Dünya liderlerinin yeni politikası… Trump’ın suyuna gitmek
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Liderler, Trump ile güçlü bir ilişki kurabilmek için onun egosuna hitap eden, dikkatle seçilmiş cümleler kurma yarışına girmiş durumda. Ancak bu “flörtöz diplomasi” tarzı, Trump’ın nezdinde her daim somut bir karşılık bulmuyor. Trump her ne kadar övgülerden hoşnut görünse de pek az lider ondan istediğini alabiliyor.
STRATEJİK ANAHTAR ÖVGÜ
Trump’ın öngörülemezliği, dış politikada kurumsal çizgileri bir kenara itelemesi ve kararlarını ruh haline göre şekillendirmesi, liderleri alışılmadık bir diplomasi diline yöneltti. Övgü, Trump ile ilişkilerde yalnızca bir jest değil, çoğu zaman bir güvenlik veya ticaret hamlesinin anahtarı haline geldi. Dünya liderleri de geleneksel diplomasinin yerini Trump’ın kişisel beğenilerine göre şekillenen “duygusal müzakerelere” bıraktığının farkında. İşte tam da bu nedenle Trump’ı memnun etmek, artık stratejik bir refleks halini aldı.
ELLERİ BOŞ DÖNDÜLER
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, şubat ayında yaptığı Oval Ofis ziyaretinde, Trump’ın barış getiren lider imajını pekiştirmeye odaklandı. Starmer, monarşik sembollere özel ilgi duyduğu bilinen Trump’a Kral Charles imzalı İngiltere’ye davet mektubunu iletti. Ancak bu sıcak tabloya rağmen, Trump’ın yalnızca bir ay sonra Ukrayna’ya yapılan askeri yardımı durdurması, İngiltere’yi hayal kırıklığına uğrattı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise Trump’ın iç politika hassasiyetlerine odaklanan farklı bir taktik izledi. Trump’ın ünlü sloganını Batı’ya uyarlayan Meloni, “Benim hedefim de Batı’yı büyük yapmak. Bunu birlikte başarabiliriz” ifadelerini kullandı. Ancak Meloni, Trump memnuniyetini belli etse de, Beyaz Saray’dan beklediği sembolik desteği hâlâ alamadı. Kanada Başbakanı Mark Carney de Trump’ı “dönüştürücü bir lider” olarak nitelendirdi ancak bu temkinli yaklaşım bile yeni gümrük tarifelerinin önüne geçemedi.
Trump’a gösterilen bu ilgi zaman zaman sıradışı ifadelere de sahne oldu. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump’ın İsrail ve İran’ı “kavga eden çocuklara” benzettiği açıklamasına esprili bir dile karşılık vererek, “Bazen bir babanın (Daddy) sert konuşması gerekir” ifadelerini kullandı.
OVAL OFİS SINAV SALONU
Oval Ofis’in kapısı övgüyle açılabiliyor fakat içeride ne ile karşılaşılacağı ise tam bir muamma. Trump’ın iktidarında Oval Ofis, onu övmeyen ve doğrudan bir dil kullanmayı tercih eden liderler için adeta bir sınav salonuna dönüşmüş durumda. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, askeri yardım talebiyle gittiği Beyaz Saray’da “yeterince minnettar olmamakla” suçlanmış ve kameralar önünde tartışma yaşanmıştı. Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ise Ukrayna’da “teslimiyet değil, adil barış” vurgusu yaptığı için “reklam peşinde koşmakla” suçladı. Trump’la kişisel uyum yakalayamayan liderler için Oval Ofis, çözümden çok kriz noktası haline geliyor.


