Dişlerini fırçalayan herkesi ilgilendiriyor! Eğer siz de böyle fırçalıyorsanız dişlerinizin çürümesi çok normal
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Ağız ve diş sağlığı için uygulanan diş fırçalama alışkanlığının sonunda çoğu kişi ağzını suyla çalkalar ve bu şekilde işlemi tamamlar. Ancak bu konuda yapılan bazı çalışmalar dişleri fırçaladıktan sonra ağzı suyla çalkalamamak gerektiğini ortaya koyuyor. Dundee Üniversitesi'nde çalışan fiş hekimleri Clement Seebullock ve Nicola Innes tarafından yapılan bilimsel bir çalışma diş macununun içindeki florürün fırçalama işleminden sonra ağızda kalmasının önemine dikkat çekiyor. Hazırlanan makaleye göre fırçalamadan sonra ağzı suyla çalkalamak macundaki koruyucu florür tabakasının etkisini büyük ölçüde yok ediyor.
Florür diş minesinin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak asitlerin nedne olduğu çürümelerin diş yapısına zarar vermesini engelliyor. Florür minerali ilk kez 1940'lı yıllarda ABD'de içme suyuna eklenmeye başlamıştı. Bu mineralin dişlerde çürümeyi engelleyici etki taşıdığı bilimsel olarak ise kanıtlanmış durumda. İçme suyunun florlanması ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından 20. yüzyılı en önemli halk sağlığı girişimlerinden biri olarak görüyor.
Çalışmalar ve makaleler ile faydası desteklenen florürün ağızda daha uzun süre kalması için dişleri fırçaladıktan sonra tek yapmanız gereken macunu tükürmek. Sonrasında ağzınızı su ya da gargara ile çalkalamamalısınız. bu yöntem florürün diş yüzeyinde daha uzun süre kalmasını sağlayarak çürük oluşumunu neredeyse yüzde 25 seviyesinde azaltabilir. Uzmanlar göre zor gibi görünene bu alışkanlığı kazanmak yalnızca birkaç gün gününüzü alacak.
Bunun yanı sıra uzmanlar tarafından yapılan açıklamalara göre geceleri vücut daha az tükürük üretiyor. Bu da dişlerin daha savunmasız hale gelmesine yol açıyor. tükürüğün sağladığı koruma olmadan ağız içindeki bakterilerin asit üretimi artışa geçerek çürükleri beraberinde getiriyor. bu sebeple geceleri uyumadan önce dişleri fırçalamak hem ağız hijyeni açısından hem de doğal korumayı geri kazanmak açısından önem taşıyor.


