Doğaseverlerin yeni rotası Hakkari
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Uzun yıllardır kapalı bir kutu gibi saklı güzelliklerinin ortaya çıkmasını bekleyen Hakkari artık terörle değil festivallerle anılıyor. Dağların başkenti denilen şehre adımınızı atar atmaz sizi tertemiz havası ve saygılı, nahif insanları karşılıyor. Doğu şehirlerinin misafirperverliği burada oldukça yaygın, "Hocam, buyrun bizim misafirimiz olun" diyen sesleri her adımda sizi karşılıyor, Sümbül ve Cilo ve Sat Dağları ise tüm heybeti ile karşınızda duruyor. 2015'te Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nın açılması da kentin hareketlenmesine neden olurken, bu yıl 7. düzenlenmesi planlanan ancak komşu İran'daki savaş nedeniyle iptal edilen Cilo Festivali'nin de kentte emeği büyük. 6 kez düzenlenen festivalin ekonomik ve sosyal anlamda etkileri de oldukça yüksek.

Hakkari'nin 4 bin 135 rakımlı Cilo Dağları'nda bulunan 20 bin yıllık buzullar ise yürüyüş gruplarının vazgeçilmez rotalarından biri. Yaz günü çıkmama rağmen oldukça da soğuk, mutlaka ceketle çıkılması gerekiyor. Tektonik bir dağ olan Cilo Dağı'nın eteklerindeki buzulların küresel ısınma nedeniyle her yaz daha çok eridiğini ise üzülerek öğreniyorum. Kentliler ise bu noktada ikiye ayrılmış durumda. Kimisi buzullara insanların çıkmasını doğru bulmazken kimisi de 'Yıllarca kötü anıldık artık doğal güzelliklerimiz ile ön plana çıkalım' düşüncesinde. Buzulların kalınlığı kışın 150 metreye ulaşıyor ve mutlaka bölgeyi bilen kişilerle çıkmak gerekiyor.
FESTİVAL ALANI HAREKETLİBen de kentte oldukça aktif bir doğa yürüyüş grubu olan Cilo Sat Gölleri ve Buzulları Dağcılık ve Doğa Kulübü(CİSAD) ile bu deneyimi yaşadım. Bu yıl festival iptal edilse de alan oldukça hareketli. Halay çekenler, kamp atanlar, karpuzunu gölde soğumaya bırakanlar ve ateş üzerinde demli bir çay ikram edenler. Her şeyi ile güzel bir atmosfer. 'Festival de olsa nasıl olurdu' diye düşünmeden geçemiyor insan. Bu nedenle önümüzdeki yıl festivali şimdiden heyecanla beklemeye başlıyorum çünkü burada hem su hem de hava sporları yapılıyor, dileyen kanoya da binebiliyor.

CİSAD kulübü sporcusu Mazlum Tekçe, uzun yıllardır kentin tanıtımı için çalıştıklarını belirterek, "Bugün de buraya 40 kişi ile geldik, doğa yürüyüşü yaptık, kanoya bindik. Biz de bu güzel coğrafyayı tanıttığımız için gurur duyuyoruz. Özverili ve gönüllü şekilde yerli yabancı turistlere Hakkari'yi tanıtmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Kulüp sporcusu Adnan Raufoğlu ise yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Cilo Sat Gölleri ortalama 3 bin 500 rakımlı ve yirminin üzerinde göl bulunuyor. Son yıllarda buzullar ne yazık ki eriyor. 2020 yılında Milli Park ilan edildi ve festivaller düzenlenmeye başladı. Festivaller ile seviniyoruz çünkü kentimiz tanıtılıyor ancak bilinçsiz kişiler de gelebiliyor ve arkalarında çöp yığınları bırakıyorlar. Lütfen, buralara gelen herkes doğaya duyarlı olsun, gelecek nesillere iyi bir coğrafya bırakalım."

Cilo Dağları'ndan indiğimizde ise bizi kaya resimleri karşılıyor. Resimlerde görülen yabani koyun ve keçi çizimlerinin avcı-toplayıcı dönemlerde yapıldığı ve 7 bin 500 yıllık bir tarihi olduğu varsayılıyor. Kentte beni etkileyen diğer bir nokta ise Berçelan Yaylası yani tepenin arkasındaki yer. Burada, hayvanlarla ilgilenen kişilere berivan denildiğini de öğreniyorum. Berivanlar, burada süt sağıyor, yoğurt ve peynir yapıyor, sıcacık tandır ekmeği ile de ikram ediyor.

Türkiye’nin en yüksek on zirvesinden altısına sahip olan kentte, yaylacılık da oldukça önemli. Yazın başlamasıyla hayvancılık için yaylalara çıkanlar, yarı göçebe bir hayat da yaşayabiliyor. Yerel kıyafetli insanlar ise kentin çoğu noktasında karşınıza çıkıyor. Özellikle düğünler kültürel bir şölen tadında. Tanıdık olmanıza gerek yok hangi düğünün kapısını çalsanız sizi en iyi şekilde ağırlıyorlar. Yemekleri ise oldukça lezzetli.
DAĞLARIN BAŞKENTİSözün özü, iyi ki "Gitme oralar tehlikeli" diyenleri dinlemeyerek Hakkari'ye geldim ve bu güzel coğrafyada kalbi tertemiz insanlarla aynı ekmeği paylaştım. Teşekkürler dağların başkenti. "Seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Dünyanın en güzel yerini sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir” böyle başlıyordu Hakkari’nin 1974 yıllarını anlatan ‘Vizontele’ filmi ben de yazımı bu sözlerle noktalıyorum.
Kaynak: Haber Merkezi


