Dijital bağımlılığın panzehri güçlü aile bağları
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Hemen hemen herkes vaktinin büyük çoğunluğunu sosyal medya platformlarında geçirir hale geldi. Kimimiz işimizin bir parçası olarak kimisi sosyalleşme aracı olarak kimisi de oyun oynamak için sosyal medya platformlarını sıklıkla kullanıyor. İşte tam bu noktada, bilimsel literatüre yeni yeni giren 'Dijital Bağımlılık' kavramı karşımıza çıkıyor.
MUTLAKA ÖNLEM ALINMALI
Yeni bir bağımlılık çeşidi olduğu için de bilim dünyası dikkatini bu noktaya vermiş durumda. Zira önlem alınamazsa çok büyük toplumsal sorunlarla karşılaşılabilir. Yeşilay bu tehlikenin farkında olarak bu yıl 'Dijital Bağımlılık' kongrelerinin altıncısını düzenledi. SABAH Gazetesi'nin de sponsor olduğu kongrede ulusal ve uluslararası onlarca akademisyen dijital bağımlılığı tüm yönleriyle ele alındı. Kongreye katılan uzman isimlerle asrın hastalığını masaya yatırdık.

NOTLAR DÜŞÜYORSA DİKKAT!
İnternetin hızla yayılmasının davranışsal bağımlılıklar alanında önemli değişikliklere neden olduğunu kaydeden Yale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Marc Potenza, teknoloji bağımlılığına ilişkin olarak, "İnternete erişimin kolaylaşması, bahsin sporda ve medya içeriklerinde daha fazla yaygınlaşmasına sebep oldu. Düzensiz ve kontrolsüz kullanım, İnternete büyük öncelik vermek, ondan başka bir şey düşünmemek, internetin zararlı durumu olmasına rağmen kullanmaktan vazgeçememek dijital bağımlılığın göstergesidir. Telefon, tablet ya da bilgisayar elimizden düşmüyorsa, işimiz olmadığı halde internete giriyorsak artık bağımlı olmuşuz demektir. Acilen kendini kısıtlamalı" dedi.

KISITLAMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Öğrencilerde dijital bağımlılık risklinin gözlemlenebildiğini vurgulayan Potenza, "Sosyal medya platformları modern dünyanın bir gerçeği. Hayatımızın her alanında var. Elbette ki bütün iletişimi koparalım demiyorum. Mesele en sağlıklı bir şekilde kullanım yolunu bulmakta. Kısıtlamak bir çözüm değil. Bugünün çocukları oyunlarını internet üzerinden oynuyor. Siz oyunu kısıtlarsanız çocuğun arkadaş çevresinden soyutlamış olursunuz. Dijital bağımlılığı tespit etmek kolay değildir. Belirtileri çok zordur. Örneğin alkol bağımlısını birini kolaylıkla anlayabilirsiniz. Fakat internet bağımlısını anlamak kolay değildir. Günlük işlevlerini yerine getiremeyen biri dijital bağımlıdır. Çocuklarda ilk belirti akademik alandaki başarılarında gözle görülen bir düşüştür. Öncesinde iyi olan dersler birden olumsuz seyrediyorsa baş aktörü dijital bağımlılık olabilir. Dijital teknolojilerin üzerinde kontrol sağlayamayan biri de artık bağımlı olmuştur" dedi. Sosyal etkinliklere direnç gösterilmesinin bağımlılık belirtisi olduğunu söyleyen Potenza, "Ekranda geçirilen sürenin mahiyeti de önemlidir. İki saat ekranda ders çalışan bir çocuk için risk yoktur. Fakat aynı şeyi oyun oynayan bir çocuk için söyleyemeyiz.
SOSYAL DİRENÇ BAĞIMLILIK BELİRTİSİ
Dijital bağımlılığın etkileri, kullanım süresinden çok içeriğin türüyle ve kişinin teknolojiyle olan ilişkisiyle ilgilidir. Dijital platformların güvenliği konusunda yeterli veriye sahip değiliz. Platformaların bir kısmında güvenli internet uygulamaları var. Aileler izleyebiliyor. Ancak etkinliği konusunda da elimizde veri yok. Mesele dengeyi bulabilmekte. Çevrim içi ve çevrim dışı dengeyi kurmak çok önemli. Velilerin çocuklar için sınır koyması, evlatlarının ilerdeki yaşamları için çok önemlidir" yorumunu yapıyor.
HIZLI BİR İVME VAR
Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Traş, "Dijital bağımlılığa karşı en koruyucu etken anne ve babadır. Anne ve babanın çocukla doğru ilişkisi bağımlılık riskini azaltır. Dijital bağımlılığı analiz ettiğimizde çocuk yahut ergenin, aile bağlarının zayıf olduğunu saptıyoruz. Çocuk da ailede göremediği ilgiyi dijital araçlara dönerek arıyor" diyor. Önleyici tedbirlerin şart olduğunu kaydeden Prof. Dr. Traş, "Teknolojiyi hayatımızdan atamayız. Böyle bir şey mümkün değildir. Çocuklarımızla buna uygun doğru sağlıklı internet kullanımı konusunda çalışmalar yaptığımızda bunun önleyici bir çalışma olduğunu görüyoruz. Türkiye'de dijital bağımlılık hızla bir yükseliş gösteriyor. Ailesinin dışladığı ve önemsemediği çocuklar ödülü ve sevgiyi dijital platformlarda arıyor" dedi.

OYUNLAR KUMARA SÜRÜKLÜYOR
Dijital kumar bağımlılığının oyunlar vasıtasıyla yayıldığına dikkat çeken Prof.Dr. Hae Kook Lee, "Dijital kumar bağımlılığı çağımızın en büyük problemlerinden biri. Özellikle büyük oyun şirketleri para kazanmak için oyunları bir anlamda kumar haline getiriyor. Bunda da oyunlar tuzak olarak kullanılıyor.
AYIRT EDEBİLMEK ÖNEMLİ
Oyunların ne kadar oyuna benzediği, kumar özelliği taşımadığı ayırt edilmeli. Özellikle çocukların oynadığı platformlarda kumarın yedirilmemesi bunun önüne ebeveynlerin önüne geçmesi gerekir. Kumarı çağrıştıran oyunlara aileler izin verilmemeli. Aileler buna dikkat etmeli. Dijital kumar bağımlılığı ekseriyetle oyunlar üzerinden başlıyor. Genelde ilk kurban gençler oluyor" dedi.

Oynadığınız oyunun sizi kumara sürükleyebileceğini kaydeden Kook Lee, "Farkına varmaksızın, dijital kumarın bağımlısı haline geliyorsunuz. Burada ayırt edebilme yetisi çok önemli. Oyunun kumara sürükleyip sürüklemediğini anlamanız lazım. Oyun şirketleri yakından denetlenmeli. Piyasaya sundukları oyunun kumar özelliği taşıyıp taşımadığı mutlaka iyi incelenmelidir. Oyun şirketleri para kazanma hırından kaynaklı oyunları kumara çevirebiliyor" ifadelerini kullandı.
NİNE-DEDE İLGİSİ ŞART
Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü Araştırma Yöneticisi Doç. Dr. Sari Castrén ise dijital ve kumar bağımlılığını önlemek için şu önerileri paylaştı:
Büyükanneler ve büyükbabalar olarak sık sık torunlarınızla bir araya gelin ve onlara teknolojisiz zamanları anlatın. O zamanların ne kadar güzel olduğunu anlatabileceğimiz onlarca hikâyelerimiz var.

Sosyal medyasız hayat nasıldı? Nasıl sosyalleşiyorduk? Annen ya da baban nasıl doğdu? Onların çocuklukları nasıl geçti? Bunları torunlarınıza anlatın. Aile büyüklerinin anıları dikkatlerini oldukça çekecektir.
Çocuklarımıza ya da torunlarımıza şöyle diyebiliriz: "Haydi, cihazını sepete koy ve benimle birlikte ol. Şu an burada ol, konuşalım, birlikte vakit geçirelim. Zihnin telefonunda olmasın."
TEHLİKE NORMALLEŞİYOR
Sosyal medyanın aşırı ve yanlış kullanımı gençlerin sadece ruhsal ve fiziksel sağlığını iyi yönde etkilemiyor. Birçok tehlikeli ve riskli davranışları da normalleştiriyor. Castrén, "YouTube, Twitch, Instagram ve TikTok gibi platformlar, kumar ve oyun aşırılıklarını normalleştirebilecek içeriklerle doludur" diyerek bu davranışları şöyle sıralıyor:
INFLUENCER ETKİSİ
Sosyal medyadaki popüler isimler bazen milyonlarca genç takipçisine kumarhane tarzı oyunlar, çevrim içi bahisler veya ganimet kutularına yapılan cömert harcamaları sergiler. Zararlı içerikleri tanıtır. Birçok tehlikeli aktiviteleri eğlenceli ve sorunsuz olarak algılanır.
CHALLENCE'LAR:
Çoğu oldukça tehlikeli olan ve challenge adıyla bilinen meydan okumalar sosyal platformlarda gençler arasında hızla yayılıyor. Bir seferde ne kadar hamburger yiyebileceğine ilişkin meydan okumalar da bunlardan biridir. Bu tip challenge'lar çılgın olarak adlandırılsa da insan sağlığını tehdit eder.


