleksiyonu
Sergi Açık Tarih Aralıkları: 16 Mayıs-Ucu Açık
Sergi Eser Türleri:
Halı Resimler/ Kilim Eserler/ Karışık Teknikler/


